17
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1483
Okunma

Bir Tv. Kanalında yapılan Ramazan sohbetinde yaşlı bir teyze Prof. Nihat Hatipoğlu’na sormuş.
-Beni büyük oğlum on bayramdır ziyaret etmiyor. Üzülüyorum. Ben onun yanına gitsem günah olur mu? Sorusu üzerine; duygulanarak:
-Bu sorunun cevabı yok. Dedi.
Bayram kime geliyor diye düşündüm o an?
Sadece çoluk çocuğa, yoksula, yetime mi?
Bayramın en güzel yanı, birlik beraberlik değil midir? Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek, şekerlerin, çikolataların ellerde dolaşması değil midir?
Bembeyaz masa örtülerinin üstünde kuş cıvıltısı gibi cocuk sesleri ile dolup taşan yöresel yemeklerin yenilmesi değil midir?
Küçük çocuklara oyuncak alınan en mutlu gün değil midir o gün?
Herkesin hataları vardır, büyüklerin de, küçüklerin de.
Dargınlıkların bittiği gün değil midir Bayram?
Kırmızı rûgan papuçlar artık giyilmese de, yenilerinin giyilmeye çalıştığı gün değil midir?
-Yani Tete bu Bayram kimin? Şu işe bak Tete, çocukken büyütmek istersin. Adam olsun benim oğlum dersin. Askere gitsin. Vatanı kurtarsın. Giderken öyle bir sarılırsın ki, off. Sanki Dünya sallanır yerinden... Oysa hâlâ salladığın, ağzında emziği ile kundakta ki bebenin beşiğidir.
E bebeğim e, dersin içinden. Uyu uyu da büyü. Büyü de adam ol. Sonra, sahiden büyür. Büyür ama beşiğinin içindeki o küçük bebeği bile göremezsin.
Dünya sırayla değil mi Tete?
Biliyorum şimdi diyeceksin ki;
-Doğru evlât, Dünya sırayla. Bak bana, bastonum bile yaşlandı kendim gibi. Az önce önümde küçük bir taş vardı. Fakat bastonum ve adımlarım beni ona takılıp düşmekten kurtardı... Adımlarım, yani ayaklarım benim göremediğimi bilen aynı yaşlı bedenimin uzuvları.
Eğer onlar beni korumasaydılar, şimdi belki de yere düşüp yaralanmış olacaktım. Canım acıyacaktı. Açılan yara geçerdi ama asıl ruhumda açılan yara bir yerimde hep kalacaktı.
-Bak bunun ne olduğunu bilemedim Tete? Bu yara neydi?
-Canımın, canıma bile bile açtığı yara...
Davi / elelebayramlar / 2015