- 859 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSLAM VE HRİSTİYANLIK
İSLAM VE HRİSTİYANLIK
Hamd alemlerin rabbı olan Allah’a salat ve selam onun kulu ve resulu Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. e ve onun al’ ına ve ashabına ve onların yolundan gidenlerin üzerine olsun.
Konumuz içi ve dışıyla Hristiyanlık ve İslam
İnsanlık tarihinde varola gelen inanma ihtiyacını gidermek için insanlar, birşeylere daima inanmışlardır. Bu gün yeryüzünde hiç kimse yoktur ki bir din ve ideoloji mensubu olmasın. Eğer bir kimse ben hiç bir şeye inanmıyorum derse o kişi bile hiç bir şeye inanmamak ideolojisi yani ateizme inanıyordur. Bu yüzden insanlık tarihinde hem insanların inanma ihtiyacını gidermek hem de insanların yaşayışını düzenlemek için iki çeşit inanç sistemi vardır. Birincisi vahyedilmiş (Hak) dinler ikincisi tabii doğal (batıl) dinler. Hak dinler Yahudilik hristiyanlık Haniflik İslam vb. Batıl dinler hinduizm Budizm Maniheizm ateizm vb. 19. Yüzyılın son çeyreğinde bilim ve teknoloji alanında dünyada öyle büyük bir ilerleme kaydedilmiştir ki İnsanlık bu ilerleme karşısında şaşkına dönmüş ve inanma ihtiyacını unutmuştur. Ne zamanki 20 yy. ın şu son on yılında Manevi buhranlar ortaya çıktı işte o zaman insanlık bir arayış içerisine girmiştir.
Bizim üzerinde çalışma yaptığımız konu ise hak dinlerden Hristiyanlık ve islamın bir karşılaştırmasını yapmaktır.
Bunun için ilk olarak İslam ve hristiyanlığın inanç sistemi ve tarihi
ikinci olarak günümüzde olan İslam ve Hristiyanlık
üçüncü olarak Hristiyan avrupanın bugünki meseleleri
Bu meselelerin başlıcaları;
a) Batı da ahlaki yapı fuhuş ve alkol
b)Medeniyat çağında vahşet
c)Bilim
dördüncü olarak islamın sundukları
a) islamda ahlaki yapı
b) İslamın sosyal meselelere getirdiği çözümler
c) İslam ve Bilim
İslam Tarihi ve inanç sistemi
İslam Arabistan yarımadasında tarihin en vahşi dönemini yaşadığı bir sırada Hz Muhammed s.a.v. adında bir peygambere vahyolundu. 571 de Mekkede doğan Hz Muhammed s.a.v. Daha doğmadan babasını 6 yaşında annesini 8 yaşında dedesini kaybetti. kendisine 610 yılında peygamberlik verildi. 13 yıl Mekkede dinini tebliğ etti. Bu 13 yıl zarfında kendisine sadece 150 kişi inandı. Diğerleri ona inanmadığı gibi ona işkence ve zulümlerin en büyüklerini yaptılar. Daha sonra 622 yılında Medineye hicret etti. Medine de site şehir devletini kurdu. Bu devlet büyüyerek Hz Muhammed s.a.v. döneminde 10 sene zarfında dünyanın Bizans ve iranlıların devleti pers imparatorluğundan sonra 3. en büyük devlet haline geldi. hz Ömer r.a. devrinde dünyanın en güçlü devleti haline geldi. daha sonraları bu sıralama biraz değişse de İslam dünya üzerinde 1300 yıl hakim bir medeniyet olmayı sürdürdü. Şu anda görünürde İslam zelil ve aşağı durumda gözüksede aslında zelil olan din değil o dinin mensuplarıdır. Aslında İslam günümüz ihtiyaçlarına Buhranlarına ve sosyal meselelertine tek cevap veren dindir. Müslümanların fikirlerinin dünya litaratüründeki yerinin olmamasının sebebi ise islam dinin tüm gereklerinin yerine getirilmemesi. Dinin yozlaştırılması ilmin azalması cehaletin artması ve müslümanlar arasındaki ayrılığın artmasıdır.
