- 307 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Nelerin Garantisi Varmış da Haberimiz Yok
Birden o ünlü cadde de yürürken o yazıyı görünce, önce bir gözlerimi ovuşturdum sonra bir daha ovuşturdum. Bu arada da aklım tavana çıkacaktı neredeyse. Merak ettiniz değil mi, bu nasıl bir yazıydı diye? Hemen açıklayayım yazı aynen şöyle ’’Garantili Fal Bakılır.’’ Şimdi bu yazıyı her hangi bir yerde görseniz ne yaparsınız? Güler misiniz, ağlar mısınız, öfkemi duyarsınız, ya da insanlar bu kadar salak olamaz mı dersiniz? Varın buna siz karar verin...
Buzdolabının, çamaşır makinesinin, televizyonun, cep telefonunun, arabanın, müzik setinin, otomobil lastiğinin garantisi olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Fal bu, nasıl garantisi olabilir ki anlayan beri gelsin hatta zenci olsun mu diyelim?
Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş, kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor. Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir falın nasıl bir garantisi olabilir? Fal denilen şey ağızdan çıkan kelime ve cümle grupları en nihayetinde...
Farz edin ki gittiniz bir falcıya. Bir kahve içtiniz ya da iskambil falına baktıracaksınız. Hanımefendi açtı kartları ve size aklına geldiği gibi saymaya dökmeye başladı palavralarını. ’’Hanım abla önce size burada üç vakte kadar iyi bir haber gelecek onu belirteyim.’’ siz tabi heyecanlanıyorsunuz. O zamana kadar hayatınız sıkıntılı stresli geçtiyse, şimdi falcının deyişiyle iyi haberler kapıda üç vakte kadar. Üç vakit ucu açık bir söylem. Yani üç saat de olur, üç günde, üç ay da, üç yılda. Üç asır yaşamanız zaten imkânsız, onu bir kalem geçelim.
Daha sonra devam eder falcı müsveddesi. Aklına ne gelirse artık o anda. ’’Yüreğiniz kabarmış lakin yine beş vakte kadar feraha kavuşacaksınız yurt dışından da iyi bir haber alacaksınız yedi sekiz vakte kadar ya da on vakte kadar.’’ Breh breh breh. On vakit ya da beş vakit hep ucu açık söylemler falcının ağzından çıkan cümleler.
Dedik ya cümleler hep havada kalan cümleler. ’’Şurada bir kavuşma görüyorum, yakında çok sevdiğiniz birine kavuşacaksınız.’’ normaldir, insanın şehir dışından bir akrabası gelir herhangi bir zaman diliminde. Ya da şöyle de diyebilir ’’İki üç vakte kadar aileniz ile ilgili çok güzel gelişmeler olacak.’’ İki üç vakit yine ucu açık bir zaman dilimi. İki üç ay da olabilir, iki üç sene de.
’’Toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor’’
’’Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başkan Vekili Prof. Dr. Kemal Sayar, her dönemde olan geleceği bilme merakının son zamanlarda artmasını toplumsal sorunlara bağlıyor. Modern hayatın insana yalnızlaşmayı dayattığını, insanların gelecekleriyle ilgili yoğun bir kaygı yaşadıklarını söyleyen Sayar, "Gelenek gibi, din gibi köklü anlam sağlayıcılar etkisini kaybettikten sonra insanlar daha sahte aidiyetlere tutunmaya başladı. Falcılık, medyumluk da bu sahte maneviyatın bir uzantısı. En kötüsü eğitimli insanlar bile medyum medyum dolaşarak fiziken tedavi edilmesi gereken hastalıklarına oralarda çare arıyor." diyor.’’
’’İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yargıç ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Medyumlara, astrologlara ilgi gösterenleri iki bölüme ayıran Yargıç’a göre, birinci türden olanlar eğlence için falcılara gidiyor ki bu tipte olanlar için herhangi bir risk yok. Fakat çözüm umuduyla giden ikinci tür insanların ruh sağlığının ciddi risk altında olduğunu söyleyen Yargıç, "Bu tiplerin zaten psikolojik sıkıntıları var ve çözüm arama niyetiyle gittiği için falcının, medyumun söyleyeceği her şeyi kabul etmeye hazır. Fiziki ya da somut çözüm yolları olan problemler için bile falcılardan medet umuyor, kendisine olacağı söylenen şeyler gerçekleşmeyince de bunalıma giriyorlar." diyor.’’
Değerli Yazar Mehmet Paksu ’’İnsanı Uçuruma Götüren Sözler.’’ adlı kitabında fal ve falcılık ile ilgili şu cümleye de ’’Fala inanma falsız da kalma.’’ yer vermiş ve bu cümlenin şirk ve günah kokan bir cümle olduğunu belirtmiştir. Devamında ’’Bütün falcılar toplansalar bu sözden daha etkili bir söz bulamazlar. Bu söz hem çok etkili hem de çok aldatıcı bir söz.’’ demiştir.
Yüce Kitabımız Kur’an da ve muhtelif hadisi şeriflerde de bu konuya şöyle değinilmiştir. ‘’Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?’’ MAİDE/90-91
Yine başka bir ayette de şöyle buyruluyor. ’’’Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. Başkası onu bilemez.’EN’AM/59 Bir Hadis-i Şerifte de ’Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed’e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur.’
Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. bir tek cümleyle ifade etmiş ’’Kahinler bir şey değildirler.’’ Siz siz olun fala inanmayın, falcıya da sakın gitmeyin, falsız kalmayın diyenlere inat falsız da kalın hiç bir şey kaybetmezsiniz, başta da imanınızı. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
YORUMLAR
Ahmet hocam yüreğine sağlık güzel ironilerle dolu bir yazı kutladım kaleminizi
Ahmet Zeytinci
Makalenizi ciddiyetle okudum arada gülümseyerek hatta. Fal hakkında yazılan ayetleri bildiğim halde, doğruluğuna inanmadığım halde, her kahve içtiğimde fincanı ters çevirenlerdenim. neden belki bir kaç güzel söz duyma beklentimden olsa gerek. Zamanın şartlarına ayak uydurmakta zorlanan bizim gibi insanlar kısa da olsa, inandırıcı olmasa da umduğu şeyleri başkasının ağzından duyma ihtiyacı hissediyor. Bir hastalık mıdır, yılların verdiği alışkanlık mıdır bilmem, yanımda kimse olmasa da, şekillerden bir anlam çıkartamasam da ben o fincanı ters çeviririm arkadaş. Yalan mı söyleyeyim şimdi gerçek bu. Teşekkürler emeğiniz ve bilgilendirdiğiniz için ama canım kahve çekti şimdi:))