- 1595 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
MALİKÂNE
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Malikâne’nin büyük salonunda ki,çevirmeli antika telefon ısrarla çalıyordu. Beyaz eldivenli bir el ahizeye uzandı.
-Alouu Agop beyin malikânesi buyruun
-Aloo ula uşağum kiminle görüşeyrum?
-Agop beyin malikânesi buyurun efendim.
-Ula kimin keranesi deysun uşagum anleyamadum?
- Malikâne beyefendi malikâne siz kimi aramıştınız?
-Lena, ismunda bir orospiyi arayrum da
- Beyefendi burası kerhane değil ve burada Lena isminde o söylediğiniz türden biriside yok.
- O zaman siz kimsunuz?
-Uşağum şey yani uşağım
-Uşak mİ?
-Evet, beyefendi, yani sizin anlayacağınız yanlış aradınız. Burası Agop beyin malikânesi .
Telefona bakan malikânenin emektar uşağı bu sözlerle konuşmayı noktalayıp telefonu kapatmıştı. Kendi kendine bir şeyler mırıldanan uşak telefon sehpası ile takım olan duvara asılı oval aynada papyonunu düzeltip yeleğinin düzgünlüğünü kontrol ettikten sonra giriş kattan üst kata çıkmak için salonun ortasından yükselen merdivenlere yöneldi. Sağlı solu oymalı trabzanları ve çok pahalı halı ile döşenmiş gösterişli geniş merdivenlerin birkaç basamağını çıkmıştı ki telefon yeniden ısrarla çalmaya başladı. Geri döndü ve telefonun ahizesini kaldırıp kendine has yumuşak ses tonuyla konuştu.
-Alouu Agop beyin malikânesi buyruun
-Ula uşağum hem puyrun Agop beyun keranesi deysun hemde purada Lena ismunda orospi yoktur deyeysun kafam karişti da.
-Beni iyi dinleyin beyefendi burası Ker ha ne de ğil. Ma lik a ne tamam mı?
-Ula malikhane de ne dur da ?
-Ya! Sabır’ konak veya köşkün bir çeşidi, anladınız mı? Hem sonra buranın telefon numarasını size kim verdi?
-Lena orospisi
-Hayret bir şey kimdir bu Lena? Buranın telefon numarasını nereden biliyor? Çok ilginç! şu numarayı bi’söyler misiniz?
-söyliyeyum ‘’üçyuz otuz uç çif sifur otuz pir
Telefon numarasını bir kezde uşak tekrar etti ve telefonun ucun da ki adama onaylattı
-(333 00 31) doğru mu?
-Evet, uşağum doğridur
-Beyefendi numarayı yanlış çevirmişsiniz buranın numarası (333 31 00) burada Lena isminde birisi yok. Lütfen bir daha bu numarayı aramayın Fakat merak ettim niye ısrarla Lena’yı arıyorsunuz?
-Doğrisi önemli bir mesele varidur uşagum yani senin anlayacağın Lena’yı bulmam gereki mevzu derun ister istemez yine burnumi sokacağum hula zaten paşima ne geli ise her işe ha bu burnuimin sokayrum o yüzünden geli da.
-Burnunuzu mu!? Ciddi olamazsınız şaka yapıyorsunuz değil mi? Burnunuz o kadar büyük mü? Bu arada beyefendi siz kaç yaşındasınız?
-Ne yapacaksun benum yaşu mi ?
-Sadece merak ettim
-Yetmuş altu yaşunayum
Uşak telefonda görüştüğü kişinin yöresel bir şiveyle konuşmasını sevmişti. Birazda 76 yaşında bir adamın halen o türden kadınların peşinden koşması ilgisini çekmiş ve konuşmayı sürdürmek istemişti.
-Beyefendi yetmiş altı yaşındasınız ve halen o işlerin peşindesiniz tebrik ederim performansınızı
-Ula ne de deysun uşağum perfomanis merformanis ecnebi dilinde konişaysun anlamayrum
-Yani diyorum ki kuş ötüyor halen çok şaşırdım bravo
-Yaradanum kuşi,ötmesi için yaratmuştur da ötecek tabi ne var bunda şaşuracak anlamadum.
