- 720 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇİNLİLERLE BERABERDİM
Nihayet deniz sezonunu açabildim bu gün. Geçen yılki kadar çok olmasa da hâlâ turist var… Sol yanımda Rus, Alman yanı sıra, dillerini hiçbir dile benzetemediğimden ya da İngilizce konuşmalarına rağmen ne olduklarını anlayamadıklarım, Urduca, Farsça konuşanlar, sözlerinin arasında yahşi olanını yakalayabildiğim ama Azerice de olmadığından ne olduklarını anlayamadığım birkaç aile var. Sağ yanımda da, aşağı yukarı aynı ama Çinli görünümlü iki aile daha var. Sağdakilerden en yakınımdaki kadın fiziğiyle, resmen Rus ama Almanca konuşuyor 3-4 yaşlarındaki oğlu ise, Çinli… Değil belki de… Taylandlı, Koreli, Japon, Moğol hatta belki de Eskimo bile olabilir babası ama çocuğun ismi İsrail ismi, yani İbranice… Hoş bizde de bolca var İbranice isimler ama…
Diğerleri yanımda değildi, kalkıp yanlarına gitmeye de üşendim ama yanımdaki kadını çocuğun isminden dolayı, Yahudi zannıyla mı dövsem, Çinli bir erkekten çocuk yaptığı, dolayısıyla da çocuk Çinli olduğu için mi karar veremedim!.. Gerçi, Çinli de değil belki ama olsun varsın, fark etmez, gözleri çekik ya!..
Üstelik ben sapına kadar Türküm, gerçi ırkların gen haritalarına bakışla, çekik gözlüler de Türk kırması, yani göçler ve evlilikler sonucu, bazı Türk boylarının genlerinde de var çekik göz ama ben anlamam öyle gen men, benim soyum hiçbir ırkla karışmadı! Antropologlar istediği kadar kanıtlasın saf kan Türk olmadığını, beni ilgilendirmez, yanılıyor hepsi, yalan söylüyor, ben saf kan Türküm!..
Kandaşlarıma yan bakılsa affetmem!.. Ülke politikasıymış, ülkenin idarecileriymiş suçlu olan; halk, belki de onaylamıyordur, üzülüyordur belki de onlar da benim gibi ama varsın olsun, anlamam ben. Gözleri çekik mi? Bitmiştir benim için olay, anında yapışırım yakasına… Artık Allah ne verdiyse, tekme mi olur, yumruk mu?.. Neresine denk gelirse gelsin, umurum değil, hatta ölse, daha bile iyi, gözleri çekik, tek suçu bu da olsa ilgilendirmez beni!.. Katli vacip!..
…….
Yok canım, ne dövmesi…
Sadece geldiğimde olduğu gibi, kalkıp giderken de, selamlaşıp gülümsedik birbirimize… Hatta çocuk öylesine şirindi ki kucağıma alarak, sevip öpmemek için zor tuttum kendimi.
İlk kez başım ağrımadan, sinirlerim bozulmadan döndüm plajdan… Ne suya girince ciyak ciyak bağıran çocuklar, ne çocuğun korkusuna rağmen bağıra çağıra zorla denize sokmaya çalışan babalar, ne kıyıdan o babalara sesinin son avazında bağıran anneler, sürekli çığlıklar atan, huysuzlanan, ağlayan, tepinen çocuklar, ne de onlara bağırıp çağıran hatta döven anne babalar!.. Dillerini anlayamıyorum ama yüz ifadelerinden belli, argo, küfür de yok, etrafta kadın mı var çocuk mu, ayıp olur mu, küçülür müyüm, basitleşir miyim, ayıplanır mıyım, etrafımdakiler rahatsız mı olur düşüncesizliği de yok!..
Pek çoğunun yanında meyve ve su dışında başka yiyecek içecek yok. Bir tek meyve çekirdeği bile atılmıyor rast gele, tüm çöpler, boşalan pet şişeler bir poşette toplanıyor, bu yıl, soyunma kabinleri yanı sıra, çöp sepetleri de kaldırılmış olduğundan, giderken yanlarında götürüyorlar!..
Ellerinde, sürekli meşgul oldukları, cep telefonları yok. Şakır şukur, bağıra çağıra tavla falan da oynamıyor, mümkün mertebe kitap okuyorlar. Öyle sadece aşk romanı ya da, konu açıldığında, entelektüel zannedilmek için, kitap okuduğu görülsün diye, sırf okumuş olmak için okunan, son günlerde moda ve herkesin elinde olan bir kitap da değil üstelik!..
Neyse, bırakalım büyükleri de…
Başka ülke çocukları, çocuk olduklarının farkında değil galiba!.. Garibim, tıpkı anne babaları gibi sessiz sesiz kumda oynuyorlar, mümkün mertebe normal ses tonuyla sesleniyorlar birbirleri ve anne babalarına. Suya girince ciyaklamıyor, annelerinin ikramlarına tepinerek, yemem ben onu diye inatla karşılık vermiyor ya da o an olmayan bir şeyi yemek için tutturup tepinmiyorlar. Kaprissiz, nazsız, niyazsız, uyumlu, sakin sakin çocukluklarını da, denizin keyfini de yaşarken, anne babalarına da aynını yaşatıyorlar!..
Sanırım anne babalar da bilmiyor, anne baba olmanın gereklerini ki hiç bağırmıyor çocuklarına, dövenine hele hiç rastlamadım!..
Çinlilerinki belki korkudan… Plaja gelmeden tembihlediler belki çocuklarını, “Aman sakın ha, zaten çekik gözlüyüz, bu Türkler de bu aralar iyice düşman Çinlilere, üstelik bunların sağı solu belli olmaz, her gördüğü çekik gözlüye Çinli diye saldırıyorlar, hatta Çin lokantası işleten Türklere bile… Aman yavrum, bunlar akıllarıyla değil, anlık duygularıyla hareket eden insanlar. Öyle çocuk, büyük, suçlu, suçsuz da ayırt etmezler, muhakemeleri, empati güçleri yoktur! Ne olur sessiz sedasız oynayın, bağırmayın ağlamayın, bizi de bağırttırmayın…
Zaten öfkeleri burunlarında, linç ediverirler alimallah… Deniz ve tatil burnumuzdan gelmesin!..
p.r.alkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.