Batının çekindiği şey ise yukardaki meselelerin halledilip yaniden islamın dünya hakimiyetine soyunmasıdır. Aslında müslümanlar İslamın tüm gereklerini yerine getirmeselerde İslamdan aldıkları bir ahlaki düzen vardır ki bugün avrupanın en ihtiyaç duyduğu şeydir.
İslam insanın hayat gayesini belirler ve onun ihtiyaçlarını tüm yönleri ile karşılar. İslam insanı şerefli ve üstün yapar. İslam da tevhid yani tek ilah ilkesi vardır. Diğer herşey onun kuludur. onun şeriki yani ortağı yoktur.
İslam peygamberi Hz Muhammed. s.a.v. Mekkede tam 13 yıl sırf bir kelimeyi yaymak için uğraştı Lailahe illallah o şöyle diyordu Kul lailahe ilallah tuflihun. Allah tan başka ilah yoktur deyin kurtulun Evet 13 yıl bu kelime için uğraştı işkence gördü. İşkence gördü çünkü bu kelime Mekkede tüm sistemleri alt üst ediyordu.
Peygamber efendimiz Mekkede 13 yıl boyunca sadece itikadi meseleleri anlatıyordu. Mekkkede insanlara Allah’tan başka hiç bir şeye tapmamalarını yalan söylememelerini kimseyi haksız yere öldürmemelerini zina işlememeleri gibi birkaç ahlaki düzenlemenin dışında hiç bir hayat sistemi vaaz etmiyordu.
içki bile Medine de haram kılınmıştı. öyleyken mekke müşrikleri islamı kabul etmediler. Daha sonra Medine de ictimai iktisadi ve sosyal meselelere çözümler getirildi. ibadetler ve yasaklar çoğaldı ve islam için çalışmalar hızlandı Batıda ispanya kuzeyde orta asya doğuda hindistan güneyde afrika ve tüm arabistan a yayıldı. ilk önce 4 halife emeviler abbasiler daha sonraları eyyübiler selçuklular ve enson olarak Osmanlılar bu bayrağı taşıdılar. şimdi ise bu bayrak sahipsizdir. insanlık bu bayrağı yeniden taşıyacak bir nesil beklemektedir.
İslam inanç sisteminde insan doğarken masum doğar.13-15 yaşlarında bulüğa ererek mükellef olur şehadet getirerek müslüman olur ve amentü esasları denilen esaslara iman eder Farzları yapar haramlardan kaçınırsa Allah-ü Tealanın vaad ettiği cennnete girer.
İslamda ahiret inancı vardır. İnsan bir gün yaptıklarından hesaba çekilecektir.. Eğer kul bu dünyada iken bilerek veya bilmeyerek hata günah gibi fiileri işlerde pişman olursa tevbe eder Allah’ta onun günahlarını bağışlar. Hristiyanlığın aksine İslam dinin de Allah’tan başkasının günah bağışlama yetkisi yoktur. Kimse cenneti garanti edemez. Din adamı kavramı yoktur. din kimsenin tekelinde değildir. Yanlız alimler vardır Bunlar peygamberlerin varisleridir. ilim tahsil ettikten sonra herkes alim olabilir. yeryüzü Müslümanlara mescid yani mabed kılınmıştır. Müslümanlar ibadet etmek için illlada camiye gitmelerine gerek yoktur. Müslümanlar ev okul işyeri dağ bayır temiz olan heryerde ibadet edebilirler.
İslamda sınıf ve ırk ayrımı yoktur. Herkes Allah indinde eşittir. İslam da din akıl can mal ve nesil Allahu tealanın koruması altındadır. Bunun için gerekli olan tüm tedbirler alınmıştır. Aslında vahyolunmuş tüm dinlerin ortak özelliğidir bunlar. Fakat diğer dinlerde bu esaslar tamamen yokedilmiştir. Allah İslam peygamberine Kuranı kerim adında bir kitap vahyetmiştir. İşte islam dini budur.