-Hayret bir şey beyefendi siz Lena orospusunu aramıyor musunuz?
-Hee,oni arayrum yoksa taniymusun uşagum
-Yahu beyefendi siz Lena’yı bulup Onunla yatmaya çalışmıyor musunuz? İşte bende sizi bu yaşınıza rağmen ısrarlı gayretinizden dolayı tebrik ediyorum.
-Ula uşağum sen ne söyleysun yakişir mi bize öyle şeyler üstelikte habu aziz mübarek ramazan gününde tövbe tövbe öyle şeyler konişulur mi?
- Beyefendi o zaman niye arıyorsun Lena’ orospusunu? Anlamadım gitti.
Derin bir nefes alan ve sonrasında Oof of diyerek iç çeken adam uşağa olayların iç yüzünü anlatmaya başladı.
Lena yıllar önce bu adamın mahallesin de yaşayan genel evde çalışan gayri Müslim bir hayat kadınıymış ne iş yaptığını öğrenen mahalleli yaşam tarzından rahatsız oldukları bu kadının mahalleden taşınmasını istemişler ve kadında taşınmış gitmiş. tahakkuk etmemiş elektrik, su doğal gaz vs faturalar geldiğinde kendisini bilgilendirmesi için çalıştığı iş yerinin telefonunu karşı komşusu olan bu adama vermiş.Adamın anlatıklarını dinleyen uşak söze girdi.
- Sizde faturaları ödesin diye yıllardır arayıp duruyorsunuz öyle değil mi? Beyefendi adı üzerinde orospu hiç öder mi faturalarını belkide size yanlış numara vermiştir.
-Yok, uşagum yok yıllar önce faturalarin parasunu ödedi da
- Ee o zaman niye arıyorsunuz o kadını?
-Ben mahalle adına helalık almak özir dilemek için arayrum oni
-Ne yani orospu değil miydi? o işi yapmıyor muymuş? Yanlış anlaşılma mı olmuş?
- Yoook uşagum yanliş anlaşılma yokidur orospi idi fakat saklı yapaydi. Sözünün eri borcuna sadik biriydi. gayri Müslim idu ama Ramazanda gizli yer içer idu senin anlıyacağun edepli orospi idi.
Serhat BİNGÖL 01.07.2015
YORUMLAR
Sayın Yazarım,
Güzel bir konu ve harika biryazıydı.
Kurdelenizi kutlar, saygılar sunarım.
Serhat BİNGÖL
Hocam; Nasıl ki yüce dinimizin ve dindarların duygularını sömüren din simsarlarının yaptıkları, aydın dindarlar için rahatsız edici ise, ayın şekilde yüce dinimiz ve Müslümanlar için mübarek olan Ramazan ayına ve oruç tutan insanlara yapılan saygısızlık ta o kadar rahatsız edici. yazının içeriğinde mizahi bir öyküyle onu işlemeye çalıştım. Naçizane kaleme aldığım yazının konusun ve işleyişini beğenmenize çok sevindim.
Kıymetli yorumunuz ve ilginiz için çok teşekkür ederim.
Mübarek Ramazanın rahmeti ve bereketi sizin ve ailenizin üzerine olsun.
Saygı selamlarımla.
Yazınızı okurken bir çok şeye taşlama yaptığınızı düşünmeden edemedim.Bu günün Türkiyesinde yaşanan gerçekleri kendi bakış açınızla ve hoş bir anlatımla dile getirmişsiniz.Biz millet olarak namuslu yapılması gereken meşru işlerin bile suyunu çıkarmışken....Kutladım güzeldi.saygılar.Güne yakışmış efendim..
Serhat BİNGÖL
Evet başarabildiğim ölçüde nacizane yazımda bazı taşlamalar dokundurmalar yapmaya çalıştım. Çünkü gerçekten Ramazan aylarında gördüğüm ve tanık olduğum şeylere üzülmemek elde değil. Tamam her ne sebepleri vasa oruç tutmaya bilirler kendi tercihleridir saygı duymaktan başka bir şey de yapılamaz ama sizinde dediğiniz gibi onlarda bunun suyunu çıkarmamalılar.
