5
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3092
Okunma
Ismarlama değildir.
Hiç beklemediğin bir anda yollar kesişir.
Dost olursun, arkadaş, ya da sevgili.
Zaman geçtikçe onu tanımaya ve anlamaya çalışmak için daha çok yakınlaşırsın. Daha ileri gider, ortak noktalarınızı keşfetmeye çalışırsın. Onunla kah gezmeye/eğlenmeye, kah dertleşmeye başlarsın.
Alışırsın ona, hiç tereddüt etmeden hayatına katarsın. Önemli şeylerde yanında olmaya çalışır, acısını azaltmak, gözyaşlarını kurutmak istersin.
Kısacası; birlikteliklerde en önemli esaslardan birinin "değer vermek" olduğunu bildiğinden; fedakarlık yapmaktan gocunmazsın.
Kalıcı bir birliktelik fedakarlıkla olur dersin ve yüreğini (zaaflarınla birlikte) tüm açıklığıyla önüne serersin. Öyle inanırsın ki, sırlarını verirsin, hatta (seni ilk önce ordan yumruklayacağına ihtimal vermezsin) yaralarını gösterirsin. Eline seni ezmek için yeterince koz vermişsindir artık. Yeri geldiğinde kah sitemle, kah tatlı tatlı tehditle başlar senin zaaflarını kullanmaya. Sen “kalbimi bozmayayım” dedikçe; o senin gururunu, özverini, sabrını, anlayışını, hoşgörünü son demine kadar kullanır.
Zaman zaman hatalarını görsen de, “hatasız insan olmaz” dersin ve affedersin.
Çünkü zordur birine güvenip onu hayatına katmak, onunla can ciğer olmak zordur ve uzun zaman ister. Karşılıklı dikkat ister, özen ister, güven ister ve en önemlisi de fedakarlık ister. Sen elinden geleni yapmak istersin, onu da kendin gibi zannedersin. Taa ki ilk hayal kırıklığını yaşayana dek. Yine de ” nedeni vardır” dersin ve nankörlüğünü görmezden gelirsin.
Uzun zaman sonra fark edersin ki; sen verdiğin değeri alamıyorsun. Çünkü sınırlarını ona teslim etmişsindir, kafası estiğinde inceltiyor, estiğinde kalınlaştırıyor çizgileri… Fazlasıyla verdiğin özveri istediği gibi hareket etmesini kolaylaştırıyor.
Seccereni ölçmüştür anlayacağın.
"Canım" dediğin insan, gösterdiğin özeni kanıksamış. Fakat kendisi aynı titizlikte değildir, bencilliği hat safhadadır. Özveri sırası kendine gelince (ona ihtiyacın olduğunda) hep bir bahanesi vardır, yoğundur, vakti yoktur ya da zordadır.
Sen ısrar ettikçe bahanelerini artıracaktır ve ardı sıra senden gitmenin yollarını arayacaktır.
Sende artık vadesi bitmiştir.
Heyecanlı diyaloglar yerini (mutluluk kaynağı azalır) bir kaç vazife cümlesine bırakır. Konuşmalar ciddiyetini-samimiyetini yitirir, rutin haine gelir. Gitmeye yüzü olmadığından, kovulmayı hak edecek bir şeyler yapmaya başlar. Kendisi hep "sütten çıkmış ak kaşıktır" her fırsatta seni suçlar.
Geç olsa da; senin gözünde canlandırdığın insan portresiyle uzaktan yakından alakası olmadığını, onu sadece görmek istediğin gibi (iyi ve güzel) gördüğünü anlarsın nihayet.
Artık biliyorsun; ihtiyacı olduğunda seni arayan, sevginle ruhunu doyuran bu insandan sana yoldaş olmaz.
İşte bu noktada yapacağınız tek şey; kendinize olan saygınızı kaybetmemek için, bu birlikteliği (eziyeti) bitirmektir.
Sevdiğiniz insanın bazı hatalarını görmezden gelebilirsiniz, ama gururunuzdan, şerefinizden, haysiyetinizden ve de erdeminizden ödün veremezsiniz...
"Müsadenizle"
Site yetkililerine ve seçki kuruluna teşekkürler, saygılar...
...