Hristiyanlık tarihi ve inanç sistemi
Hristiyanlık Allahü teala tarafından İsa a.s.’ a vehyettiği bir dindir. Hz.İsa a.s. ululazm (azim ve gayret sahibi) bir peygamberdir. Mucizevi bir şekilde babasız olarak dünyaya gelmiştir. Annesi İmran soyundan Meryemdir. Saliha bir kadındır. Peygamber efendimiz " Kadınların en üstünü Hz Meryem dir benim ümmetimin kadınlarının en üstünü Hz. Hatice r.a. dır." buyurmuştur.Hz İsa a.s. daha beşikte iken konuşmuştur. Şöyle demiştir
"Ben Allah’ın kuluyum o bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. hayatım boyunca namaz kılmayı ve zekat vermemi emretti. Anneme hürmetkar ve iyi muamele etmemi bana emretti. ve beni zorba ve asi kişi yapmadı. doğduğum gün öleceğim gün ve yeniden diriltileceğim gün selam benim üzerimedir."
meryem süresi 30-33 ayetler.
Allah c.c. İsa a.s. a İnsanları tek ve benzeri olmayan Allah’a ibadete davet etmesini emretti. İsa a.s. İsrailoğullarına gitti ve onları hak dine girmelerini emretti. Onlar inanmadılar. Hz İsa. a.s. onlara mucize gösterdi. Körlerin gözünü görür hale getirdi. Allah’ın izniyle ölüleri diriltti. çamurdan bir kuş yaptı ve üfleyince kuş canlandı. Yine de İsrailoğulları inanmadı.
Sonra Hz. İsa " Allah yolunda benim yardıncılarım kimlerdir. Havariler (Hz İsa a.s. yakın ashabı 12 kişidirler.) Allah’ın yardımcıları bizleriz biz Allah’a iman ettik sen şahit ol bizler Müslümanlarız" Ali İmran süresi 52. ayet.
Birgün Hz. İsa a.s. havarileri ile dolaşırken Yahudiler ona hakaret etmeye başladılar. İçlerinden biri "öldürün bu sihirbazı öldürün de kurtulun." diye bağırdı. havariler Hz. İsa a.s. ı bir eve götürdüler kapıyı kapattılar. Yahudiler onu buldular ( rivayetlerde İsa as. yakın bir arkadaşının İsa .a.s. yerini bildirdiği ve bunun karşılığında yahudilerden para aldığı yazar) kapıyı kırıp Hz. İsa diye birini alıp çarmıha gerdiler ve taşladılar. Hz. isa. a.s. onlardan kurtuldu yanlız başına İsrailoğullarının akıbetini düşünürken Allahu tealanın hitabına mazhar olarak Allahu tealanın katına yükseldi. Kıyamet yaklaştığı bir vakit yeryüzüne inererk insanları Deccal aleyhi Lanet ten kurtaracaktır. Rabbim şefaatine mazhar kılsın.
İşte bu kıssa Kuran-ı Kerimin Nisa, Maide, Ali İmran Saf ve Meryem sürelerinde anlatılmaktadır. Kendisi Şeriat ve Kitap sahibidir.
Vahyedilmiş dinlerin ortak özellikleri olan Canın Malın Dinin Neslin ve Aklın korunması tahrif olunmamış Hristiyanlıkta da vardı. Ayette geçtiği gibi Hz. İsa a.s. Namaz kılıyor Zekat veriyor annesine iyilikle muamele ediyordu. İşte gerçek Hristiyanlık dinine mensup insanlara da Müslüman denir ve cennete gideceklerine inanılır. İslam dinine mensup müslümanlarda Hz. İsa. a.s. a hemde ona inen tahrif olunmamış İncil e inanmak zorundadırlar.
Hz İsa. a.s. ın gökyüzüne yükseltilmesinden sonra asıl hristiyanlık yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. İncil Rahipler tarafından tahrif edilmiş kendi çıkarları için incil de olmayan şeyleri dine sokmuşlar inanç ve ibadet sistemini değiştirmişlerdir. Öyle ki artık Allahu tealanın emirlerinden ortada hiçbirşey kalmamıştır.
Daha sonraları rahipler Hz. İsa nın Allah’ın oğlu olduğunu iddaa etmişlerdir. İncil’i değiştirdiler. Her önüne gelen bir İncil yazdı. Bu İncillerin sayısının 350 civarında olduğu rivayet edilir. Daha sonraları bir kurul İznikte 1. Konsül toplanarak Bu inciller 4 düşürüldü. Bunlar Matta Markos Luka ve Yuhannes incilleridir.
