- 445 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kALdIrıMa DüŞeN aYAk İzLeRi
Hayatı; hayatımızı, yazmak, hayatlarımızı okumak yaşamın ta kendisi değildir de nedir?
Bir gülü koklamak, hissettiklerini yazmak, o gülü binlerce insana koklatmak değil midir? İşte kelimelere dokunuşumuz da ki haz. Bizi alır ta uzaklara, yıldızlara, mana derinliklerine, iç denizimize, kalbimizin içerisindeki kalbin merkezine taşır.
Kardelen kendini ifade eder üç kelimeyle de okuruz, üç bin kelimeyle de. Taş kendini ifade eder üç kelimeyle de okuruz, üç bin kelimeyle de. Aşk kendini ifade eder üç kelimeyle de okuruz, üç bin kelimeyle de. Okumak, çok okumak derinliği yakalamaktır. Kelimelerin ördüğü yaşamın kendisine, zenginliğinedir adımlarımız. O adımlar bizi hayatın içine, sokaklara taşır. Var olduğumuzu hisseder kalabalıklar. Şiir olur kalplerinde taşırlar, bilgi olur beyinlerinde. Okunan yazıları bilgi ile sarar beyinler. “ Doktor” deriz, “ Kaldırımlara düşen ayak izleri.” ne şair. Kitaplar dolusu harfler serilir yollarımıza. Yeni doğan Güneş’e bakışımız farklılaşır, Samanyolu’nda, hayallerimizde dolaşır kelimeler, ormana, kırlara, renklere sarılırız. Ufukta salınan Dolunay’a dalgalarla mısralar dizeriz engin denizlerde...
Okudukça; bir şair gibi konuşur, şiirlere taşırız kendimizi. Ve anılarımızda güller açar, duygularımız da tatlı bir esinti.
Yazarız; yakaladığımız titreşimlerimizi.
Hayatın kendisine, harflerin içerisine, insanoğlunun binlerce yıldır biriktirdiği hazinelere kırıntılarımızı dökeriz. Döktüklerimiz okuyuculara yıldız yağmurlarıdır karanlık gecelerinde. Kendi hayallerine, duygularına; kelimelerin gizemine koşuştururlar sayfa aralarından.
Ve onlar;
Yarına; yazarak o hazineye katacaklar değerlerini. Kendi mirasçılarına sunacaklar;
Yarına, çocuklarına…
Hemen şimdi, anlamlı bir kitabı okumaya başlamanız dileğiyle…
hOça
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.