Dünya Sırayla Değil mi Tete
Bir Tv. Kanalında yapılan Ramazan sohbetinde yaşlı bir teyze Prof. Nihat Hatipoğlu’na sormuş.
-Beni büyük oğlum on bayramdır ziyaret etmiyor. Üzülüyorum. Ben onun yanına gitsem günah olur mu? Sorusu üzerine; duygulanarak:
-Bu sorunun cevabı yok. Dedi.
**
Bayram kime geliyor diye düşündüm o an?
Sadece çoluk çocuğa, yoksula, yetime mi?
**
Bayramın en güzel yanı, birlik beraberlik değil midir? Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek, şekerlerin, çikolataların ellerde dolaşması değil midir?
Bembeyaz masa örtülerinin üstünde kuş cıvıltısı gibi cocuk sesleri ile dolup taşan yöresel yemeklerin yenilmesi değil midir?
Küçük çocuklara oyuncak alınan en mutlu gün değil midir o gün?
**
Herkesin hataları vardır, büyüklerin de, küçüklerin de.
Dargınlıkların bittiği gün değil midir Bayram?
Kırmızı rûgan papuçlar artık giyilmese de, yenilerinin giyilmeye çalıştığı gün değil midir?
**
-Yani Tete bu Bayram kimin? Şu işe bak Tete, çocukken büyütmek istersin. Adam olsun benim oğlum dersin. Askere gitsin. Vatanı kurtarsın. Giderken öyle bir sarılırsın ki, off. Sanki Dünya sallanır yerinden... Oysa hâlâ salladığın, ağzında emziği ile kundakta ki bebenin beşiğidir.
E bebeğim e, dersin içinden. Uyu uyu da büyü. Büyü de adam ol. Sonra, sahiden büyür. Büyür ama beşiğinin içindeki o küçük bebeği bile göremezsin.
Dünya sırayla değil mi Tete?
Biliyorum şimdi diyeceksin ki;
-Doğru evlât, Dünya sırayla. Bak bana, bastonum bile yaşlandı kendim gibi. Az önce önümde küçük bir taş vardı. Fakat bastonum ve adımlarım beni ona takılıp düşmekten kurtardı... Adımlarım, yani ayaklarım benim göremediğimi bilen aynı yaşlı bedenimin uzuvları.
Eğer onlar beni korumasaydılar, şimdi belki de yere düşüp yaralanmış olacaktım. Canım acıyacaktı. Açılan yara geçerdi ama asıl ruhumda açılan yara bir yerimde hep kalacaktı.
-Bak bunun ne olduğunu bilemedim Tete? Bu yara neydi?
-Canımın, canıma bile bile açtığı yara...
Davi / elelebayramlar / 2015
YORUMLAR
Bayramlar...Tadı mı kalmadı gerçekten benim tadım mı kaçık yoksa kaçırdığım başka şeyler mi olmakta...Olmakta tabii ki nasıl görmezden gelebilirim ki hele ki yazınızı okuyunca iyice hüzne yenik düştüm.
Yüreğinize sağlık değerli yazarım. Duyguların yoğunluğu hepten aldı götürdü beni ve okuyan herkesi de...
Sevgilerimle...
Davidoff
Can Gülüm kusura bakma senin yorumuna bir cevap dahi yazamadım. Oysa sen benim gönlümün Sultanlarından birisin. Fakat inan bazı sebeplerden dolayı deftere bile girmemle çıkmam bile bir oluyor.
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim, çok sağ ol.
Gülüm Çamlısoy
Siz iyi olun da gerisinin ne önemi var.
Hem ne demişler: Kalp kalbe karşı.
Sevgilerimle her daim ve en iyi dileklerimle...
Bin hüzün çöktü yine gönlüme akşamla benim
Ülfetim var nice yıldan beridir gamla benim
Ahh ‘yorum sihirbazı’ değerli dostum bu yazınla beni alıp ta nerelere götürdün sen böyle.
‘Bayram’ deyince aklıma ve gönlüme düşenleri sıralamak mümkün mü..
Babamın Bayram Namazı’ndan çıkıp eve gelişi..Bayram kahvaltı sofrası..
Annem önde bİz üç kardeş arkasında onu kapıda karşılayıp başımız önümüzde saygıyla ellerini öpüşümüz..İlk dönme dolap heyecanı.. Bizim orada yatan kimsemiz olmasa da Köyün kabristanını ziyaretimiz..Macun şekerini dişimle birlikte yutmam…
Akşam akşam bana bu hüznü niye yaşattın be DAVİDOFF’UM..
Ellerine sağlık. Kal Sağlıcakla…
Davidoff
Allah rahmet eylesin hepimizin ölmüşlerine arkadaşım.
