- 404 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Neyinim (4)
Aynada kendime uzun uzun bakarken Ülgenin sesiyle tekrar irkildim
- Hadi çay soğuyor gelmeyecek misin
cevap vermeden yavaş hareketlerle verdiği komuta uyarak mutfağa geçip benim için ayrılmış yere oturdum
Sanırım gerçekten evlenmiştim bu masaları sandalyeleri tanımıyordum bedava verseler evime sokmazdım.
Ülgen elimi tuttu şefkatli bir kadındı her şefkatli kadın gibi benim içim aşırı tehlikeliydi
- İyimisin hayatım solgun görünüyorsun
- iyiyim iyiyim yok birşey uykumu alamadım galiba
Hiç birşey hatırlamasamda karnımı doyurmak duruma açıklık getirmekten önemliydi.
Zira açken kafam çalışmaz
yediklerim boş midemi doldururken bende düşünmeye başlamıştım.
Evlenmiştim ve hatırlamıyordum üstelik kavga ettiğim ve ayrılmayı kafama koyduğum Kadınla.
Ne yapıp edip bu işin içinde ne olduğunu anlamalıydım. Suskun kalıp bu durumu kabullenmekte bir seçenekti tabiki.
Karnımı doyurmuş keyfim yerine gelmişti her zamanki alışkanlıkla kahvaltılıkları kaldırmaya yeltenmiştim ki Ülgen
- hayatım ben hallederim
onun orada olduğunu bile unutmuştum birşey diyemedim o devam etti
- Sen çayını al salona geç bende buraları toparlayıp geliyorum
içimden bırak dağınık kalsın demek geldi darmadağındım.
Nedendir bilmiyorum konuşmuş olmak için
- Bugün günlerden ne diyebildim
- cumartesi
- tarih
- onüç nisan
- yıl
yüzüme aval aval bakarak
- İkibin onüç, canım gerçekten iyimisin benle dalga geçme
sustum susmam gerekiyordu
İçimdeki ses kallavi bir küfür ederek iyi değilim tabiki lan diyordu.
Ülgen ayağa kalktı boynuma sarıldı öptü hüzünlü bir sesle
-Hadi korkutma beni hem sana sevineceğin bir haberim var
Benimde sana bir haberim var ben hatırlamıyorum diyecektim kokusu burnuma geldi. İçim burkuldu aynı anda genital organım harakete geçti şu an yapılması gereken Ülgenin kollarından kurtulmaktı
Kafamdaki ses
- Sevişirsen kaybedersin dedi
çok haklısın diyerek Ülgenin ellerinden sıyrılıp salona geçtim.
Zira Ülgen benim için gerçekten tehlikeliydi hem zeki hem güzel aynı zamanda cilve yapması gereken yeri bilecek kadar erkek doğasına hakimdi.
Ülgeni beklerken kadınlar üzerine düşünüyordum...
Düşünmem gereken asıl konu ise çok başkaydı
Ülgen herzaman ki zarif adımlarıyla yanıma geldi ellerimi avuçlarına aldı
-Aşkım çok seviyorum
-Bende diyebildim
Kadife bir tondaydı sesi
- sana bir haberim var demiştim şimdi sakin ol çok bağırma sakın (gülüyordu) baba olacaksın
Ben baba olmak evet hayatta en çok istediğim şeylerden biri baba olmaktı bir çocuğum olmasıydı. Kim mutlu olmazdı ki böyle birşeyden ama ben mutlu değildim işte nasıl mutlu olabilirdim ki... Baba olacaktım lakin çocuğu ne zaman yaptığımı hatırlamıyordum.
Çocuğu geçtim ne zaman evlenmiştim lan ben. İçimden Ülgene asıl ben hamileyim diyesim geldi.
Uzun süre suskun kalmıştım Ülgen şoka girdiğimi düşünerek elleriyle beni sarstı
- Sevinmedin mi bu ne hal
kekeleyerek
- Haa haayır sevindim tabiki ama konuşmamız gerek beni sinirlenmeden dinle lütfen
-tamam hayatım
- Ben hatırlamıyorum
- neyi
- hiçbirşeyi
- nasıl
- kadın nasıl olacak ben evlendiğimizi falan hatırlamıyorum
bunu söylediğimde gülen gözleri buğulamış dudakları titremeye başlamıştı.
Nasıl titremesin beni vursa yeri evli olduğun adama hamile olduğunu söylüyorsun oda sana mal mal bakıp ben seninle evlendiğimi hatırlamıyorum diyordu...
Sesi çatallaşmış ve çirkinleşmişti bağırarak
- ne diyorsun sen ne demek bu hatırlamıyormuş bir yıl olmuş ve hatırlamıyorsun bak sen hamileyim lan hamile çocuğun çocuğumuz olacak.
Sen sen istemiyorsun demek ki bu çocuğu çokta umrumda buna izin vermem.
Hem ağlıyor hem çırpınıyordu daha fazla dayanamadım sımsıkı sarıldım saçlarını öptüm
- Ağlama ağlama lütfen beni dinle ne olur yalvarırım gerçekten hatırlamıyorum. Bizle ilgili en son hatırladığım kavgamız ve senin yarın gelicem demen lütfen anlamaya çalışıyorum
Hıçkırıyordu çocuk gibi hüzünlüydü sanki dayanamayacağımı bilerek yapıyordu. Sesimi yükselterek lütfen Ülgen yeter diyebildim
Dinle beni şimdi ben sorucam sen cevap vereceksin lütfen
- Tamam
ateşli bir gerginlik vardı aramızda kalbim onu sevmek aklım neler olduğunu anlamak kasıklarım ise sevişmek istiyordu
-Biz o kavgayı ettiğimizde bundan tam bir yıl on önceydi demi
- Evet
- sen geldin ve biz konuştuk sonra barışıp evlenmeye karar verip evlendik peki bu hangi ara oldu ne kadar zamanda.
