- 567 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Natamam
Sen de ne yoksa en çok onu düşürmezsin dilinden…
Ben, sen, o hatta onlara da soralım. Herkes kendinden bir şeyler anlatmaya başlasın mesela… Önce sen başla… Bir düşün… En çok neyi konuşursun, nedir anlattığın bu insanlara? Bir sohbettesin evet şimdi sıra sende, ne konuşacaksın? Bak bekliyor insanlar, merak ediyorlar seni ve senden türeyenleri, onlarla ne paylaşacaksın? Önce düşün… Sonra anlat nedenini.
Ben söyleyeyim sana bak, hani şu dilinden düşürmediğin şey var ya, sus nedir bilmediğin… Hah evet işte o, o eksik de ondan. Hep varmış gibi gösterdin insanlara, ya da olursa çok mutlu olurum diye anlattın. Düşürmedin işte dilinden… Mükemmelsin ya onunla eksiksiz ve kusursuzsun öyle mi? Peki, abarttım biraz. Fakat şöyle ki şu dilinden düşürmediğin “şey” yok mu? İşte o sen de hiç olmadı ya da bir vardı, sonra tamamen yoktu…
Aklında şekillendi mi bir şeyler? Hadi gel birlikte masaya yatıralım, ya da sen nereye istersen… Sana kendimden bahis vereyim ne dersin? Bak canım ben hep âşkı konuşurum… Hiç düşürmem dilimden hatta, oldum olası böyleydi bu. Çok kutsal olduğuna inandım ve aslında hiç sahip olamayacağımı düşündüğüm halde bir umut bekledim. Bir âşk yarattım benliğimde, onu büyüttüm, yücelttim ve erişilmez kıldım. Çok ulaşılabilir olsaydı bu denli konuşmazdım zaten. Hiçbir zaman istemedim uluorta şeyleri, kolay ulaşılsaydı benim olmazdı, herhangi biri de sahip olabilirdi. Herhangi birinin sahip olduğunda da hiç olmadı gözüm… Zor olanı sevdim, uzak olanı, belki hiç olmayacak olanı. Demem o ki eksik olanı, ben de olmayanı…
Fazla hisli bir örnek oldu ne dersin? Peki, hayattan başka örnekler verelim. Şu falanca komşunu hatırlıyor musun? Hani yalancılarlaydı bütün münakaşası hatırladın mı? Yalana tahammülü yok, asla hazmedemez bir yalanı ve hiç affetmez bir defa olsun yalan konuşanı… Hah! İşte kilit nokta… Yalan konuştu Fatma Bacı ve kimseler dinlemedi onu, affettiremedi kendini, o da affedemez oldu kimsecikleri… Ayşe Hatun’un da başı yalanla dertte ya hani küçük bir yalanın ceremesini çekti bir ömür. Söyleyemedi derdini kimseciklere, bir kambur gibi büyüdü sırtında o küçücük yalan… Ve hiç düşürmedi dilinden yalanı ve yalancıları… Ne zaman yalandan konuşulacak olsa hemen sivrildi, en çok o konuştu, öyle ki bu konudaki sert tavrını herkesler bilirdi. Kimse onu yalancı diye düşünmeyecekti böylece. Kimilerine göre belki de yalanın en büyüğünü söylemişti fakat şimdi yalanın karşısında en büyük durandı kendisi…
Hak, hukuk bilmeyenlerin ağızlarından düşürmedikleri şu iman, karakterden yoksunların sürekli yakındıkları karaktersiz insanlar, yalancıların nefret ettikleri yalan, adaletsizlerin diline pelesenk olmuş adalet, iffet nedir bihaberin budalası olduğu namus ve daha nicesi… Âşksızların dilinden düşmeyen âşk misali…
Velhasıl; Kimde ne yoksa en çok onu düşürmedi dilinden…
Hilâl ÖZDOĞAN
2015/TATVAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.