Dünya tekerimde hikayeler 15
Bisikletle Strazburg dan Paris e
3 Nisan 2013 6. Gün Meaux dan Parise...
Serin bir Meuax sabahindan kalkip yola koyulduk aldiğimiz yol tarifinin doğru olduğunu tahmin ederek pedallarimiza yüklendik. Bugün mutlaka Paris de olmaliyiz. Meaux şehrinden yine güzel bir yokuş çiktiktan sonra şehri arkamizda biraktik. Bir müddet gittikten sonra gördüğümüz tabela bizi çok mutlu etti. Tabelada Parise 30 kilometre kaldigi yaziliydi. Hedefe az kalmişti... Cirkin Kral a Sarkilarin Tanricasina Yorgun Demokrat a kavuşmamiz an meselesi. Saatler sonra yorgunluğumuz son bulacakti lakin yine Fransanin yokuşlu inişli yollarini aşip Parise ulaşacaktik. Kim korkar yokuştan rampadan hepsini aştik ve kan ter içinde öğlen saatlerinde Parise girdik. Aslinda bir saatir Parisin içinde pedal basiyormuşuz haberimiz yok geldigimiz bir noktada kuzey güney paris yazisini görünce Pariste olduğumuzu anladik. 11 milyonluk şehir gelde aradiğini bulasin. Araplarin yoğun oldugu yerden Parise girmişiz. Yine tahmin edeceğiniz gibi bir döner dükkaninda Paris döneri yedik. Yaşasin Paris Döneri Yedik. Eşim bu arada bize kalacak otel aramaya başlamişti evdeki bilgisayarindan. Hafiften yürüyerek gezmeye başladik. Arap mahallesinden sonra Çin mahallesi çikti karşimizi her yer çekik gözlü küçük güleç insanlarla dolup taşti. Sonrasinda Türklerin yaşadiği mahalleye girdik. Bati tren garina gidiyorduk eşimin bulduğu otel oraya yakindi. Oteli bulduk ve afrikali göçmenlerin bulundugu bir mahalledeydi otelimiz ve odamizin penceresinden Fransizlarin demir yiğini olarak adlandirdiği diğer dünya vatandaşlarinca görünmesi gereken 7. harika olarak lanse edilen Eyfel kulesi görünüyordu. Bisikletlerimizi otelin yeri olmadiği için bati tren garina bahçesine parkettik danişman bize orasini tavsiye etti ve bizlerde üç bisikleti birbirine bağlayarak biraktik oraya. Yiyecek bir şeyler bulmak için sokağa çiktik her yer zenci her yer yabanci. Paris paris degil yer yer bir arap şehri yer yer bir çin şehri yer yer afrika şehri gibi... Gerçek Fransizlar şehirlerine Fransiz kalmişlar. Eyfel kulesinden başladik gezmeye. Eyfel kulesi, dünyadaki en ünlü anıtlardan biridir. Paris’in sembolü olan ve şehrin hemen her noktasından görülebilen kule, 324 m uzunluğunda ve 10.100 ton ağırlığındadır. Ve çevresinde bir sürü roman çocuklari mevcut çantaniza dikkat etmeniz gerekiyor. Eger sonrasinda bizim gibi üzülmek ve Al Sana Paris demek istemiyorsaniz. Ayrica eyfel kulesi çevresinde küçük eyfel kulesi satan çocuklarla pazarlik yaparsaniz eger 10 avro olan bir heykeli yari fiyatina alabilirsiniz.
Zafer Taki (aniti) Yapının inşası 1806 yılında Napoleon’un emri ile yapılmıştır. Yapılış amacı Fransız İmparatoru olarak zaferlerini taçlandırmaktır. 1836 yılında Napoleon’un ölümünden sonra tamamlanmıştır. 50 metre yüksekliğinde ve 45 metre genişliğindedir.
Louvre Müzesi, Fransa’nın en büyük müzesidir. Müzede Orta Çağ’dan 19. yüzyıla kadar eserler görülebilir. Bu müzede sanatın gelişimine bakarak antik çağdan günümüze sanatın değişim ve gelişimini takip edebilirsiniz. Louvre Müzesi sekiz bölümden oluşur. .
Bu bölümler şunlardır: Doğu Medeniyetleri Eserleri, İslami Sanat, Mısır Eserleri, Yunan, Etrüsk ve Roma Eserleri, modern dönem için resim, heykel, sanat araçları, 1848’e kadar olan yazı ve resimler. Bunlarla birlikte Louvre Müzesi’nin tarihini yansıtan bir kısım da vardır. 17. ve 18. yüzyıllara ait İtalyan ve İspanyol resimleri için de 21 yeni oda açılmıştır.
Ününü daha çok Victor Hugo nun Notre Dama kamburuna borçlu olan Notre dame katedrali gezilmesi gereken yerlerden. Notre Dame Katedrali, Paris’teki en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Roma Katolik Kiliselerinden olan Notre Dame 12. yüzyılda tasarlanmıştır fakat 14. yüzyıla kadar tamamlanmamıştır. Tarzının hala güzel bir örneği olan katedral hala aktif olarak kullanılmaktadır. Bu yolculugumuzda çok fazla irili ufakli köylerden geçtik. En dikkat çekici özelikleri kiliselerin çok bakimsiz oluşuydu. Büyük şehirdeki kiliseler biraz daha iyi yani daha bakimli. Sonradan ögrendigimiz üzere Fransa vatandaşindan kilise vergisi almiyormuş bu sebeple kiliselere bakim yapilmiyor. Çözüm olarak köylerdeki kiliseler bakimi yapilmasi ve kilise olarak kalmak şartiyla satiliga çikartiliyormuş. Yani bir kilise alip o kileseye kendi isminizi koyabilirsiniz.
Paris harika bir şehir bu şehrin güzelliginin gözlerimiz kahrini ayaklarimiz çekti. Ve bisiklet yolculugundan daha fazla yorulduk bugün. Hizli yeme içme lokantasindan kizarmiş tavuklarimizi aldik otelimize dönüp yedik ve yattik. Insan yataga yatinca ne kadar cok yoruldugunu daha iyi anliyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.