İşte bayramın bir güzel tarafı da bu.
Ne mutlu hatırlayıp da ziyaretlerine gidenlere.
Teşekkürlerimle.
Değerli kalem "DAVİDOFF" döktürmeyecekte ben mi döktüreceğim
Benden ancak süt dökmüş kedi olur
Kıymetli kaleminizden süzülen cümleler arasında gezinirken bir zamanların bir bayram reklamı da aklıma geldi usulca
Hani yaşlı karı koca çocuklarını bekler dururlardı, kapı çalınacak diye bekleşirken bayram nihayet bulurdu
Yüreğinize, emeğinize ve kaleminize sağlık hanımefendi...
Davidoff
Estğ. Sn. Yazar.
Sizlerin çoğunuzun iyi kalemler olduğunu biliyorum.
Yazmış olduğunuz yazıların çoğunu okumaya da gayret ediyorum inanın.
levent taner
Tabi öykünün de pirisiniz ya
Fakat şiir de müthiş bir zenginliğiniz var asıl
O yüzden nadide kaleminize saygım sonsuz.
bayramda köyün bütün evlerini gezer el öperdik...aradan otuz yıl geçti ...köyün eski çocukları olarak -kalanlarımız- köyü ev ev gezip el öpüyoruz.
fakat o eski,kırışık eller o kadar azaldı ki...
bir çok hanede köşelerdeki siyah beyaz fotoğraflara bakıp fatiha okuyoruz.
"insanı insan eyler hatır
hatır yoksa olur katır...alfred balcı "
selam ile
Davidoff
Babama gideriz her bayram. O da bizleri masuscukdan o teyzenin tatlısı, bu teyzenin yoğurdu güzel diye kapı kapı gezdirir el öptürür. Halbuki amaç tatlı yemek degil tabi ki. Hatırlanmayı hatırlatmaktı...
Çok duygulu bir yazıydı. Takip ediyorum sizi, kaleminiz çok sağlam tebrikler.
Davidoff
Teşekkur ederim Sn. Yazarım.
Beğenileriniz onurdur. Sağ olun.
Önce Nihat Hocamı tebrik etmek gerek...Bu soruya verilecek en güzel cevap..
Keşke adresini bilebilseydik bu dertli annenin.Eşimle bir kutu Bafra Lokumu ile Bayramda
ziyaretine giderdik..
Son tebrik size..Böyle önemli bir konuyu yazıya döktüğünüz için..Malesef çok önemli günlerimiz
bilinçli şekilde ÖZENDİRİLEN'' bayram tatilleri''İLE UNUTTURULMAYA ÇALIŞILIYOR..
TEBRİKLER USTA KALEMİNİZE..
BAŞARI DUASI İLE...
Davidoff
Sadece Bayram Tatilleri ile mi unutturuluyor efendim?
Bir gün bir haber izledim: Yaşlı bir nine, ormana yakın yerde barakada yaşıyor. Soğuktan ayaklarına karton, bez parçası ne varsa sarmış. Ne bulursa onu yiyiyor onu içiyor. Aradan zaman geçiyor birisi onun yıllar önce askere yolladığı torununun şehit olduğunu,devletin de onun oturduğu yeri bulamadığı için maaşını veremediğini öğreniyor. O teyzenin yıllar sonra parayı ilk defa tutuşunu hiç unutamıyorum.
Saygılar.
Yazınızı okuyunca rahmetli yengemin bayramda söylediği sözü aklıma geldi.
--Allah iyi ki bu bayramları yapmış.
Dışarıda olduğumuzdan bayramdan bayrama görüyorduk eşi dostu..
Tebrik ederim saygılarımla.
Davidoff
Evet diyesi gelmiyor insanin Hasan Şairim.
Öyle bir olduk ki, yani neredeyse iki yıl öncesinden biletler alınır oldu gidilecek yerlere. Yahu dur bi...
İnsan hali, kim öle kim kala iki yıl bu dile kolay ama yok Dünya öyle yapıyor ya, bizim ne eksigimiz var?
İlla o biletle iki yıl elimizde sallanacak...
Bayramda gitme bari. Otur ailenle çoluğunla çocuğunla annenle babanla.
Ya iki yıl sonra anne veya babadan biri o gun ölmüş olursa!
-Sen cenaze işlerini hallet, dönünce hesaplaşiriz. Mı? Diyecek.
Teşekkür ederim.
Ya ben niye beceremiyorum böyle güzellikler üretmeyi, dünyaya, her şeye eleştirel gözle, olumsuz biçimde baktığımdan mı? Yazdıklarınızı okuyunca yazmaya çalıştıklarımdan utanıyorum.
