- 640 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANALİZ
ANALİZ.
insanlık tarihinde hep göç etmiş göç ederken birçok meşakat ve savaşlar yaşamış. Yalnızca koyun ve kuzularına otlak bulmak için değil bir nebze olsun rahat yaşam ve geleçek nesil için bir hazırlık yapılmış.
Tarih sayfalarını karıştıranlar fark edeçeklerdir. Göç edenler yüreklerinde anavatan sevgisini hep gizil tutmuşturlar
Bir gün dönerim umudu ile. Yalnız tarihin hiç bir yerinde bir milletin kendi eş dost vatanı tarafından
Sömürülmüş bir millet göremezsiniz ( Anadolu hariç) bir zamanlar meydanlarda boş ve kuru vadde bulunanlar
İyi niyetli Anadolu insanını hep kandırdılar. Sonra sanayı devrimi aleveresi ile tarımla uğraşan insanları boş
Ve büyük vadlerle göçe özendirildi. Halbuki yöresine göre sanayılaşa bilinirdi. Demekki sadeçe sanayı değil
Etkili bir nufuzu dağıtmak birilerin çatısını yıkmak amaçındalarmış. Yoksa memleketin yarısı eğitimsiz bırakılmazdı. Bunlar yetmiyormuş gibi birde kurnazca sömürülen Anadolu insanını bir analiz edelim.
*Tarım ve hayvancılıkla oğraşan insanları desteklenmesi gerekirken tam tersi yapılarak zarar ettirilmiş bundan bir takım kişlere
Rant sağlanmıştır. Ellerinde sermayesi kalmayan ve bir çoğuda yoksul olan insanlar göç etmek zorunda kalmış
Büyük şehirde belki daha iyi şartlarda yaşarım umudu ile gelmiş fakat sığınaçak yer bulmakta büyük sıkıntılar yaşayan
Bu insanlar bir takım simsarların ellerine düşmüş zamanın büyük paralar karşılığında kalaçak yer ve iş bulurlardı.
Çok geçmeden şehirli uyanıklar bunu fark edip az üçretle yaklaşık bir onyıll sömürüldü. Arkasında sizlerin
Hakınızı koruyaçagım diyen bir kurum yıllarca aidat adı altında bu insanlarda yüklü meblalar aldılar. Aldıkları
Yanına kar kaldı. Soramı ne oldu. Şehrin üçlü beyaz kirli yakalıları gasp ettikleri hazine arazilerini
Büyük paralarla dilim dilim bu insanlara sattılar. Sanki çanakkalede birtek onların dedeleri şavaşmıştı.
Bir odalı sığınakta barınan bu insanlar. Elli yıla iki nesil sığdırdılar neslin biri mazlum sömürülmüş
Çalışmaktan bir hal düşmüş. Biride çekingen içine kapanık öz güveni yitik bir nesil. Peki bunlar yaşanırken
Anadoluda neler oluyordu. Fakir insanların sırtından geçinenler farenin gemiyi terk eder gibi birer birer kaçtılar.
Kalanlarda bölgenin şartların boyun eğdiler. Fakat çok geçmeden karınların doyurmak için yurdunu terk eden
İnsanların haklarını geriye kalanlar gasp ettiler. Böylelikle onlarada bir rant sağlanmıştı. Elli yıla iki nesili
Sığdıran bu insanlar çalışıp didinirken birde baktılarki eş dost Akrbalar bir birini unutmuş hatırlayamaz olmuş.
Bunu fark eden bir kaç birey şahsı girişimleri ile insanları yardımlaşma ve dayanışma adı ile dernek çatısı
Altında toplamayı başarmışlardır. Bunu gören diğer çevre köylerde uygulamış ve başarıya ulaşmışlardır. Sömürülmüş ve öz güveni yitik bir nesil yerini yüksek tahsil görmüş vizyonunu genişleten bir toplum oluşmaktadır. Kabuğunu kıran çıtasını yükselten toplumdan . çağ dışı elitler korkuyor ve ürküyorlar. Amaçı sosyal faliyetleri ile kaynaşıp dostluğu pekiştirmek olan bir topluma engel teşkil etmek ançak ve ançak o toplumdan ya ürkmek yada ayrı sınıf gözü ile bakmaktır. Ama ne olusa olsun bu bayrak bu toprak vatanımız. Bazı yanlış düşünen zihniyetler yanlış yerde ola bilirler onlarıda bu vatanın kanun ve yasalarına adalatin terazisine bırakıyoruz. Dağılmış birbirlerinde uzak öndersiz bir topluma hüküm etmek haklarını gasp etmek munafıkların kolayına gelmektedir. Çünkü dağılmış bir birlerine aba
Altında sopa göstern toplumlar daima kayb etmeye mahküm. Munafıklar ise daima nemalanmış ve kazançlı çıkmışlardır.
Sonuç. anadoluda yeşeren zenginler.
Boğazda hak etmedikleri halde yaşayanlar.
Kokan haliç ve Marmara.
Ama ne olursa olsun bir gün mutlaka . Atatürkün gösterdiği yüksek medeniyete ulaşılaçaktır.
Sömürülen bu insanların parası ile lüks hayat yaşayanlar. Layık gördükleri lakap kenar mahale yada varoş demektedirler.
Oysa. Atatürk bu insanlara milletin efendisi demişti ama görüyorumki yine varoş dediklerine muhtaçtırlar.
Köprülü halkından Beycan GÖKBULUT.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.