- 509 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
düşündüm de!!!!!
Başımı iki elimin arasına aldım düşümdüm bu akşam iftar vakti Herkesin,Başkasının acısını ,küçümsediği ,Ve sadece,Kendi acısını önemsediği bu Dünya’da....
Kimsenin de bir başkasından.Şikayet etmeye hakkı yok aslında.
herkes Vicdan muhakemesi yapmalı tıpkı benim gibi bu gece bende bu hayatın muasebesini yaptım bu gece Önce eteğimdeki taşları döktüm ,Sonra yüreğime sordum kendimi Sere serpe serdim; bir bir ortaya,Çıkardım heybemdeki iyilikleri Hüzün.. yaptıklarımı yapacaklarımı , ameller niyetlere göre imiş bir kez daha anladım .hesap tamam
Gülermiş Gibi Görünür Yürekten Ağlıyormuş Bazıları.....Mutlu anlar daha kıymete bindiği anlarda,
Mutluluğun ne olduğu ise şüphe götüyordu. En azından barındırdığım duygularbeni ve hayatımı daha özel kılmaktaymış. Sıradan olmaktansa özel kalmak ve özel hissetmek. en ulvi duygu imiş,,
Ve yazdığım her an kendimi bir o kadar mutlu ve özel hissediyorum....Sayın bayanlar baylar, merhaba!
Bindiği dalı kesenler, öksürüğe göre esenler, çabuk kırılıp küsenler, merhaba! şöyle bir geriye dönüp bakın, Biz hamburger nedir bilmezdik, pizza bilmezdik. Yufkayla durum yapmayı, sıcak bazlamaların arasına tereyağ sürüp, içine köy peyniri koymasını bilirdik. Açık büfeyi hiç duymadık deniz nedir görmedik bidonlar denizimiz .dalların dipi serinliğimizdi , dolap bile yoktu testilerden su içerdik ya:)), ama sofrayı bahçeye serip, menemeni açık havada yemenin tadını iyi bilirdik. İşte bu yüzden; saç üstündeki ekmeğin, ağaçtaki meyvenin ve sofradaki samimiyetin kokusunu bilenlerdendik, lezzeti zengin sofralarda değil, doğallıkta arardık arıyoruz
Nerdesin bir su dağın ardında kalan umudum, merhaba..
ne demiş necip fazıl kısakürek
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça cisil cisil yağacak.
Bu yağmur delilik vehminden üstün;
Karanlık kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan, seslerden ve gecelerden.
YORUMLAR
Nedir yokluk nedir var olanın değeri?
Nedir mutluluk ya da mutluluğun bir ölçümü var mı?
Ve düşünmek: ne yorucu bir eylem. Düşünmek değil mi aslında bizi var eden yegane duygu...
Ve yetinmek...Kim ne ölçüde neyle yetiniyor ki günümüzde...
Şu bir gerçek ki hiç kimse bir diğerinin derdini dinlemiyor ve ben çok kere aldım ağzımın payını ve boyumun ölçüsünü. Bu yüzden sığınmadım mı kalemin gölgesine...
O vicdan muhasebesinden her gün mükellef kıldım kendimi bu zaten bana yazma gücü ve azmi veren. iyi mi yapıyorum bu da tartışılır doğrusu zira bazen kendimi suçlu hissediyorum ve bir o kadar mutlu her yazdığım kelimeden paye biçip kendime.
Doyumsuz insanlar olduğumuz ne yazık ki gerçeğin ta kendisi. Ve birinin mutsuzluğu ya da en basit edimi bile bir diğerinin gözünde bir zafer, bir kıvanç.
Konuyu güzel irdelemişsiniz bu bağlamda yüreğinize sağlık. Sevgili Ayşe hanımın da dediği gibi: doyumsuz insanlarız.
Senelerdir masa üstü bilgisayar kullanıyordum ve bilgisayarım bana yetiyordu ta ki bozulana kadar. Bu bile çoğuna göre bir eksiklikti. Gerektiği için yeni bir bilgisayar aldım yoksa senelerce işimi görürdü. Uzattım kusura bakmayın.
Selam ve saygılarımla...Yüreğinize sağlık.
mesut YİĞİT
mesut YİĞİT
gecmişten ders alıp anı yakalamak yerine saygılarımla hayırlı ramazanlar üsdadım