Davidoff
Öyle demeyin Afet Abla.
Ben de sizin gibi kafiyeli şiir yazamam ve imrenirim.
Şair olmak edebiyatın en üst basamağıdır.
Ben hiç bir zaman kendimi şair olarak görmedim.
Saygım ve sevgimle.
bayram gele hoş gele de
bu şartlarda nasıl gele tete
dünya kan gölü gelde düşünme
hergün asker ölüyor gelde düşünme
eh birde evlat hasreti çöktümü yüreğe
gelde yanma be gülüm
yine ustaca anlatım dı güzel ötesiydi dizelerin anlamlıydı
saygım sevgimlesin
tek dileğim evlatlar tarafından unutulmamak en acısı bu işte
Davidoff
İnsanın canı acıdığında ilk kime koşar Ayşe Sultan?
AYSE 09
bunu unutanlarda var be meleğim
bayramı anasıyla değilde tatilde geçirenler
nasılda bakar o ana yollara bir bilsen
sevgilerimle
Bayramın asıl amacı insanlar arasındaki kırıklıkları küslükleri bitirmek ve dahi sulh sağlamak olduğu kadar, paylaşmanın , hatır sormanın, gönül almanın güzelliğini hatırlatmak. Ama maalesef artık bayramlara tatil kaçamağı olarak bakılıyor.
Sanki güllük gülistanlık bir dünyada yaşıyoruz ve hiç bir sorunumuz yokmuş gibi.
Hele de yazının finalindeki söz her şeyi nokta atışla ifade etmeye yetmişte artmış bile.
İnsanı en çok yıpratan ve yıkan canınız da can bildikleriniz değil midir?
Onların içinizde açtığı yara mahşere dek kapanmaz.
Tebrik ve saygımla.
Davidoff
Canımızın canına açtığı yara...
Hem kendisini acıtır, hem canını.!
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
İyi ki bayram sabahı yazılmadı bu yazı.
Hüzünlerle girecektik sevinçli olmamız gereken günlere.
Ancak,
tabi ki hayatın acı realitesini unutmamızı gerektirmiyor bu durum.
Sevgi fukaralığını.
Ya da sevgi bencilliğini.
Hak eden ve hasretle bekleyene inatla sunmamak hani o güzelliği.
Ne demeli?
O haberin başlığını okumuş ama detayına girmemiştim.
Gerçekten yürek yakan bir durum.
Diliyorum herkesin bayramı,bir şekerleme şirketinin yaptığı ve
bayram sabahhı çocukları ve torunlarını bekleyen o sevimli ihtiyarların sevincini anlatan bayram mutluluğu reklamı gibi olur.
Beklenenler, özlenenler, beklendiği anda gelirler inşallah beklenildikleri yerlere.
Zaman çok geç olmadan.
Hüzünlü bir çalışma olmuş.
Bir tutam hayat tarafından 7/1/2015 11:43:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
''Bayram sabahı'' Onu ne kadar önce getirsek, yaşlılarımıza, yetimlerimize o kadar faydadır diye düşündüm.
El ele Bayramlar BTH.
Maalesef böyle iste...
Yapacak bir şey ne yazık ki yok gibi.
Ama siz usta kaleminizle yazmaya devam edin.
Belki bir kaç kişi okuyunca etkilenir.
Denize geri atılan deniz yıldızı gibi...
SAYGILARIMLA...
Davidoff
Maalesef öyle Bedri Abi.
Kim bilir bunun gibi daha ne çok yaşlı teyze vardır bayramın geldiğini bilmeyen?
Teşekkür ederim.
Davidoff
İnşallah diyelim Denizcem.
Yaşlı insanların bu hallerini gördükçe gözüm korkmaya başladı inan.
Oysa ne çok isterdim annemin yaşlı halini görebilmeyi diye düşünüyorum...
Çevremde öyle insanlar var ki, çocuklarını en iyi okullarda okuttukları halde adam edemeyen, bir de üstelik ellerindeki bütün servetlerini çarçur eden evlatlar. Bunları gördükçe, tv.deki o yaşlı teyzeye hak veriyorum.
Sevgiyle Denizcem.
Davidoff
Bayram zengine mi gelir, zekatla evleri üç - beş kuruş gören yoksula, kimsesize mi Kemnur Abi?
Sanırım burada demek istediğimi sizin gibi bir yazar yine de anlamamış. Hayret!
Amacınız yazılarımı tenkit ise, özelden yapın lütfen. Mesaj bölümü müsaittir.
İyi çalışmalar dilerim. Kendinize iyi bakın.