ZOR ZANAATTIR KADIN OLMAK BURALARDA
Her erkeğin harcı değildir , günde 99 işle mücadele etmek. Paylaşımı yoktur kendinden başka ... çocuktu, kocaydı işti derken yitirdiği kadınlığını bile aramaya zamanı yoktur...Tutula kalmıştır doğmatik yaşamların içinde bir başına ... Otobüste ,vapurda, bir bilet, ekmek sırasındadır hep o... oysa kendi mutluluğundaki cümlelerin sırasında olmamıştır, ya da gözlerinin ferinde kaybolmuş ışık için yolculuğa çıkamamıştır hiç...
Zor zanaattır kadın olmak buralarda...
Tutamaz elini ömür biçtiği bedenin hep bir adım öndedir. Geriye kalmaksa o’na düşer..
soluk almak istediğinde nedense hep dar gelir o deniz manzaralı çay bahçeleri, ya da son filmlerin geldiği sinema salonları..
Zor zanaattır kadın olmak buralarda...
Tırnak aralarına ya da elindeki çatlaklara doldurmuştur yaşayamadığı hayatın paklığını...
Topuklu ayakkabıyla yürüyemezsin çünkü rengini kırmızı görürler, yere vurduğu ses bile başka melodiler çağırıştırır sokaktakilere... Doğurgan olacaksın bir kere; akşamları içki sofrasında meşgâle arayan kocanın donatmalısın masasını eksiksiz. Kahvehanelerde barbut, kılıç, tombala için para doğurmalısın hep ona üçüz beşiz boy boy...
Zor zanaattır kadın olmak buralarda...
Bir solukta çekmelisin çalıştığın ofisin tozunu içine, yutkunmadan...Sabahları günaydın derken yüz mimiklerin, yazarken parmaklarının hareketleri, ya da molada çay içişin, tahrik etmemeli çevrendekileri.Âma olacaksın, lâl olacaksın, sağırlık yapacaksın, heder edilmiş iz düşümlerinde kalmalısın hep.
Zor zanaattır kadın olmak buralarda...