- 1098 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
özgürlük !
Ağır fakat rengarenk bir alaycılıkla Tarlabaşı’na giydirilen ‘sahte özgürlük’ renkli camdan uzatılıyor. Sınırsız çizgilere açık yarına yetişecek nesle dikdörtgensel dar bir kalıp biçerek beyne iğrençliğin damlalarını taşıyor.
Kötü kalpli stratejisizler ağlamayacaklar ki yarınıma ….
Göz yaşlarımla dünü temizleyebileceğimi mi sanıyorsun. Giydirilen yaşanmışlıklar nasıl çıkartılıp atılır, nasıl görmezden gelinebilir ki ! Ve Hala güçsüzüm karanlık durumsa sonsuz gücünü kullanıyor. Deneklerini hiper marketlerin raflarına yamuk yumuk şekilsiz şekillendirerek dizmişler. Kara, kapkara yeşil para kalıplarına dökülen kişilikler gözlerse aklın perdesi çekilmiş şekilde, gönül gözü yorgun ölçüsüzlüğün sınırlarında dolanmalarda. Büyük miras kara parayla aklanmaz.
Ya dışarıdakiler ‘sokak çocukları’ tam teslimiyetin şekilsiz kalıbına hazır. Sahte özgürlüğün yakıcılığını soğuk karanlıklarda , köprü altlarında baliyle tinerle karşılıyorlar.
Çöküşün kuralsızlığını damarlarımda hissetmiyor muyum sanıyorsun. Uyuşturucu kültürü ölüm toprağı serpti olgunlukların özverilerin hoşgörülerin üzerine. Gerilmiş sinirler aşağılanmalara karışıyor bencillik vebası harabeleştirdi ‘ben’i.
Sessiz küçük değişimler sokaklarda büyük değişime gebedir. Dün ki küçük değişimler bugün kaosun ayak sesleri olarak geliyor. . İhlal edilmeyen çizgilerimiz bile geçildi. Yaşam alanlarım yarı aksak, felçli. Artık sınırlarında esnekliği azaldı. Kırılgan doku katile çağrı üretir ; kalleşliği … İkiyüzlülük sessiz ölümcül bir silahtır. Kaldırımlarsa kötü akort çekenlerin elinde.
Kendi kimliğini ret konumuna iten gayri meşruluk yaşamın yüzünden tutku ve idealleri alıp yerine anlamsız donuk bakışları giydiriyor. Dünün çizgisi değil çizgiler, Picasso’nun ‘Guarnika’ tablosundan da beter. Toplumsal birliğimiz çok küçük parçalara ayrıldı ve son küçük parça olan ‘ego’ artık kendisiyle yaşamaktan iğreniyor. Kayıplar ülkesinin pasaportuna ’’ Yeryüzünde gerçekler ülkesi yok ‘’ yazdırıyor.
Yeni anlamsız düzlemde, hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağım başkalaşımlar oynaşıyor.
Görmeyi ret etmek akıl gözünü de kör eder.
Kaosu gizlemek bize ne kazandırır ki.. sokaklarımız kusursuz şekillerle de dolsun demiyoruz.
Müsamaha göstermek, gözlerini kaçırmak değil ki düpedüz suça iştirak değil mi?
Yeşilay’ın Köklü görüntüsü toplumsal ruhu dinç tutuyor. Kendi köklerinden koparılamamışlar Yeşilay Çatısı altında kararlı birliktelikler oluşturuyorlar. Kararlılık üstünlüğü geri çağırır. Yeşilay’ın onurlu mücadelesi ağır vakur kararlı adımların . Geleceğin aydınlık yüzü karanlığın ardında ve zaman onu çağıracak. Köklerdeki sağlamlıkta böyle söylüyor. Çünkü kökler toprağın karanlıklarında kalsa da bilge gözlüğümün idrak sınırlarında. Beynimin kıvrımları kalbime istediği haberleri iletiyor.
Yaratılan çünkü iyilik üzerine.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.