- 1500 Okunma
- 22 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Düş Bağışla Bana
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Uzat ellerini, yorgunluğunu ver bana
Nefesimi al… Soluklan biraz…
Gözlerindeki hayattan bir yudum ver
Saçlarımı ellerinle sar biraz…
Kalbinin en ıssız mısralarında çıplak ayakla geziniyorum yaprak yaprak. Her imgenin boynunu büküp sevdayı yaralıyorum harf harf. Martılar süzülürken dalgaların sırtından, hüzünlü bir rüzgarda dağılıyor dört tarafı denizlerle çevrili umutlarım. Düşlerimin zenginliğinde… Varlığının yoksulluğunda… Züleyha’nın ilk duası gibi dilimdesin yar. Yitirdikçe kendimi, yokluğunun yangınında… Sukut ile gözyaşıma düştükçe, varlığımın serinliğindesin. Ve ben her yıldız yakamozla buluştuğunda ölüyorum suskunluğun mermileri ile vurularak. Sıkılan her kurşun sınırsız sevgimin ufkunu karartırken, kirpiklerimin arasında gördüğün hayat reva mı bana…
“Al hançerini gel” diyorum korkuyorsam namerdim. Düşür beni koynuna. Üşüyorum ya sana, bu düşü bağışla bana. Hırçın bir yalnızlığın ardından her dokunuş ateş olur sevgili. Ve söndürülmüş yangınlarım olmadı hiç benim. Eskitilmiş sevdaların karları kaplamadı yürek dağlarımı. Sen de gözlerimi yüreğine kapattığımda yanmaktan korkuyorsan “hiç gelme” diyeceğim de gökte bulmuşken seni; “yere inmek de niye” demekten alamıyorum kendimi…
Üşüyen bir çocuk varsa şiirin orta yerinde o şiir dağılır derler ya hani, korkma. Nasılsa hep bir adım öndeyim senden bu acımsı, bu kahreden yolda. Nasıl ki sevgi Allah’tandır, sevgide aynı kaderi paylaşmak da ondandır korkma… Işığa uçan bir pervane misali tene yaklaştıkça yanmak varken bu sevdada, üşüyorsam kayboluyordur düşlerim ve o an acıyorum sevdiğim. Çok dayanmaz diyorum yüreğim. “Gidişlerinin hançerini al… Yeter ki gel” diyorum defa kez... Korkma göğüs kafesimin ardında güvendesin. Lakin öyle de durma, yüreğimdeki dağınık yalnızlığımı toparla biraz da yardım et bana.
Yüreğimin gücüne inanırım ben sevgili, bulut olup mutluluk yağacağım bir gün şehrine ve yalnız uyanmayacaksın bir sabah… Her an’a doldururken varlığının yakıcılığını, dudaklarımda inleyecek bir buselik makamı. Rüya değil bu kez… Bir nihavent düş de değil yarım kalan… Gözlerimden akan hüzzam değil sevgili, mutluluk…
“Bu güzellik beni bitirecek” dersin ya hani… Bahçemdeki beyaz zambaklar ayrılık koksa da gitmek için gelmedim ve kalıp öldüreceğim seni. Sevilmekten ölür mü hiç insan… Bilmiyorum da çok uzaklardan gelmiş yorgun bir şarkının dizlerinin dibine çöküp, seni sonsuz sevdiğim vakit bu sorunun cevabını da birlikte öğreneceğiz.
Her “korkmuyorum” dediğinde delice korkma ve güven bana…
Yağmura ve rüzgara yoldaş olduğunda korkularına yenilmemeyi öğreneceksin. Hadi deneyelim istersen şimdi, ilk iş olarak kaldır başını gömdüğün kitap aralarından, yaprak yaprak kurutma yüreğini. Yarım gülümsemeleri bırak sehpaya. Ayağa kalk ve bana yönel. Avuçlarımda tamamlanacak dudağının kıvrımları. Kapat gözlerini tıpkı yoluma güller serdiğin gün gibi. Her adımda bizim olan gecenin topraklarına sevdalı şiirler ek hece hece… Bir düşün, yetmedi mi sukutun daha, düş güllerini okşamaktan yorulmadın mı yar. Sözlerinin pansumanıyla yürek yaralarımı sar. Bedenini soyun ruhundan, içindeki adamı seviyorum ben. Sen bilmezsin ya buraları kendini bana bırak. Yüreğim kılavuzun olduğunda senli bir dokunuşla yeniden doğmak neymiş göreceksin gözlerimde.
Aheste aheste dokunsan
Firuze akşamlarım olurdu benim
Her mevsim açardı güllerim…
Kelimelerle anlatamadığım kıymetim,
Aydınlığım… Nefesim…
Elimi tut ilk kez
Ve son kez hüznün bittiği yere götür beni
Dönmeyi unutalım diyorum.
Sen ey güneşi kıskandıran
Gönül yaram
Hadi kapat gözlerini
Karanlığa boğ beni
Ölmem ki…
Ey ömrüme ömür katan ab-ı hayat,
Tatlı yalanları bırak, acı gerçekleri al koynuna.
Hakkın olmadığını düşündüğün masalları da unut
Sevda nakışlı yıldızlarla örtmesen de üzerimi
Eski bir geceden kalma mutluluğu giyineceğim…
Göğsümdeki ateşle öldüğümü düşünme sakın,
Nasılsa bu yürekle ben
Varlığına da yanarım, yokluğuna da…
Dertlenme…
Avucumda sızlayan bir damla yaş olsan da
Yeter bana.
