13
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1871
Okunma
// Gidersen fesleğen kokusu bırak avuçlarıma
Gözlerime son bir iz bırak gözlerinin kahvesinden
Saçlarıma bir tutam rüzgâr sun. Dağılsın dağların yamaçlarına..//
..........................
Bir kızıl kıyamet şimdi ardımda kalan..
Umuda bezenmişken sesim sözüm, zor değildi bir ömrü 35 yıla sığdırıp, kenarında oturduğum uçurumdan yuvarlanmak. Zor değildi yıllarca şifa sunan ellerimi uzatıp, şifa aramak. Ya da umutla bakan gözlerimi yolun yarısında ölüme kapamak.
Bir başına olsaydım, bunların hiç biri zor değildi..
Anneydim ben. Evlattım, kardeştim, eştim, arkadaştım, dosttum..
Ama önce anneydim. Nasıl ardıma bakmadan gidebilirdim. Savaşmadan nasıl ölümü seçebilirdim.
Pes etmek yakışır mıydı anne yüreğime..
Tüm kapılar kapansa bile, nefes almak eziyete dönüşse de, ömrümce hayata gülümseyerek bakan gözlerim, soluk da olsa o umut ışığına tutunacak, o ışıkla bakmaya devam edecekti..
İçimde beni ele geçirmek için çoğalan hücrelerime teslim olmak kolaydı. Zor olan kendi bedenime savaş açmak ve onu en ağır silahlarla vurmaktı..
İyileşmek adına atılan her adım da, aslında ölüme giden yola taş döşemekten başka bir şey değildi. Sıkılan her kurşun, çok da uzak olmayan yarınlarda yeni kanserlere davetiye idi..
Ama yine de vazgeçemezdim bu savaştan. Ardımda gözü yaşlı iki çocuk bırakacağım düşüncesi, o kurşunları seve seve göğsümün tam ortasına yemem için yetti..
Uzun ve zorlu bir yoldu bu. Umudun defalarca tükendiği, yine de her defasında o zayıf ışığa tutunarak yürüdüğüm bir yol..
Yüz yüze kaldığım şey, hayatın bir gerçeği ve gereğiydi.. O hayatı, içinde her şeyin olduğunu bilerek yaşadım hep.. Yani, kanser olmak bile hayal kırıklığına uğratamadı beni.
Kendime acımadım hiç..
Asla “neden ben” de demedim.
Küçücük bedenler ölüyordu. Tecavüze uğrayanlar, işkence görenler. Kazalar..
Neler yoktu ki hayatın içinde..
O yüzden yaptığım ilk ve en önemli şey kabullenmek oldu.. Hem de aileme bile psikolojik destek verebilecek kadar. Ölmekten korkmuyordum da, çocuklarım, eşim, annem-babam, kardeşlerim ardımdan nasıl toparlayacaklar diye düşünüyor, buna dertleniyordum..
İki kez yürüdüm o yolda. İki kez döndüm uçurumun kıyısından geriye. Hiç isyan etmedim. Sadece tek şey istedim.. Biraz zaman..
Çocuklarımı büyütebilmek için biraz daha zaman..
Tekrar yürür müyüm, bilinmez.. Yol nerede biter bilinmez..
Bildiğim şey; hayat beklemez...
04.07.2015
SUEÑO