YORUMLAR
İnsanlığın sevgi konusunda
öğrenebildiği, kumsaldaki
bir kum taneciği bile değildir.
Yazı bütünüyle kurgu mu değil mi kestiremedim ama profil totğrafınıza baktığımda 45-50 aralığında bir görünüm taşıdığınıza inanın. Şu yaşlılık söyleminden da vazgeçin lütfen!
Gelelim benim en hassas olduğum konuya. Yani insan denen bazı vahşilerin kendi türlerine hayvan isimlerini yakıştırmaları yok mu! Eğer onların verdiği emeğin zerresini kendini eğitmeye adam etmeye verseydin eğer şimdi buralarda afişe edilmez rezil rüsva olmazdın!
Ey insanoğlu denen çiy süt içmiş yırtık dondan fırlamış yaratık! Dön de kendine bak önce! Şu dünyanın hali ne böyle!
Ey yaşam ustası Sayın Kemnur Usta; hayatı inceden inceye derinden derine irdelemiş ona farklı perspektiften bakmış onunla yüz yüze gelmiş biri olarak nasıl böyle genç kalabildiniz..
Bu ülkede yaşamak bir ömrü kendi elinizle törpülemek değil de nedir…
Ömrünüze bereket.
Kemnur
DEVRİM DENİZERİ
Ne diyebilirim.. AMİN!
Şiirimi asıp yazını okuyunca demek ki o hayvan sıfatlarından yalnız değilmişim dedim içimden.
Ha ayı ha öküz fark etmez ikisi de dört ayaklı,
Şekerim demeleri türk filimlerinde mi kaldı.
Tebrik ederim saygılarımla.
Kemnur
Çok enteresan bir yaş günü kutlaması olmuş.
Her şey tas tamam da,
bir şu öküz meselesini anlayamadım.
Ne kadar seviyormuş eşine öküz diye hitap etmeyi kadıncağız.
Çok mu çekti öküzden nedir?
Kemnur
Mutluluğun zıttı aşk olsun... Ardına taktığı 'biri' o olsun... Taşıyacağı kadar sevgi, unutamadığı sen olsun...
O doğduğu gün sen... senli duyguların toplamı onun adına AşK olsun ...
Bil ki, birinin hayatı ötekinin nehrine kavuşunca ,ulaştığı deniz ister mavi olsun ister derin ...Boğulmanın ötesinde yaşamanın ömrünü derinleştirir...
Tebrikler ustam..
iyi ki doğmuş ve doğmuşsunuz...
sevgiler..
Kuyruğa on üçüncü kişi olarak girmiş, bir (ya da daha fazla) uğursuzluk olacağı belliydi.
Hanımlar arasındaki sığır çobanı sohbeti de oldukça ilginç. O kuyrukta durmaları bile o öküzlerin hala etinden, sütünden (Ne yapayım, deyim böyle) yararlanabilmeleri sayesinde. Ama nedense ver, veriştir. Belki de ''Bu lafları yediği halde sesini hala çıkarmıyorsa gerçekten öküzdür'' demeye çalışıyorlar.
En çok ilgimi çeken de Türkiye'de bankamatiklerin önünde tonla olay olurken döviz bürolarının civarlarında asayişin berkemal olması. Halbuki girende de para var, çıkanda da...
Saygılarımla.
Kemnur
İlhan Kemal
:)))
İyi ki doğmuş yazınızın kahramanı...ilgiyle okudum ve içerimizde var olan sorunların aktarılış biçimini sevdim.
Saygılarımla
Kemnur
Bankmatikler de canı yananları gözü ile görenlerden biri olmanız ve bunu konuya çok güzel bir şekilde işlemeniz öncelikle mükemmeldi.
Sonra bazı insanlara bakıyorum da, bu bir gerçek ve sahiden de üzülüyorum.
Ne yaşamının, ne eşinin, ne de ailesinin kıymetini bilmiyorlar. Şurada üç-beş günlük yaşam. değil mi?
Tutuşun el ele.
Sevin birbirinizi. Ölüm gelince ardından ağlamışsın sızlanmışsın neyine?
Asıl aşk, yaşlılıkta sevdiğinin sırtına bir yastık koymak, hastalığında ona iki lokma ekmek yedirmektir.
Güzel sözle ağırlamaktır.
Bizler ailemizden bunu gördük, bunu bildik.
Misafirimiz geldiği zaman çamurlu ayakkabılarını kapı önünde bırakmak yerine, temizlemeyi öğrendik.
Şimdi mi?
Söylenecek çok söz bulamıyorum... Mahkeme köşeleri dolu sadece, bir de hastane köşeleri.
Tebrik ederim Usta.