Hristiyanlıkta tevhid yoktur teslis yani üçleme vardır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı, Ruhul Kudüs diye üçtanrıya inanırlar. Onlara göre her doğan çocuk günahkar doğar ve onun için Rahipler tarafından vaftiz edilmesi yani rahipler tarafından yıkanması ve kutsanması gerekir. Din rahiplerin tekelindedir. Rahipler isterse bir kimsenin günahını affedebilirler. Bir kimseyi cennete sokabilirler. İbadet sadece Kilisede yapılabilir Helal ve haram kavramı yoktur. Emir (yani farz ve teklif yani mübah vardır.
Irk ve sınıf ayrımı vardır. Bugün Amerika ’da ve Güney afrika da siyahlar ayrı kiliseye Beyazlar ayrı Kiliseye gitmektedirler. Şarab’ın Hz. İsa nın kanı ekmeğinde Hz. İsa Nın eti olduğuna inanırlar. Zina İçki ve diğer tüm ahlaki kurallar ortadan kaldırılmıştır.
Hristiyanlık b elirli sosyal prensipler olmadan başladı. Bu eksiklik Hristiyan Ruhani lidertlerini Siyasi ve İdari işlere karışmaktan alıkoydu. Bu durum 6yy. kadar sürdü 800 yılında chirstmas gününde Frenk Kralı topraklarının bazılarını papanın mülkiyetine bıraktı. Kilise gücünü ve servetini zamanla arttırdı. Siyasi ve dini liderler arasında iktidar mücadeleleri başladı.
İlk günlerde -Hristiyanlığı parçalayan derin ihtilaflardan önce- her şehrin bir psikosu vardı ve yakın şehir toplulukları ve baş psikos tarafından yönetilirdi. Daha sonra Roma psikoposu kesin otoriteye alarak papa (tüm hristiyanlığın manevi babası) olarak anıldı.
Daha Sonraları Doğu Hristiyanlığı Bizans Doğu Avrupa Ortodoks Patrikliğine bağlandılar. Batı Avrupa polonya İspanya papalığa bağlılığı sürdürdüler.
16. yy üçüncü bir yapı olarak Martin Luther King öncülüğünde Avrupa da Protestanlar ortaya çıktı. Luther’in yandaşları papanın cennetten yer ve günah çıkartma davranışlarına karşı çıktılar ve tüm kiliseyi reform’a tabi tuttular. Fakat onların başardığı tek şey Hz. İsa’nın dinini basitleştirmek ve bunun adına yeni bir çatlak açmaktan başka bir şey değildi.
Papanın 12.ve 13. yy daki mutlak hakimiyeti kaçımnılmaz bir tepkiyi ortaya çıkardı. Papalığın kurduğu doktrinler ve ideolojiler aleyhinde birçok karşıt hareket başladı. papa bu asilerle başa çıkabilmek için 1215 de İtalya İspanya Almanya polonya ve öteki avrupa şehirlerinde şubesi bulunan engizisyon mahkemeleri kurdu. Bu mahkemeler asileri yakalıyor yargılıyor ve suçlulukları ispatlanırsa en ağır cezalara çarptırıyordu. Mahkemeler sınırsız güçlerini düşünce özgürlüğünü baskı altında tutmak için kullandı.
Will Durant Medeniyet tarihi adlı kitabında "Engizisyon Mahkemeleri ateizm dinsizlik ve asilik suçlarını bildirenlere suçlunun malvarlığının % 50sini vereceğini vaad etti. Komşular akrabalar ispiyonculuğa başladılar. Bazen ateizm ve dinsizlik ölümle cezandırılıyordu. Mahkumların kolları arkasından bağlanıyor ve kollarından asılıyordu. Bazen mahkum kımıldayamayacak şekilde bağlanıyor ve kollarından asılıyordu. bazen de kollarını ve ayaklarını bağlayan ipler kemiklere değecek şekilde sıkıyordu. Ve bazen de ateşte yakılıyordu. Fransızların ünlü kahramanı Janet Dark yakılarak öldürülmüştür.
