- 2130 Okunma
- 10 Yorum
- 3 Beğeni
Aşktır Gitmek
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Karanlık bir bahçe kendi karanlığını sevebilir şayet hiçbir kuş yoksa yalnızlığıyla hemhal olma durumunda tekliğe soyunan bir ağacın ayakları beden ağırlığını alarak uzaklaşma isteği duyar ve nefes nefese koşar film sahnesinde.
‘’ Üryanım’’ diyordu Elenor ‘’ bir rüyadan düşer gibi vaat edilen an budur köklerimi söküp veda etme vaktinde ancak kâtip baykuş yazar yalnızlığımı ve münzevi bir çobanın yanık kaval sesi eşlik edebilir nihai sonlarıma…’’
Bir denge çubuğu değildi ki Elenor kollarını iki yana açıp çok sayıda gülücükler dağıtsın mavi şezlong kenarından gözlerini kısarak izlesin okyanusun güzelliğini. Birileri rengârenge dalga gürültüsüne âşık olabilir ama ruhu bedeninden uçma isteğiyle yanıp tutuşan birisi de ipincecik köklerini siyah ambulansın siren seslerine verip su kaybı seremonisinde iç organlarını çürüterek kendi göğüs mağarasındaki uçurumda durabilirdi.
‘’ Büyük gündür’’ dedi ağacın kökü. ‘’ kül ve ateş, kör ve sağır arasına düşen yağmurun merhametsizliği nasıl yeşertir bazı şeyleri. Ancak cesetleri parçalayan köpekler ve uçurum kenarlarıdır.
Bir ormanın kucak asaletinden düşen Elenor kendi avuçlarını açarak dua eder başka bir asalete. Asi nehirdir kemik parçalarını toplayacak. Ruhuna eğilip arya söyleyeceği yüksek bir kayalık bulur kendine, cebinden çıkardığı makasla saçlarını boşluğa tutuşturur. Gri bulutsu tabuta doğru.
‘’ Rüzgâr nasıl esiyor Elenor, böyle koşmamalısın, yanakların al al, saçların masmavi kara, üzerinde bol libas, kendine şekiller arayan saçların, ayaklarını kanatmaya yemin etmiş keskin uçlu sivri taşlar. Böyle koşmamalısın Elenor, saçların isyan ediyor tanrıya, bir dumanın gri hayaletleri de ciğerlerini tıkayıp intihar ediyorlar seninle…’’
Bir ağacın kayalıkta duran tekliğidir Elenor’un duruşu. Boynunu süsleyen kolyenin yağlı bir urgana dönüşeceğini iyi biliyordu. Bekledi, bekledi. Rüzgâr bir ceset kokusu getirdiğinde ormanın derinliğinden, boynundaki kolyeyi taşa dolayıp bıraktı kendini asil bir nehrin uçurum üstünde…
Bahçede taşlaştı söküldüğü yer…
YORUMLAR
Yazıya tema olan aşk, ve incili imgeleri yağmur-fırtına, toprak ve ağaçlar ve anlatımın şiir dili çok muntazamdı.
Aşk çokça zaman kalmaktır; beklemektir hem de sonsuza dek ister vuslat olsun, ister olmasın aşk, bence beklemektir.
Bir melodi tadında dimağımı esrik ederken mısralar; bir kez daha aşkın çok yüceltili olduğuna tanık oldum
Sevgilerimle, geç kaldığımla affola
Aşk gitmek midir ?
öteki ben, ürkerek büyütürken seni
yırtılan zamandan agan yaş
ömrüm, iki kapı arasında esir
bakışların öyle ki hala leyli
ey ötesi, sus !
cinnet aşk gibi…
öfkem cinayet işliyor ,
içimde yalancı aynalar
Puslu havada öznesini kıyıya çekiyor
ihtilalim essiz boşluğunda kahkahalarla
celladıyla boğuşuyor…
ey berisi ,sus
aşk cinnet gibi
zincirlerden kopuyor gövdem,
hüznüm keder akıyor
uçup gidiyor içimdeki aynalar
dalgın hayallerim cinnet kokuyor
ürküyorum aşk kadar hayattan
ey orası, konuş
aşk kim gibi
İçimizden geldiği gibi aşk !
Tebrikler.
Daha Nicelerini çıkartmanız dileğimle
Saygılar
lacivertiğnedenlik
cinnet aşk gibi…
..
nasıl güzel, çok teşekkür ederim, selamlar.
Şiir perisi, nesir kraliçesi
Zirveler size yakışıyor
Buradan yamaçtan izlemek sizi nefis hani
Anlatılmaz yaşanır misali
Kitap tanıtım klibini izledim google kanalıyla
Hem konuşma, tanıtım sözleri hem de müzik pek güzel
Bizet ezgisinin değişik versiyonlarını dinledim
Enrico Caruso versiyonu bir başka güzel
Yanlış anlamayın sayenizde oluyor bunlar
Bu sözleri kime söylüyorum?
Sizden başka kimse var mı burada?
Evet, biraz haddi aştım sanırım
O değil de
Dün akşam paylaşımınıza rastlayınca bu yazı her şekilde güne düşer demedim mi sanıyorsunuz?
İsim marka çünkü
Aysu "LACİVERT" Hanım işi bitirir dedim naçizane
Güne düşen yüreği, emeği, kalemi kutlarım
Nicelerine İnşaallah...
lacivertiğnedenlik
selamlar.