Sonuçta;Anası da babası da müslüman insanlar.Hele ki gayri müslim insanlarımız Ramazan ayına ve oruca saygı duyarken gerçekten silkelenip kendimize gelmemiz gerekir. Yoksa bizleri silkeleyip kendimize getireçek mutlak güç vardır ELHAMDÜLİLLAH
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim
Saygı selamlarımla
Güzel yazılmış ve güzel bir mesajla bitmiş... Elazığ'dayken bir ramazan günü otobüs durağında savura savura sigara içerken karşıma dikilip küfreden genölerden, dayak yemekten kıl payı kurtulduğum olayı anımsadım... Şimdilerde sigarayı bıraktım ve oruç tutuyorum ya, aynı saygıyı ben de baskıyla sağlıyorum...:)
Demek neymiş, gayri müslim fahişe olsan da oruç tutana saygı göstermelisin...
Ramazanın 3.günü, sokağmdaki kahvehanede oturmuş, vakit geçsin diye kendim gibi moruklarla okey oynuyorduk. Yan masada civanmert bir oğlan yakmış cigarayı anasını belliyordu. Rahatsız oldum. "Delikanlı, bu yaptığın şu ramazan gününde olacak sey mi?" diye laf atınca, aynen şunu söyledi: "Ben Aleviyim!" "Len kardeşim, alevilik saygısızlık değil, saygılı olmakdır. Kapalı yerde sigara içmek kanunen de yasak hem. Çıkıp bahçede içiversen ölür müsün..." diye tavır koyup da kahbveciden ve diğer müşterilerden de destek geldi ve şahıs sigarasını bahçede içmeyi sürdürdü...
SERHAT DOSTUM, GÜNE DÜŞMEYİ HAKEDEN ÖYKÜNÜ CANDAN KUTLUYORUM.SELAMLAR... SAYGILAR
Serhat BİNGÖL
Öncelikle sizin gibi nitelikli ve kaliteli bir üstadın âcizane kaleme aldığım bu mizahi yazımı beğenmesi benim için onurdur. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz.
Hocam; sevgili Davidoff’un yorumuna cevabımda yazdığım gibi yaşamımın önemli bir bölümü gayri Müslim vatandaşlarımızın arasında geçti üstelik yaşadığım o semtlerde sol görüşlü insanların çoğunlukta olduğu semtlerdi. Ama emin olun hiçbir zorlama olmaksızın İslam’a Müslümanlara ve dini öğretilere müthiş bir saygı vardı.
Otuzlu yaşlarımda iken yetmiş yaşında şimdilerde hayatta olmayan Ermeni kökenli gayri Müslim Sitrak Abi ile beş yıl gibi bir süre ortaklık yaptım. Rahmetli olmasıyla ortaklığımız ne yazık ki son buldu.
Sitrak Abi Hıristiyan olmasına rağmen kendi diniyle de çok alakalı bir insan değildi fakat Ramazan ayında çevresinde ki Müslümanlar saygısızlık olmasın diye onların yanında hiçbir şey yemez içmezdi öyle ki Hıristiyan olduğunu bilmeyenler onu oruçlu sanırdı. Böyle bir edep ve saygı ekolünden geldiğim için son yıllarda giderek artan Ramazan ayına ve oruca olan bu saygısızlık doğrusu çok zoruma gidiyor.
Kıymetli yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Mübarek Ramazan ayının ve tutuğunuz oruçların size ve ailenize rahmet ve bereket olarak dönmesini huzurlu mutlu ve uzun bir hayat yaşamanızı gönülden dilerim.
Selam Sevgi ve Hürmetlerimle
Can dost !
Yorumumun bu saate kalması günün yazısı olduğundan değil bu gün ancak bu saatte okuma fırsatı bulduğumdan önce bunu söyleyeyim.
