- 482 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
CENNET YOLUNDA ENGELLİ OLMAK
CENNET YOLUNDA ENGELLİ OLMAK
Hadis-i Kudsi’de Yüce Allah; “Herhangi bir kulumu gözlerinden mahrum bırakmak suretiyle imtihana tabii tuttuğumda, sabrederse, gözlerine karşılık ona cenneti veririm” (Buhari, Merda,7) buyuruyor.
Her insanın bir vücud uzvunu kaybetmesi, kişi için zor bir imtihandır. Kaybedilen uzvun kıymeti derecesinde onun yokluğuna sabretmesi ölçülemeyecek değerde zoru başarmak demektir. Hadisi şerifte de Allah Teâla engellilere açık açık eksik olan uzuvlarına sabretmeleri ve şükretmeleri halinde cenneti vaat etmektedir.
Engelli olmayan bir insanın Allah yolundaki hizmeti güzeldir. Ama engelli bir insanın Allah yolunda hizmeti ise ayrı bir ayrıcalıklı güzeldir. Engelli olmayan insan otobanda giderken, engelli insan dağı taşı aşarak gider. Zor olan her zaman daha güzel daha kıymetlidir. Allahu Teâla sevdiği kullarına meşakkat verir o meşakkatlere sabrı ölçüsünde kullarını sever. Engelli olmak zor gibi gözükse de Engelli olmayanlara nazaran Allahu Teâlâ’nın özel olarak ilgi alanındadır.
Hayatta mutluluğun sırrı da böyle bir şeydir. Vücut olan uzvun eksik ise bu durumu kabullenip var olan vücudunuz ile barışık olmak ve bu durumu dezavantajdan avantaja dönüştürmek gereklidir. Bir insan hayat yolculuğunda karşılaştığı her olumsuzluğu kabullenip ondan pozitif güzel şeyler çıkarıyorsa hayat yolculuğu o insana işte o zaman zevkli gelir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) ; “Yorgunluk, hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar, Müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.” (Buhari, Müslim) sözüyle bu müjdeyi vermektedir.
Hayat zorluklarına sabretmek, şükretmek ve isyan etmemek şartıyla, insanın engel ve özür durumu insana lütfedilmiş bir nimet ve tam bir sevap makinesi hükmündedir.