Bekle dedi
Geri döndüğünde elinde bir albüm vardı
fırlatır gibi kucağıma attı yüzüme tiksinti ile bakıyordu. Bir silahı olsa eminim şu an beni öldürürdü bilmediği bende beni öldürmek istiyordum.
- bak iyi bak tamamı bizim resimlerimizle dolu. Haklıydı gerçektende düğün resimleriydi bunlar damatlığın içinde yüzüm gülüyordu.
Gelinlik ise Ülgene her zaman düşündüğüm gibi çok yakışmıştı
aslında rüyalarımdaki düğün olmuş denilebilirdi. Ben albümdeki resimlere şaşkın şaşkın bakarken
Bir sigara yaktı derin derin iki nefes çekip söndürdü sonra tekrar yaktı tekrar ve tekrar paketi bitince benden istedi verdim onuda bitirdi
Programlanmış gibi aynı haraketi yapıyordu sigarayı yakıyor iki nefes çekiyor söndürüyor...
Bir anda yüzüme sert bir tokat indirdi pişkin bir halde gülüyordum ikinci üçüncü dördüncü... vuruyordu vurdukça ağlıyordu canım yanıyordu bi an bende vurmak istedim sustum güldüm
Artık oda gülüyordu
Yüzüm kıpkırmızı olmuştu
sanırım elleri acıdığı için durdu
- Bana sen evlenme teklifi ettin oruspu çocuğu diye bağırdı
Gülüşüm değişti öfke vardı içimde yıllardır kimse bana böyle bir küfür etmemişti. Durumumuz ise bana bu küfrün binlerce kez söylenmesini haklı çıkarıyordu.
Gözlerim yaşardı
Sadece sus diyebildim
- Neden neden
- bilmiyorum
- bileceksin
- bir soru sorabilirmiyim
- sor
- sen geldiğinde biz önce konuşup sonramı seviştik yoksa önce sevişip sonramı konuştuk...
Güldü bu gülümsemede sevgi yerine nefret vardı
o çocukluğunda level atlatır bu soru adama diye düşündüm
Hasta bir kahkaha ile
-Önce sevişip sonra konuştuk saatlerce hemde dakikalarca
Taşlar yerine oturmuştu libidosunun ara sıra yönetimi ele aldığı her hemcinsim gibi ona dayanamayıp sevişmiştim onunla. Ve eğerki bu doğruysa gerçekten ona evlenme teklif etmiş olabilirdim.
- önce konuşmuş olsaydık keşke
- keşke belki evlenmemiş olurdum bir piçle
- yeter
- ne yetiyor halime bak hayatımı siktin lan işimi gücümü ailemi senin için bırakıp iki haftada evlendim seninle herşeyimi buraya taşıdım. Hayallerim hatıralarım hayatım. Yetmez
Haklıydı sarıldım ona kollarımdan kurtulmak istedi erkek olmanı verdiği kas gücünün işe yaradığını noktalardan biride bu tip durumlardı...
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu saçlarını koklaya koklaya öpüyordum
Fısıldıyarak
- Lütfen anla lütfen yok hafızam yok sadece anlamak istiyorum. Seviyorum seni çocuğuda istiyorum ki hatırlıyor olsam evlenmek isteyeceğim kadında sensin zaten hadi lütfen.
kendine gel bir doktora gidelim beraber.
Yüzünü kaldırdı kollarımı açtım önce bir tokat daha attı eh yeter ama diyerek elini tuttum. Dudaklarıma yapıştı tuzluydu tadı
dayanamadım karşılık verdim
yatakta çırılçıplak şekilde yanımda uyuyordu yine dayanamamıştım ona
Uyurken öyle güzeldiki bi an herşeyi hatırlıyor gibi yapıp öylece kalmak istedim...
Yapamazdım yavaşca yanından kalktım üzerime ilk bulduklarımı geçirip usulca omzundan öpüp kendimi sokağa attım...
İlk işim telefon rehberimdeki yakın arkadaşlarımı aramak oldu
Herkesin ilk cümlesi
- Evlilik nasıl gidiyordu
gerisini getirmelerine izin vermeden suratlarına kapadım...
Çıldırıyordum bir doktor bulmalıydım yada bir cinci hoca mantıklı birşey söyleyecek herkese razı bir şekilde
Bir taksiye atlayıp en yakındaki hastaneye diyebildim...
YORUMLAR
3.bölümün sonunda geçmişin bir düş olduğunu ve kahramanın gerçek olana uyandığını düşünmüştüm... 4.bölümde ise bir son değil, bir devam üslubu vardı ve öykü beşinci bölüme uzanacak gibi oldu. Bu arada kullandığınız müstehcen sözcüğü "s..tin" şeklinde sansürlemeniz nezaketen iyi olur sanırım. Paylaşmanız vesilesiyle yazınızı okumak imkanım olduğu için mutluyum...Konuyu işleme şekliniz ve tarzınız okumaya keyif katmakta. Güzel paylaşımınıza,edebiyata verdiğiniz emeğe ve yaşattığınız okuma keyfine teşekkürler... Tebriklerimle... Saygıyla...