- 763 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Açlığın En Derin Hali
Hayli direnen zaman oldu, seni kırışmış toprağın soluksuz yanına bırakmaya azmeden! Şimdi yokluğunu cansız sayfaların derinliklerinde aramak; nesillerce uzanan aşk öykülerinin soluksuz kalmasına neden olacaktır!
Öykülerin ilacı olan aşk
Cennetten vadeliden ve bütün dinlerin temelini oluşturan ’sevgi’yi kalbin derinliklerindeki o nadide mekanda tutmayı bilmek gerekir. Unutmak, duygu yoğunluğunun körelmiş olduğunu ifade eder. Lakin unutmak, yürekleri sevgiyle donatılmış canlıların istemediği bir denklemdi ve onlar için unutmak sadece çaresiz kalmaktı!. Çaresi olmayan dertlerin sessizliğe kalması gibi...
Kainata bahşedilen aşkın doğru zamanda ve doğru insanlarla yaşanması beklenemez. Aslında aşkın ne bir zamanı ne de bir yeri vardır. "Gel deyince gelip, git deyince gidebilen" bir varlık olmamıştır. Açlığın en derin halidir. Yüreğin sevgiye açlığı... İnsanı derinden sarsan en büyük hastalıktı; ilacı ve merhemi olmayan bu bağlamda sadece sevgiyle yoğrulmuş ve ancak sevgiyle iyileştirilebilir bir tını olmuştur.
Kaderimizi yaşamak elbette ki kaçınılmaz olabilir. Lakin zaman içinde aşk sızısıyla karşılaşmak mümkündür ve bu sızıyı belli nedenlerden dolayı sonsuzluğa iterek olmamış bir zaman olarak görmek, emek ile inşasını kurduğumuz o şehrin yıkımına sebep olacaktır. İki insanın kurduğu bu şehri yıkmak; yaşanmışlıkların, paylaşımların ve o emeğin hiçleştirilmesine neden olacaktır.
Aşkın inşası pek mümkün olmadığından yıkımı da mümkün olmamalıdır. Öyle ya da böyle belli sebeplerden sonlanan gerçek anlamdaki sevgilerin hep o kurulmuş şehrin sokaklarında durmadan çığlıklarla haykırması gerekir. Gerek ruhlarıyla gerekse kokularıyla ve acılarıyla... Aşkla gelen acı bireyi olgunlaştırır ve o acılar aşkı ölümsüz kılacaktır. O şehirleri ancak sonsuzluk yıkmalı ve sonsuzluğun derinliklerinde karşılaşıldığında da unutulmamalıdır!.
Hayli uykular vardı sensiz
hayli sözler sarf edildi yüreğin acılarıyla
ve hayli zaman geçti birbirimizden uzaklarda
zira bu değildir ki seni rüzgara saldım!
İnsanları bir arada tutan da sevgidir. Onunla gelen saygı ve onunla gelen hoşgörü, ahlak topluma yön verir. Şimdi bütün dünyada bir savaş rüzgârı varsa bu sevginin tükenmiş ve insanın değersizleştirilmiş olmasından kaynaklanmıştır.
Ne olursa olsun sevin... Ancak sevmek insanı özünde tutar! Sevgi; bir insanın, kentin, ülkenin hatta dünyanın kaderini belirler.