- 665 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TENTENE
Eskilerin deyimiyle tentene "modern zaman yorumuyla dantel", hayalin ipliklerle şekillendiği, gelinlik kızların çeyizlerini süsleyen el emeği göz nuru... Masa örtülerinden salon takımlarına, yatak örtülerinden vitrin takımlarına, gaz lambası şişelerinden oklava kılıflarına evlerin vazgeçilmezi olan tentene.
Anlayışın birlikteliğin hüküm sürdüğü Diyarbekir’de mekânları, yaşanmışlığın, acının renkleriyle süsleyen tentenenin en ince dokunduğu halini, Hıristiyan kiliselerindeki ayinlerde giyilen giysilerde görmek mümkündür.
Gerek tenteneler "oyalar" , simgeledikleri ya da benzetildikleri varlığın adıyla anılmıştır. Gül, yaprak, sümbül, biber oyası, dut oyası, sıçandişi, oğlan perçemi, sık iğne, komşu çatlatan, çarkıfelek, kabak çiçeği, elti eltiye küstü, balık ağı, kelebek, kuş, gül deste gibi adlar buna örnektir…
Hiçbir kadın işlediği tentenede ya da oyada silah, bıçak, kan, yılan, akrep gibi sembolleri model olarak kullanmamıştır. Zira kadının dünyasında renkler gökkuşağıdır. Hayallerde hep sevgi, güzellik, özlem, özgürlük vardır.
Yörelere göre değişkenlik göstermiş olan tenteneler, o yörenin kültürü hakkında tarihçilere, araştırmacılara her zaman ışık tutmuştur. Genç kızlar ve kadınlar günlük yaşamlarında karşılaştıkları her varlığı ve kendilerini etkileyen her olayı renkli ipliklerle ya da boncukla biçimlendirmişlerdir. Yazmalarının, tülbentlerinin kenarlarını yaşanmışlıkları ile var edip, süsleyip başlarına örtmüşlerdir. Toplumsal yaşamlarına oyalarla süslenmiş başörtüler; örtme şekline, oyanın modeline, rengine göre kadınların toplumsal durumlarını, iç dünyalarını; nişanlı, nişanlısı askerde, evli, hamile, dul ve yaslı gibi yorumlarla yansıtmıştır. Tentenelerin taşıdıkları isimler kadın acılarını yansıtır. Elti eltiye küstü, kaynana yumruğu, kaynanadili gibi isimler kadınların acılarını yansıtarak oluşturdukları tentenelerdir. Tentene, hem bir kadının içindeki acıyı dışa vurduğu terapi hem de o acıların görsel güzelliğe dönüşmesidir. Kadın acılardan güzellik yaratabilme yetisine sahip tek varlıktır, tıpkı doğumda çektiği acılarla dünyaya bir canlı getirmesi gibi.
Her kadın ayrı bir oyadır özenle işlenecek. Her kadın ayrı bir tentenedir gül gibi, sümbül gibi, zambak gibi, kelebek gibi özgür ve narince…
İşte bu narin ve özgür kelebekler ‘tentene’ olup model model dizildi anılarımdan öykülere tıpkı tığımdan dökülen tentenemin zincirleri gibi…
Birsen İNAL
Tentene / Öykü
Yazar: Birsen İnal
Sayfa : 160
Yayınevi : Lîs
TENTENE
Hikayeler vardır birebir yaşamın içinden. Duyarsınız, tanık olursunuz, içiniz acır, isyan etmek: “Hayır, böyle olmamalı!” diye haykırmak istersiniz ama boğazınızda düğümlenir sözcükler. Bir gün dolup taşınca içinizdeki isyanlar, kağıda, kaleme sarılırsınız.
Bazen bir cümle yeterlidir bir öyküyü anlatmaya, sırtlanarak tüm öyküyü: “Buruşmuş çarşaflarda günden güne buruşuyordu bedenimin ütüsü.”
Tentene gibi işlenmiş sözcüklerle bezenmiş bu kitapta yer alan öykülerde yazar, toplumsal sorunları, özellikle kadın sorunlarını işlemektedir. Hikayelerin yaşandığı bölgelerin sıcacık yerel söylemlerinden oluşan dili okuru öykünün içine sessizce çekmektedir.
İlmek ilmek örülmüş sözcükler ve öykülerin yolu açık olsun!
Tülay Akkoyun (tanıtım yazısı)
*Şimdilik bu kadar, tadımlık olsun.
Kitabımı okumanız dileğiyle
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.