- 1470 Okunma
- 6 Yorum
- 3 Beğeni
YAZMAK GEREK
Benliğimizi aşıyorsa gördüklerimiz duyduklarımız kısaca gözlemlerimiz. Ve kendi duygularımız da eklenmişse üstüne katma değer olarak, yürekte fırtınalar kopar ve iç sesimiz yaz der yaz ki azalsın yükün..
Peki ne kadar yazabiliyoruz.?
Oku der aklımız önce, oku ki bilgi dağarcığın genişlesin yeni ufuklar aç kendine.!
Peki ne kadar okuyoruz.?
Maalesef şu bir gerçek ki okuyan bir toplum değiliz. Ve kimse bana okuma yazma bilmeyenler de var bu ülkede diye hatırlatmasın, okuma yazma kurslarında öğrenmek ve kendini aşmak varken.
Okumanın maddi imkansızlıklardan olduğuna da inanmıyorum. Okumak için illa ki pahalı kitaplar almamıza da gerek yok. Hele ki günümüzde çoğu evde internet varken, bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken neden okumuyoruz.?
Genelleme yaparsak ben bunu biraz da günümüzdeki eğitim sistemine bağlıyorum. İdealist öğrenciler yetiştirmiyor yap boz tahtasına dönen sistem.
Bizler eğitim ve öğretim sistemi nedir gördük, yaşadık almak isteyenler de payına düşeni aldı.!
Hiç unutmam.!
Tatil ödevi verilirdi en az şu kadar sayfa yazacaksınız denirdi. Bir yazarın bir kitabını okuyup özetini yazmamız istenirdi, gerçekten okuyup okumadığımız sınanırdı.
Her evde cilt cilt ansiklopediler de yoktu, kütüphanelere gider okur, araştırma yapar tatil ödevimizi öyle hazırlardık. Gerçekten öğrenir beynimize yazar, suya yazmazdık o altın değerindeki bilgileri.
Okumayı severdim çünkü bana da öğretmişti sistem.!
Özellikle lise çağlarımda harçlıklarımla her hafta bir kitap alırdım. Böyle tanıdım Türk Edebiyatının ve Dünya Edebiyatının usta yazarlarını ve şairlerini. Edebiyat ve dil bilgisi en sevdiğim dersti. Yazılı sınavlarda öğretmenimiz bir kelime veya cümle söyler, bunun üzerinden bir kompozisyon yazın derdi. En sevdiğim yazılı da buydu ve en güzel notum da gelirdi ödül olarak..
Maalesef günümüzde sürekli değişen ,bir türlü oturmayan eğitim sistemi çocuklarımızı ezberci beyinler olarak yetiştirmeye devam ediyor.
Bizler şanslıydık bu konuda eğitim laf değildi., gerçekten her konuda eğitilirdi öğrenciler. Her şeyden önce kıyafet konusunda uymamız gereken bir disiplin sistemi vardı. Sık sık kontroller yapılır uymayanlar uyarılır, devamı halinde disiplin kuruluna sevk edilirdi. Hatırlıyorum o zamanlar pek hoşnut olmazdık bu durumdan ama
bunun gerekliliğinin de farkındaydık.
Öğretmenlerimizi gördüğümüz her yerde (ki bu okul dışında da olsa) selam vermeden geçmez, saygıyla eğilirdik önlerinde. Olması gereken de buydu.! "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" bilinciyle yetiştirilen ATATÜRK gençleriydik biz.
Şimdi öğretmenler öğrencilerden çekinir oldu, bunu biliyorum çünkü birçok eğitimci var ailemde. Bugünleri gördükçe ve geriye dönüp baktıkça ne şanslı gençlerdik demekten kendimi alamıyorum.
Nerden geldik nereye gidiyoruz, nereye götürülüyor bu toplum.?
