- 504 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
YAKAMOZ
YAKAMOZ
Neden yakamoz diye hemen sorular geliyor gibi. İki bin yedi, iki bin on yılları arasında Polis Memuru olarak görev yaptığım Ayvalıkta çok güzel günlerim geçerken tabi arada moralimin kötü olduğu ve hiç iyi geçmeyen günlerimde oldu. Bu şirin tarihi dokusu ile denizi doğası iç içe olan şirin ilçede eski yerleşim alanlarındaki tarihi binaların dokusuna dokunmadan yaşatılan bir ilçemiz. Sokakları dar hele bir Perşembe pazarı kurulur tam bir insan seli pazarda gezerken insanlar birbirlerine yol verir ya da kimse kusura kalmasın dersin sağına soluna çarparak inciterek gezebilirsin. Cumhuriyet meydanı ise o gün mahşer yeridir insan ve araç trafiği tıkar soluk dahi alamazsın. Meydandan elini uzatsan denize değecek, Atatürk anıtı hemen karşında her Cuma akşamı ve Pazar akşamı bayrak asıp, indirme töreninde belediye hoparlörlerinden İstiklal marşımız yayınların o an tüm insanlar saygı duruşunda olurdu o sesi duyan nerde olursa olsun yeter ki duysundu tabi benim o anda neredense ağlamak gelirdi içimden. Günler ilerliyor benim sıla hasreti artıyordu. Yine bir akşam Ali Bey (Cunda) adasında yüreğimin derinliklerine deniz üzerinden bana doğru uzanarak gelen yakamoza gelelim şimdi konu nedir. Sene iki bin dokuz Haziran ayının otuzu gece saat tam 23.45 Ayvalık ilçe sokak ve bina ışıkları denizin üzerinden kırılarak bana doğru geliyor ayağım sanki kumsalda renkler kendi aralarında oynaşırken balıkların arada suyun yüzeyine çıkarak şıp diye ses çıkarmaları ile çekirgelerin ötüşleri bir birine karışmıştı. Tam o esnada denizi seyre dalmıştım Sarımsaklı ve Tımarhane (Eşek ) adsının üstünden Şeytan sofrasını yalayarak dolunay denize inmiş susamış gibi yumulmuştu denizin üzerine doğru. Şeytan sofrasından Paşa limanı ve Çamlık mevkisinden Ali Bey adasına doğru incelerek tıpkı bir gül dalı gibi uzanıp gelmişti ta yanıma. Şeytan sofrası tepesinin olduğu yerdeki koyda öyle bir yakamoz yapmıştı ki ay sanki güllerin goncası bana doğru gelen uzantısı ise yapraklı dalıydı. O an dudağımdan ne güzel bir manzara gül gibi yakamozu yaratan bana hediye gönderdi diye bir sesin çıktığını duydum çok etkilenmiştim. Yakamozun ilk başladığı yer gül bahçesi gibiydi gül renklerinin sevdalılar gibi seviştiğini görebiliyordum. O halde iken yüreğimde kasırgalar oluştu dinmek bilmeyen bir sancı yüreğimi yakıyordu yanardağ olmuştu. O anı şiirimi tuvale resim yapar gibi harfleri kelimeleri gönül evimden çıktığı gibi yazmaya başlamıştım. Adı ise;
YAKAMOZ
Bu gece ayça suya inmiş
Dalgalar sahilde kumları öpmüş
Issız geceler yine bana kalmış
Sen ışıltılarınla gel yakamoz.
Sahilden bir dal gibi uzar gidersin
Uç kısmında gül olmuş açarsın
Hasret ve özlemle yıldızlara bakarsın
Sen yakamoz
Balıkçı tekneleri seni yırtarcasına
Üzerinden geçiyor öldürürcesine
Dalgalar sana ağlarcasına
Koşuyor yakamoz
Bu gece yalnız değilsin can yanında
Zifiri karanlığı yutmuş mehtapta
Sevgilim başını koydu bak göğsüme
Bizim için gel yine yakamoz
Bu gecemi cennetten yer yaptın
Aklıma nazlı canımı düşürdün
Gözlerimde güller gibi açtın
Meleğim yanında ise gel yakamoz.
30.06.2009 / 23.15
Böyle bir gecede özlemle dolu sılayı canı cananı anmamak olmazdı sıla tütmüştü yine şu benliğime. O gece bu yakamoz dolunay batana kadar olmasa da epey devam etmişti. Bu arada balıkçı tekneleri motor sesleriyle ve deniz yüzeyindeki yakamozu kıskandılar sanırım hep üzerinden geçip gittiler yakamozları ezerek soldururcasına. Ayvalık artık bana yük olmaya başlamıştı herkesin gezmeye geldiği yerde ben boğuluyordum. Hele Cennet tepesine çıkıp etrafa şöyle bir göz gezdiriyorsun sol yanından başlayan panorama Midilli adası, sarımsaklı, Tımarhane (Eşek ) adası ve iç içe giren koylarıyla Ali Bey adası ve Türkiye’nin İlk boğaz köprüsünün üzerinden kuş misali geçiyorsun Akçay, Altınoluk Edremit koylarından başını kaldırdığında tüm heybeti ile Kaz dağları. Kaz dağları ile Midilli dağları arası boğaz oluşumu yapmakta ve Ayvalıkta her mevsimin rüzgarlı olmasının nedenlerinden biridir. İç içe giren kara ve koyların az bulunduğu ve gündüz güneşin ve geceleri de Ay’ın denizi bir sevgili gibi öptüğü yakamozların hiç eksik olmadığı yerin adı Ayvalık tır. O gece gök semadan bir el yakamozla oluşturduğu gülü bana uzatmıştı sanki. Benim yüreğimde ki denizler üzerinde oluşan yakamozlarım sevgim ve hasretimdir. Yüreğimde hiç eksik olma sen YAKAMOZ.
YORUMLAR
Hoş anı yazısıyla güzel bir başlangıç yaptınız. Defter'e hoş geldiniz diyorum.
Yakamoz kelimesinin Rumca diakomos kelimesinden dilimize geçtiğini biliyorsunuzdur. Yakamoz sözcüğü Berlin'de, 2007 yılında düzenlenen bir yarışmada 2.500 kelime arasında dünyanın en güzel sözcüğü seçildi.Tabi Rumlar itiraz etmiş, bu kelimenin aslı bizdedir ve diakomos'dur diye. Jüri, biz sözcüğün güzelliğine bakıyoruz, etimolojisine değil, diye reddeder itirazı.
Saygılarımla