Almanya ve Fransa da onlarca kral ve siyasi liderin papalık tarafından aforoz edilmesi papalığın ne derece güçlü olduğunu gösteriyor. Bazı krallar topraklarını kaybettiler. Bazıları halktan özür dilemek zorunda kaldı. 1075 de Papa 7. Gerogery tarafından Alman İmparatoru 4. Henry bir papalık direktifini dikkate almadığı için aforoz edildi ve tahttan inmeye zorlandı. 4. Henry derhal yas elbiselerini giyerek papalık makamına koştu papa 3 gün kralı kabul etmedi.
1141 de papa 2 Inocent 7. Lovsi afaroz etti. 1205 de yine aynı papa İngiliz kralı Jhon bazı rahiplere saldırdığı için aforoz etti. Jhon papaya şu mesajı göndermek zorunda kaldı " melek gibi bir haberci bana İngiltere ve İrlanda adına İsa nın ve onun havarisi papanın isteğini iletti. Şimdiden itibaren heryıl 1000 gümüş sterlin ve her 6 ayda 500 er sterlin taksitlerle ödememiz emredildi. İngiliz tahtında oturan ben ve emrimdekiler bu fetvaya karşı çıkarsak ingiliz hakimiyetini kaybetmek üzerimize borç olsun "
Mercel Cache sosyal tarih adlı kitabında şöyle yazıyor. "Bu dönem boyunca 500 000 insan Ortadoğu düşüncesine yahut papalık fetvasına karşı çıktığı için cezalandırıldı. Bu insanlar ya darağacında sallandırıldı yahut kuyu gibi karanlık zindanlara atıldılar Bu mahkemeler 1481 1499 yılları arasında 18 yılda 1020 insanı canlı canlı yaktı. 6860 insanı testere ile ikiye böldü 97023 insanı işkence ile öldürdü.
Victor Hugo anlatıyor; " Kilise Parnili’yi Yıldızlar belli yörüngelerden dışarı çıkmazlar dediği için ölesiye kırbaçladılar. Campluand’ı dünyanın dışında başka gezegenler var dediği için 27 sefer zindana attı Harvey’i kanın damarlar sayesinde vücut ta dolaştığını iddaa ettiği için işkencelere uğrattılar. Galiloyu "Dünya Güneşin etrafında dolaşıyor dediği için hapse attılar.
Ayrıca kilise gücünü İslam’a karşı da kullandı 1095-1270 yılları arasında yapılan Haçlı Seferleri bunun en bariz örneğidir.
Engizisyon mahkemelerinin zamanın düşünen ve bilgili insanlara yaptığı işkence sonunda kiliseye karşı kaçınılmaz bir reaksiyon doğurdu.Bağımsız düşünce sahibi bazı bilim adamları kilisenin zorbalığına karşı durdular . Bunun üzerine kilise geri çekilerek yerini aydınlanma çağına bıraktı. Fakat bilim adamları bütün dinleri batıl inanç, bilimsel cehalet, ve bilimin ve ve bilginin önündeki tek engel olarak ilan etti. Rusya da kilisenin fakir ve muhtaçları ihmal edişi ve zenginlerin hakimiyeti sonucunda komünizm ülkede hakim güç olarak ortaya çıkmasına neden oldu. Komünist liderler dindarları kapitalist burjuvalar ve çalışan sınıfının sömürücüleri olarak gösterdi. Karl Marx "din afyondur" diyerek Tanrı inancını kalplerden sökerek Kardeşlik ve eşitliğin bu şekilde geleceğini ilan etti. Ferdaf "SSCB de din" adlı kitabında şunları yazıyor. "Çarlık rusyasında Kilise bankalardaki milyonlarca altın rublenin yanı sıra çok geniş gayri menkul sahibi ve en büyük yatırımcısı idi. Kilise büyük ve küçük esnafı acımasızca sömürdü.
Kiliseler çok büyük bir bütçeye sahiptir. Bu gün İngiliz Katolik Kilisesinin (1997 rakamlarıyla) 900 milyon dolardır. Vatikan Milyonlarca toplam tiraja sahip 50 kadar aylık dergi yayınlıyor. 1973 yılında Gaspel yayınevi ve dağıtım şirketi 24 milyon İncil bastırarak Ücretsiz olarak dağıttı. Ayrıca Vatikan Tüm dünyada 32 000 ilkokul Üniversite ve hastaneyi yönetmektedir.