Hiç bir zaman, oldum piştim demeden son nefese kadar öğrenmeliyiz. Dinleyerek hissetmeye çalışarak, damdan düşmeden de anlayabiliriz düşenin halini ve kendi payımıza düşeni almalıyız. Kısaca önce okumalı öğrenmeli dilin kurallarını sonra yazmalıyız. Bu yazıyı yazdım diye ’oldum mu zannediyorsun kendini’ demesin kimse. Öğrenmem gereken o kadar çok şey var ki bunun bilincindeyim ve Allah’ın izniyle bu açıklarımı kapatıp daha da güzel yazacağım.
Bugün içimde biriken bazı yükleri hafifletmek istedim sadece ve doğaçlama yazdım işte böyle..
Bir buğday tanesiydim kar sularıyla beslendim,
Boy verdim, rüzgarlarda savruldum..
Bu topraklarda şehidimin kanı var,
And olsun düşman karşısında eğilmeyecek başım.!
Duygu Şen (30.06.2015)
YORUMLAR
Çok önemli bir konuyu büyük bir ustalıkla işlemişsiniz. Öğrenmenin sınırı olmamalı ve hem kendisi için hem de daha iyi bir dünya bırakmak için öğrenmeli insan. Çok güzel bir yazıydı yureginize sağlık, selam ve saygılarımla...
kapkaranlık tarafından 7/9/2017 5:07:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir buğday tanesiydim kar sularıyla beslendim,
Boy verdim, rüzgarlarda savruldum..
Bu topraklarda şehidimin kanı var,
And olsun düşman karşısında eğilmeyecek başım...
ÇOK GÜZEL BİR YAZI.....OKUMANIN GÜZELLİKLERİ YANINDA ARTIK İNTERNET ÇAĞINDAYIZ....AMA İNTERNET BIÇAK GİBİ HEM ÇOK GÜZEL HEMDE ÇOK KÖTÜ İŞLER YAPILABİLECEK BİR BİLİMSEL PARKUR...İYİ VE KÖTÜYÜ AYIRABİLEN BİR NESİL GEREKLİ BİZE......SAYGILARIMLA
Evet duygu hnm yazınızı dikkatle okudum ve gerçekten aslında göz ardı edilen fakat üstünde durulması gereken önemli bir konuya parmak basmissiniz okumak ve yazmak yaşamda hava ve su kadar önemli 2 konu bu hassasiyetininizi hayal kırıklığına uğratacak çok önemli bir teknoloji canavarı içimizde ve damarlarımızda akan kana kadar giren bir virüs İNTERNET illeti yaşamı kolaylaştıran ve bir o kadarda okumayı ve yazmayı bize unutturan bir düşman ne yazıkki pençesine aldığı bir gençlik artık ne kadar gerçekleşir bu dusleriniz bilemem ama durum gerçektende çok vahim Allah sonumuzu hayreyleye tebrikler yazan ellerinizi sağlık...
_Duygu Şen_
Amin canım bilmukabele, yüreklerimiz hiç susmasın yazsın inşallah..
Sevgiler...
Güzel bir yazı okudum. bende okumayı cok sevenlerdenim. ilkokulda öglen yemek icin babamın verdigi parayı kullanmaz ac durur gazete veya biriktirip kitap aldırırdım ögretmenime. köyde yoktu, ögretmen Adapazar'ına gidince alır getirirdi bana. okuyacak bişey bulamasam babamın pazar alışverişinden gelen gazeteden kesekagıdlarını söker eski gazeleteleri bile son noktasına kadar okurdum. evet yılsonu ödevlerimiz cok zordu ve annem ders calıştırmazdı, bakılacak kardeşler bakılacak hayvanlar ve yapılacak işler vardı cocukda olsak. dersimi gaz lambasıyla yapardım gece bütün derslerim pekiyiydi her yıl yıldızlı kurdelalı karneyi ben alırdım. şimdi nasıldır bilmiyorum kücük cocugum yok, benim cocukların döneminde ezber egitim vardı harfleri birleştirmeyi ögrenmeden kıtap okutturuyorlardı, okuyorlardı ama yazmıyordu cocuklar. biz evde ögretmenlik yapıyorduk cocuklarımıza. anlamlı bir yazıydı ne hatıralar canlıdı okurken gözümde o günlere döndüm, saygılarımla...
_Duygu Şen_
Saygılar...