Gözlerindeki sevdalı kervanlara yetişemesem de
Bilirim ki
Yüreğinde olmak bir kadına verilmiş en büyük ödüldür.
Temmuz 2008
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
"Bir Düş Bağışla Bana"
Yıldızlar geceye uzandığında dile gelir düşlerimiz
Ay'ın ondördü gibi kalemimizin ucunda parlar
Sırf bu yüzden gözyaşlarımızla ıslaktır her şafak.
Ve düşlerimiz bir gül yaprağındaki çiğ damlasında kalıverir.
Düşlerime eşlik eden tüm dostların yüreğinden öpüyorum sevgilerimle. İlginize ve desteğinize teşekkürler.
Her gününüz düşleriniz kadar güzel olsun dilerim.
Hayalleriniz gerçek, gerçekleriniz hayal tadında olsun hep...
Yorumları ile sayfama çiçek açtıran dostlara ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
Sevgi ve saygılarımla.
Ayşegül TEZCAN
"“Bu güzellik beni bitirecek” dersin ya hani… Bahçemdeki beyaz zambaklar ayrılık koksa da gitmek için gelmedim ve kalıp öldüreceğim seni."
*******************
Her insan okuduğu dizelerde kendini arar...inkar etsede arar...bu yeter bana dost ...bu dizeler yeter...sevmek yazılmış bir kez alnımıza...sen yaz biz okuyalım...bu bile yeter...
sevgimle NeNa
Gözlerindeki sevdalı kervanlara yetişemesem de
Bilirim ki
Yüreğinde olmak bir kadına verilmiş en büyük ödüldür.
Evet kadın kadınlığını hissetmeli...Tebrikler Ayşegül hanım...
Yine size özgü ve yine bir marka...
İyiki sizi tanıdık ve paylaşımlarınızdan faydalanıyoruz...
Saygımla dost kalem...
Günün yazısına ve o güzel yüreğinize sevgiyle papatyalar bırakıyorum...
Gözlerindeki sevdalı kervanlara yetişemesem de
Bilirim ki
Yüreğinde olmak bir kadına verilmiş en büyük ödüldür.
-------------------------------------------------------------------
Yürekten kaleme alınmış bir yazı, onu bütünleyen bir şiir ve harika bir final... Daha ne olsun ki dedim kendi kendime...
Keleminize ve yüreğinize sağlık...
Uzat ellerini, yorgunluğunu ver bana
Nefesimi al… Soluklan biraz…
Gözlerindeki hayattan bir yudum ver
Saçlarımı ellerinle sar biraz…
Okundukça içine çeken,hüzünlerle sarıp sarmalayan bir yazıydı, evet bir düş gibiydi sayfalara düşen...
Kelimelerle anlatamadığım kıymetim,
Aydınlığım… Nefesim…
Elimi tut ilk kez
Ve son kez hüznün bittiği yere götür beni
Dönmeyi unutalım diyorum....Muhteşem bir şiirle süslenmiş
final...Bu kadar güzellik bir arada olunca yorum yapmakta zorlanıyor insan...
Sevgi ve selâmlarımla...
Ey ömrüme ömür katan ab-ı hayat,
Tatlı yalanları bırak, acı gerçekleri al koynuna.
Hakkın olmadığını düşündüğün masalları da unut
Sevda nakışlı yıldızlarla örtmesen de üzerimi
Eski bir geceden kalma mutluluğu giyineceğim…
Göğsümdeki ateşle öldüğümü düşünme sakın,
Nasılsa bu yürekle ben
Varlığına da yanarım, yokluğuna da…
Dertlenme…
Avucumda sızlayan bir damla yaş olsan da
Yeter bana.
Gözlerindeki sevdalı kervanlara yetişemesem de
Bilirim ki
Yüreğinde olmak bir kadına verilmiş en büyük ödüldür.
........................
Güneşli yarınları kucakladığımız, halka halka ay ışıklarıyla bir zemheride şiirlerle kendimize sarıldığımız ve koynunda çocuk düşlerle uyuduğumuz bir sevdanın terkisinde sevgi bulutlarını çekip üzerimize yıldız şölenleriyle mutluluk düşleri kurmak. Belki de ruhumuzu asla terk etmeyen bu sarhoşluğun derin nidalarıyla günlere soyunur, hayata giyiniriz her şafakta. Zaman, renkli bir entari gibi solgun dursa da üzerimizde bu düş zembereğinin işleyişini görmek mutlulukların en yücesi...
Tebrikler Ayşegül Tezcan. Şimdiden 'Günün ve günümün yazısı'ydı..
Yürekten tebriklerimle...
Uzat ellerini, yorgunluğunu ver bana
Nefesimi al… Soluklan biraz…
Gözlerindeki hayattan bir yudum ver
Saçlarımı ellerinle sar biraz…
sana elimde tükeneceğini bilsem korkmadan veririm bütün puanları ve kurdaleleri
sen yazının kraliçesisin.
yüreğini yazıyorsun,
okumaya doyamıyorum.
kutlarım canım
yarında tebrik ederim,
Bu güçlü yürek yağmurda olur, bulutta... mutlulukta sana, kentine yağar yağmurlarca...
Güne günlere beraber uyanmaktır artık aslolan... düşten gerçeğe dönüştür şarkıların tüm makamında...
Baştan sona her satırda içine alıp bırakmayan, yine yolculuklar yaptıran yazı, usta kalemin farkıyla.
Yazı sonundaki şiir ise öylesi tamamlıyor ki yazıyı.
Gün seçkisi yaptım kendime.
Sevgiyle.
Olgun Ekinci tarafından 7/9/2008 8:02:45 AM zamanında düzenlenmiştir.