İbadet;
Tehuan Weekly journal şöyle anlatıyor; Batı Kiliseleri tüm propaganda araçlarına ve iktidara sahip olmasına rağmen, ahlakı güzelleştirme ve insan kalbini temizlem amacında olan vaazlarında çok az etkili oldu. Kilise ne ruhun iflasını önleyebildi ne de Avrupalıları saran aşağılık hissini durdurdu.
İbadet Allah sevgisi, doğru insanlık ve halis niyetle yanlızca Allah’a yaklaşma amacıyla yapılır. Fakat kilisenin din adamları yoldan çıktılar ve sapıttılar. Manevi bozulmayı durdurmak için kuvvetli tedbir alacaklarına hoşgörü adına taviz verdiler. Fakat dünya iffet ve namus yolu ile ahlaki kriz önlenebilir.
Kilise liderleri müzik ve dansı kiliseye sokma yanlışlığını yaptılar. Kanada Montreali Aziz Francis Mievx 35 senedir papazlık yapıyor. Aziz Mievx yetenekli müzik adamıdır. Besteci entürümanistdir. 1500 meşhur melodiye imzasını atmışdır. Din ile sanat işlerini birleştirmiştir.
Bu işleri bir ibadet merkezinde yapmak kesinlikle dinle alay etmektir.. Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri insanın hem Allah’a hemde şeytana ibadet edilemeyeceğini ortaya koymuştur. Şeytanın pisliklerinden ancak dikkati Allah’a doğru yoğunlaştırmakla olur. Gerçek ibadet insanıhayvani dürtülere ibadetten kurtarır ve onu Allah’ın üstünlüğüne yöneltir ve ruhi mutluluğa ulaştırır.
Batılıların en büyük yanılgısı, inancı günlük hayatla ilgili olmayan bireysel, özel bir konu olarak kabul etmesidir. Bu düşünce batı toplumunun her yanına etki etmiştir. Ulusal krizler cinsel özgürlükler kirlilik hepsi de dinin yaşanan hayattan koparılmasının sonucudur.
İnanç ve ibadet, düşünce ve eylemi şekillendirir. Hayat itikadın şekillendirici tesirinden kurtulamaz. Bu nedenle dinin pratik hayattan ayrılması büyük bir yıkımdır. Böyle bir ayrım tabiat kanunlarına aykırıdır. Yazar Dampire şöyle diyor; constantine hristiyanlığı Roma İmparatorluğunu resmi din ilan etti ve putperest tebasını razı etmek için en ilkel putperestliğin pek çok geleneğini Hristiyanlığa soktu. Böylece ortacağın dindarlık günlerinde hakim olan ve bu günün modern din dışı düşünceye de hakim olan " din özel bir konudur. yanlızca bireysel ruhların Allah ile olan ilişkileriyle ilgilidir" şeklindeki düşünce ortaya çıkmıştır.
Batının Bugünki meseleleri:
Batıda ahlaki yapı alkol ve fuhuş
Hayat artık batılı için makina yapısıdır. ruhunu ve sıcaklığını kaybetmiştir. Evet pek çok maddi konforun yetersizliğin ve zorluğun modern aletlerle üstesinden gelinmiştir. ancak bunların getirdiği sosyal yaşam insan ruhunun şerefi ve yükselmesi için hiçbirşey yapılmamıştır. Sosyal güçlükler tehlikeli krizler belki giderildi ama bu insanlığa mutluluk kazandırmaya yetmedi.
Hayatı kolaylaştıran keşifler ve icatlar insanların düşüncesinin ve tasasının gitmesinde acze düştüler. Bu tasaların en büyüğü rızık endişesi yani aç kalma korkusudur. Batı dünyasında herşey maddi güce odaklı olduğu için ve yardımlaşma ve dayanışmanın neredeyse yok olduğundan bu endişe batılıların en büyük korkusu haline gelmiştir.
İnsan değişken fiziki ihtiyaçlarının ötesinde ahlaki ve ruhi bir arzuya sahiptir. Maddi mutlulukların cazibesi manevi duyguların ve zihni arayışların cekiciliğinden daha kuvvetli değildir.
