- 602 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
-ESKİ DENİZ DERYALAR-
Eski yazlar bir başkadır deriz de bu duyguyu uyandıran hiç kuşkunuz olmasın biraz da mazi de kalmasıdır. Hüznü geride kalır, nostalji muhakkak bir eğilimdir hani. Öyle ki, tatil iple çekilir ve bunun mükâfatıyla yazlıkçı olunurdu ya, deniz derya bizimdir artık.
Bursa’mızın, Gemlik ilçesine bağlı Narlı’ya gideriz yıllar yılı ve her dem obamız gülümser bizleri görünce. Evimiz denize bakmakta olup sessiz, sakindir. Bebelerle dedelerin yeridir açıkçası. Site ki; zeytinliklerle çevrilidir, sincaplar dallarda seker, aşıkla maşuk gibi de olsak onlarla, sür izini sürebilirsen.
Tekir kedi pek sokulgandır, sitemizin maskotudur o. Mırıl mırıl mırıldanır da; aileden biri misalidir, sütünü içer yalanır durur. Bazen de kırnava gelir, cilvelenir, şişinir. Bir gözü berelidir de arbede mi geçirmiştir acep, bilen yok.
Hav hav amcamız babacandır. Kuyruğunu sallar durur. Esner, gerinir, yayla emsal gerilir, kimi zaman hırlar, bazı geceler ise çok havlarr, havlar, uzaklara kulak kesilir, asayiş mi berk kemaldir.
Hava parçalı bulutludur kimi. Deniz çırpınır durur. Su kadifedir, teninizi okşar ki öyle anlarda yüzmek zevk ü sefadır. Düşünüyorum da; o anlar tam ehli keyif olurum, burna doğru yüzerim, burnumun dikine giderim, kıyıya el sallarım. Eh! Rüzgârı da arkama aldım mı, yüzmez süzülürüm, martıları selamlarım. Burun da sığ sular karşılar insanı, midye tarlası sürülür, uzaktan doğru Karacaali belirir, balıkçının sesi kulaklardadır. Taazee! Balık.
Dönüş meşakkatlidir böyle zamanlarda. Akıntı acımasızdır. Adeta akmaz olur insan. Bir müddet açıktan alır, kıyıya dümen kırarım neden sonra. Yoksa çark mı ederim? Öyle anlar kulaçlarım delişmendir. Aksi kabil midir sanki? Yüzmek yürekten olur. Kramp kapıda ne de olsa, yaşama umudu hiç eksik olmaz. Deniz kıpraşır, vücuduma dolanır durur, bir yandan da yüzümü yalar, nihayeti mükâfattır elbet.
Güneş gülümser, bulutların ardına saklanır bazı, biraz da ayarsız mıdır acaba? Yavaştan renk verir de, kabul etmek lazım bir nebze de olsa sorun bizdedir. Esintiyle tatlanırken, müjdesini ister gibidir. Açıktır ki, kebap olmak işten değildir. Kumlar kızışır, beton sıcağı çeker. Denize koşulur ve ancak su teskin edecektir. Ayaklarımızdan buhar çıkartır namussuzum be kardeşim. Gölge güvenlidir de, şezlong risklidir. Kızarıp bozarırken, şemsiyem bir ümittir.
Bazı arkadaşlar yoktur. Gözler aramaz mı onları? Onlarsız deniz deniz midir? Gerçi onlarla da umman mıdır? Yüzmek başlı başına bir dünya olmalıdır. Gönlüm böyle zamanlarda, kıpır kıpırdır. İskeleden atlarsınız da, üşümek mukadderdir. Ne ki, suya atlayan kurtulur. Boy verilir de, yüzdükçe kilo verileceği de söz götürmez. Deniz anaları salınır kimi. Mavisi, kırmızısı ürpertir insanı. Eskilerden bir abimizin yılların bilgeliğiyle yaptığı yorum da yabana atılmaz hani. Denizanası kadın meşreplidir; bazen okşar bazen gıdıklar bazen de tırmalar demez mi? Gözün çıkmasın bilgelik, insan şaşar böylesine. Rengârenk denizanaları da kadın gibi midir, yoksa onlar mı asıl kadın gibidir bilinmez.
Zaman zaman bir sürat motoru görünür, denizi yararak ilerler bunlar. Suyu kabartır köpüklendirir, kıyıyı selamlar geçer, ufukta kaybolurlar.
Körfez de güneş bambaşkadır. Deniz derya aşka davet eder insanı. Önce kızıştırır sonra da baştan çıkartır usulca. İnceden inceye ağını örer işte, anlayın gali. Ne kadar balık, ağa vurursa kabilinden. Lodos kimi poyraza dönüşür. Bazen de sırnaşır, hafiften tozutur. Poyraz da deniz soğur gün gün. Şu kadar ki; denizin lezzeti asıl o zamandır bence. Her şeyden önce berrak ve temizdir. Artı dinamizmi katlar da. Demem o ki; çivi gibi kılar insanı. Müşkül şu ki; günler ilerler, poyraz muhabbeti koyultur. Soğuk iyice bonus verir. Açıkçası cılkı çıkar. Öyle zamanlarda suya atlamanızla çıkmanız bir olur da, kalp sektesinden gitmek işten değildir de.
Koyumuz bakirdir, eşi benzeri yoktur. Şehrin hengâmesinden kaçanlara duyurulur. Öyle ki; trafiği, gürültüsü de olmaz. Hani derim ki; Yaz bitsin istenmez, karışan görüşen yoktur sonra. Ne var ki; her daim biter, alacaklı kabilindendir kerata. Bir dahaki yazı bekle artık bekleyebilirsen.
L.T.
YORUMLAR
Narlı'yı görmedim ama ilkokulu Gemlikte tamamladım. O bakir Kumlaya yüzmeye giderdik. Ve Kumla'nın ünlü Tarza'nı hiç unutmadım.
Sağolun.
levent taner
Saygı ve selamlarımla...
Eski müzisyenlik dönemlerimde orkestramla Kumla'da epeyi bulundum. Narlı'yı o zamanlardan bilirim. Gidip gezmişliğim, oltayla balık tutmuşluğum var. Tabii otuz yıl geçti, unuttuk o tarafları. Zaten Gemlik körfezinin kirliliğinden ne Kumla, ne de Narlı turizmi kalmadı sanırım. Şimdilerde Ayvalık tutkunuyuz, henüz kirletilemediğinden... Yakınızdaki güçlü tasvir, taktire şayandı. Çok başarılı bulduğum bir yazıydı. Bugünkü on puanımı ve gönlümün kurdelesini haketti. Tebrikler...
levent taner
Gönlünüzün tüm güzelliklerini dökmüşsünüz
Ayvalık ben de de bir başkadır
Civar koyları, şeytan sofrası, vs.
Şeytan sofrasının sunduğu manzara gibisi yoktur belki de
Yaraya tuz bastınız
Aahh! Ah dedim şöyle bir
Şimdi orada olmak veya boğaz da olmak vardı
Katkı ve katılımınız için teşekkürler.
Öyle güzel anlattınız ki, Narlı'yı az çok bilmesem Cennet'i okudum derdim.
Tebrik ederim gerçekten.
Demek ki insanın bulunduğu yeri sevmesi böyle bir şey olmalı.
Hele ki bu deniz ve dalgalar olursa...
Çok güzeldi adeta yaşattınız. Tekrar tebrik ederim.
levent taner
Yoksa Türkiye'nin bazı köşelerinin yanında fiziki düzlemde cılız kalır kuşkusuz
Katkı ve katılımınız için teşekkür ederim
Saygı ve selamlarımla...