- 457 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
umut'un öyküsü
UMUT’UN ÖYKÜSÜ
Bileği ile dirseği arasına bir dövme yaptırmış Umut. Kocaman harflerle yazdırmış. ANNEM
Bir de sol bileğinde var. Bu ne büyük bir korkudur diye geçti aklımdan. Bu ne büyük bir özlem.
Küçük yaşlarda annemi yitirmiş olmanın verdiği duygularla birleşince düşündüklerim beni de korkutmuştu açıkçası.
-Gel biraz konuşalım, dedim.
-Şimdi olmaz dedi. Daha sonra konuşuruz. Siz de uygun görürseniz? Neler konuşacağımızı kestiriyordu. Aslında anlatmak da istiyordu olan biteni.
-Peki Umut, dedim. Sonra konuşuruz.
Anlattı. Ne uzun bir yolculuktu bu. Çok çok uzaklarda bırakmıştı çember çevirdiği sokakları. Sarı saçları örgülü kız arkadaşı da uzaklarda kalmıştı. Yeşil eriklerini toplamak için tırmandığı ağaç da öyle.
Bitmiş miydi bu yolculuk? Hayır bitmemişti. Masallardaki gibi bir arpa boyu yolsu hepsi.
Daha aşılması gereken ne dağlar olacaktı önünde, geçilmesi gereken nehirler.
Korkuyordu. Annesinin ölümü değildi onu bu denli ürküten. Yok, yok annesi çok uzaklara da gitmemişti iş için. Evet evdeydi. Yaşıyordu. Birlikteydi oğluyla.
Gerçi baba uzun zaman önce çalışmak için gitmişti uzaklara. Gittiği yerde, yollar yapan bir firmada çalışıyordu. Deli gibi günde en az on saat yol yapıyorlardı.
Umut biliyordu ki o babasının alın teriyle yaptığı yollar kendisine değin gelmeyecekti yıl. Kaç zaman olmuştu babasını görmeyeli. Baba dağdı derler ya insanın arkasında. Onun ardı bomboştu. Bundandı belki de biraz boynunun bükük oluşu.
İster bir hayvan yavrusu olsun ister bir insan.
İster bahçenizde yeni filizlenen bir fidan.
Saksıdaki bir çiçek.
Ne derler bilirsiniz. Ve pek çoğumuz için de doğru bir hükümdür bu. ”Bütün çocuklar, yavrular güzeldir.”
Mis gibi masumiyet kokarlar. Işıl ışıldır gözleri. İyiliğin ve güzelliğin resmi ancak bir çocuk yüzüyle özdeş olabilir.
Bu yüzden en çok çocuk öyküleri acıtır beni. En çok onlara yanar içim. Onların uğradıkları haksızlıklar içimi parçalar. Yoksunlukları üzer beni.
Bilirim her çocuğun bir öyküsü vardır yazılası. Pek çoğu çocukça bir yaşamın uzağındadır çünkü. Eli küçük yaşta ekmek tutar. Belki elinde kirli bir bezle yaşamı aklamaya büyüklerini paklamaya çalışır. O cılız kollarında kalan son enerjisiyle.
Hepsinin bir şiiri vardır. Şiir gibi bakarlar. Şiir gibi düşünürler. Masumiyet, saflık, güzellik, hoşgörü… Ne ararsanız vardır o dünyada iyiliğe ve güzelliğe dair.
Sevgi, dostluk ve umutla…
küçük menderes
29/06/2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.