Batı ahlaki planda tüm cinsel sınırları aştı Hayatın ilk günlerinde cinsel konulara dair saf ve temizdir ve günahın ahlaki çöküşe sebep olacağını bilir. Ancak bu gerçek zamanla ya unutulmuş yada insanların bilincinden çalınmıştır.
Ahlaki kontrol için kurulan iffet ve diğer tüm yasaklar kaldırılmış ve iffet ise değerini yitirmiştir.
Almanyanın yererl radyolarından birinde kendisine yol gösterilmesini isteyen bir bayan şöyle soruyor; " Yıllardır biriyle beraberim zamanla ondan sıkıldım başka birini buldum. İkisiyle de aynı anda beraber olabilir miyim? yoksa ilkini bırakmalımıyım" Radyodaki danışman cevap veriyor " 28 yaşına kadar istediğinizi yapmaya istediğinizle ilişki kurmaya bir yada birden fazla kişiyle bir bağ ve koşul olmaksızın serbestsiniz. İstediğiniz gibi davranabilirsiniz.
Sosyolog Will Durant Felsefenin zevkleri adlı kitabında şöyle diyor. "Evliliği 30 yaşından önce Ekonomikman imkansız hale getiren medeniyet İnsanı cinsel yozlaşmaya sürüklüyor. Bu yozlaşma insanın kendini kontrolünü zorlaştırıyor. Namus artık hayallerde kaldı. İnsanlar artık günahlarını düşünmekten vazgeçti. Eşitliği savunan kadınlar şiddetli duygulara kapılıyor. Eskiden istisna olan evlilik dışı yaşam artık kural haline geldi. Sokaklar fahişelerden temizleniyor. Fakat polis gücüyle değil bu işi ücretsiz yapan kadınlar fahişeleri işsiz bırakıyor.
The Readers Dergisi yazıyor
" Batı Alman İstatistiklerinin gösterdiğine göre Alman Kadınları II. Dünya savaşının galip devletlerinin işgalci askerlerinden 5000 i zenci 200 000 gayrı meşru çacuk sahibi oldu. Bu rakam gayrı meşru çocuk sayısının % 10 u oluşturuyor. İngiltere de gayrı meşru doğumlar toplam doğum sayısının % 50 sini oluşturuyor.
Psikolog Dale Carnegie Başarının Aynası adlı eserinde şöyle yazıyor; " Bir Amerikan Araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre Erkeklerin % 50 si eşlerini aldatıyor. Eşlerini aldatmayanların çoğunluğu ise bunu ya hastalık korkusundan yada fırsat bulamadığından yapmıyor
Sosyal Parçalanmanlar ;
" ABD de her 25 Dakika da büyük bir suç işleniyor. 24 saatte 3 cinayet 5 Cinsel saldırı 30 önemli 3000 önemsiz hırsızlık olayı oluyor."
Akit gazetesinin 02/05/1996 Tarihli haberinde şöyle yazıyor.
Cinayet Salgını ABD’yi ürkütüyor.
* ABD de işlenen suçların maliyeti yılda 450 milyar doları buluyor.
*ABD Adalet bakanlığınca gerçekleştirilen araştırmanın sonucunda söz konusu suçlar arasında çocuklara kötü davranmadan Irza geçmeye ve adam öldürmeye kadar her türlü suç bulunuyor
*Hesaba hapishane yapımı ve işletilmesi için yapılan harcamalar göz önünde bulundurulmadı. Bu harcamalarında yılda 40 milyar doları bulunduğu göz önünde suç işlemeden doğan maliyet 500 milyar doları buluyor. Buna karşılık ABD savunma bakanlığının bütçesi 252 Milyar dolar olduğu gözönünde bulundurulursa bu maliyetin ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılacaktır
* Bu arada son 10 yıl içinde özellikle gençler tarafından işlenen cinayetlerde %50ye yakın artış oldu.
Yazıma son verirken Batının tüm problemlerine en akılcı çözümün İslam tarafından sunulduğunu ve çözümlerin insan fıtratına uygun ve uygulanabilir olduğunu belirtmek isterim
SON
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.