Zevkle okunan, okuyup,gülüp geçilmemesi gereken bir yazı...
Hele o final yok mu? Neredeyse güldüğüne utanıyor insanı...
İşte mizah bu.
Gülüp geçilen değil, oturup düşünülen...
Öptüm gözlerinden...Tebrikler...
Serhat BİNGÖL
Biraz espri biraz gerçek kaleme aldığım bu mizah yazısını Ramazan ayı boyunca sosyal hayatımda tanık olduğum gözlemlediğim olumsuzluklar üzerinden kaleme aldım naçizane yazımı beğenmenize çok sevindim.
Bu rahatsızlığımı doğrudan eleştirel bir yazı olarak kaleme alsaydım muhtemelen ne yobazlığım kalırdı nede geri kafalılığım. oysa bir Müslüman olarak istediğim birazcık saygı kendime de değil. Yüce İslam dinine ve mübarek Ramazan ayına, elbette ki insanların Ramazanın feyzinden uzak kalmalarına üzülüyorum. Nihayetinde o insanlarda bizim insanlarımız çeşitli sebeplerden oruç tutmaya bilirler saygı duyarım sonuçta bu işler inanç ve gönül işidir. Ama oruç’a saygısızlık sanırım en büyük yobazlık ve kültürsüzlüktür.
Bu yazı vesilesiyle toz zerresi kadar bu saygısızlığa dikkat çekebilirsem ne mutlu bana
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim
Saygı ve hürmetle ellerinizden öper mübarek Ramazanın rahmeti ve bereketi hanenize yağmur gibi yağmasını dillerim
Final, üstüne çıkılmış katları rahat taşıyor...
Bu da, edebiyat yapmaya güzel bir örnek getirmiş...
Zor iş yani...
Samimi tebrikler...
Selam ve saygıyla.
Serhat BİNGÖL
İlginize ve yorumunuza çok teşekkür ederim.
Hocam birkaç saat’te kaleme aldığım bu mizah yazısı edebi eser kapsamına ne kadar girer bilemem ama umarım toplum olarak kendimize çeki düzen vermemiz de toz zerresi kadar da katkısı olsa yeter.
Saygı selamlarımla
Serhat BİNGÖL
Bu mizahi yazıyı Ramazan ayı boyunca sosyal çevremde gördüğüm bazı olumsuz olaylardan etkilenerek birkaç saat’te kaleme aldım.
Çocukluğum ve ilk gençlik çağlarım İstanbul’un fatih ilçesine bağlı Yedikule koca Mustafa paşa Samatya semtlerinde geçti. Muhtemelen biliyorsunuzdur, sur içinde ki bu semtlerde Rum, Ermeni, az sayıda da olsa Yahudi ve Süryanilerin de olduğu hemen her etnik kökenden gelen insanların bir arada yaşadığı bu semtlerde bütün samimiyetimle söyleye bilirim. Ramazan ayında oruç tutan, Müslümanlara saygısızlık olmasın diye bu insanların hiç biri yolda veya her hangi bir mekân da alenen yiyip içmezlerdi. Sanırım o insanlar halen aynı hassasiyeti gösteriyorlardır. Fakat maalesef anadan babadan Müslüman olan insanlar edepten bi'haberler. Oruca ve İslam’a hiç bir saygıları yok.. En küçük utanma ibaresi göstermiyorlar doğrusu çok düşündürücü ve acı bir durum.
Söylenecek çok şey varda neyse
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim
Saygı ve selamlarımla
Gerçekten çok güzel bir hikaye.
Ramazan gününün yorgun saatlerinde,
doping gibi geldi gerçekten gülümseten bu satırlar.
Tebessümlerle okudum.
Gerek konusu, gerek verdiği mesaj,
gerekse karakterlerin hoş diyalogları,
yazının tadını katmerlemiş.
Eline, kalemine sağlık diyorum dostum.
Serhat BİNGÖL
Mübarek Ramazanın size ve ailenize rahmetini bereketini yağmur gibi yağdırması dileğimle ilginize ve yorumunuza çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.