- 733 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
APARTLARDA KIZLI- ERKEKLİ MODERN YAŞAM!!
Toplumlar değişiyor,insanların,kullanılan teknolojilerin,eşyaların değişmesine paralel olarak,gözümüzün önünde herşey değişiyor.
Geçmişte olanları aklımız erdiği güne kadar bildiğimiz gibi,bugüne baktığımızda muzazzam bir değişim yaşandığını görmemek için insanın gözlerinin kör olması gerekiyor.
Evlerimiz tek katlı,müstakil bahçeli evlerdi o günlerde ama huzurluydu.
Komşularımızı hergün görürdük neredeyse,camide,yolda mutlaka karşılaşır,hallerinden haberdar olurduk.
Bayramlarda mutlaka civar komşularımızı,amca ve teyzeleri ziyaret eder,dualarını alırdık.
Nüfusun çoğalmasına paralel olarak şehir büyümeye başladığı,caddelerin,sokakların insanlara dar gelmesiyle yeni apartmanlar,okullar açılmaya insanlar buraları mesken olarak kullanmaya başladılar.
Apartmanda kim var kim yaşıyor belli değil,toplantıya gelmez,bayramda tatile gider,evde durmaz ,çalışan ailelerden oluşan apartmanlarda kimin ne yaptığı gözlemlenemez,birbirini oto kontrol yapılamaz hale gelmiştir.
Apartman bize göre olmadığı için maalesef olumsuz bir çok davranışın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Teknolojide yaşanan muazzam gelişmeler beraberinde birçok olumsuz davranışları,zararlarıda beraberinde getirmiştir.
Karma eğitimde kızlı erkekli öğrencilerin bir arada oluşuyla da ailelerin her zaman çocuklarını güvende tutmaları mümkün olmamakta olumsuz durumlar ortaya çıkmaktadır.
Lise çağına gelen,Üniversitede okuyan çocuklarımızda son zamanlarda on yıla yakın zamandır çok üzücü hadiselere şahit olduğumu üzülerek yazmak zorundayım.
Şu sıralarda kızlı erkekli evlerde,apart dairelerde beraber kalma konusu tartışılmaya başlanınca gözümün önüne yakın zamanda gördüğüm bütün olumsuzluklar sırayla geldi.
Bir yerde yanlışlık var ve gereken önlemleri almak gerekiyor.Zararın neresinden dönülürse kardır derler.
İş müdahale edilemez hale geldiği zaman iş işten geçmiş olacaktır.
***
Devletin gençleri ve küçükleri zararlı alışkanlık ve fiillerden koruması Anayasada kendisine verilen bir vazifesidir.
Büyük Devletler Batıda olduğu gibi bu konuda her türlü önlemleri almış,gerekli yasal düzenlemeleri yapmışlardır.
Büyük şehirlerde çok olan olumsuzluklar,kasaba ,köye doğru gittikçe azalmaktadır.
Nüfusun çok kalabalık olduğu yerlerde oto kontrol azalırken,kasaba,köylerde kontrol kendiliğinden yapılabilmektedir.
Önlem alınmadığı zaman hastalık bütün vücudu sardığı gibi,zamanında müdahale yapılıp gerekli tedbirler alınmadığı zamanda bu ülke felaketin eşiğine gelmiş olacaktır.
Bundan asırlar önce Fransa’da dans illeti ilk defa başladığı zaman Avrupalıların Muhteşem Süleyman ismini verdikleri Şanlı Ecdadımız derhal bir ültümatom vererek buna engel olunmasını istemişler,yoksa ordumla gelir buna mani olurum demişlerdir.
Fransada yüz yıl dans oynanmamış,bize de girememiştir.
Avrupanın bütün kokmuşdeğerleri maalesef ilerleyen yıllarda alkol,kumar,fuhuş,dans,moda,sigara vs.adı altında bizim insanımıza sirayet etmiştir.
Gelinen noktadan bugün hepimiz şikayet ediyoruz.
Biz müslüman bir toplumuz,halkımızın yüzde doksan dokuzunun müslüman olduğunu her fırsatta dile getirmekteyiz.
Her dinin kuralları vardır ve onu dini kabul edenlerce bu değerler kutsal kabul edilirler ve buna uymakla mükelleftirler.
İslam dinindede toplumun rahat ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için Allah ve Rasülü tarafından vaz edilmiş kurallar vardır.
Edille-i şeriye dediğimiz dört esasta bu kurallar en ince ayrımntılarına varıncaya kadar açıklanmıştır.
Müslüman kadının başörtü takması,kadın erkek ilişkisi,evlilik,nikah akdi,boşanma ilmihal kitaplarımızın en önemli konularıdır.
Müslümanlığı kabul etmişsek bunlara harfiyyen uymayada mecburuz.
Bu iş camide Hocayı dinleyip onun söylediklerini kabul edip,sonra tam tersini günlük hayatta tatbik ederek ne derece doğru olur.
Bu iki yüzlülük olmaz mı?
Gençlerimizin yanlışları olabilir,eğitimsizlik en büyük cehalettir.
Onları uyarmakta Din görevlilerimize düşer.
niversiteye giden okumak/kendini geliştirmek için gitmiyor ki!..
Çoğunluğu; farklı bir şehirde anne baba kontrolünden uzak, arzularının peşinden gitmek için üniversiteye gidiyor/gitmek istiyor.
Kızlı erkekli gruplar içinde sabahlara kadar cafelerde takılmak, okey oynamak, müzik ve eğlence peşinde koşmak, manitasıyla her haltı yapmak için üniversiteye gidiyor gençler.
İlahiyat öğrencilerinin bile bir kısmı bu şekilde maalesef..
Anne babalar çok dikkat etmeli!
Cemaatler üniversite ve lise çalışmalarında daha gayretli olmalı..
İktidar eğitim alanında yaptığı hataları düzeltmeye çalışmalı..
Geçen gün bir meclisde şunları duydum çok üzüldüm.
Gençler kız erkek arkadaş olarak bir kaç aydır bir evde üniversite tahsili yapıyorlarmış.
Erkek olan mahalledeki camide cuma günü vaazda Hocaefendinin kız erkek yabancı birilerinin tek başlarına nikahsız olarak aynı çatı altında kalamayacaklarını,çok büyük günahı müstelzim olacaklarını söylemiş.
O da mahalledeki,bir Hoca arkadaşa, Hocam biz nikah kıydırmak,bu aramızda olacak zina durumuna bir kolaylık istiyoruz demiş.
Hocaefendi de her iki gencin anne babaları ve dört şahit olmak kaydıyla nikahı kıyabileceğini aksi durumda bu nikahın geçersiz olacağını söyleyince oradan çekip gitmiş,bir daha gelmemiş.
Bunu aynı anda dört, beş Hoca arkadaştan duydu bu kulaklarım,Hocam ne istersen verelim demişler.
Gelinen noktayı görüyor musunuz?
Hoş hocayı dinleyen kim asrilik modası varya.
Bu gencimizin kalbinde biraz Allah korkusu varda gelip sormuş.
Ya diğerleri ne yapıyor.
Kız erkek bir evde tek başlarına yaşıyorlar.
Ne derece doğru acaba?
Ben yaptım oldu.
Olmuyor arkadaş olmuyor anlayalım artık.
Şöyle aklınızı başınıza alıp bir düşünün bakalım o evde neler olur?
Benim gözümün önüne beraber namaz kılacakları,dua edecekleri pek gelmiyor,kötü şeyler geliyor.
Hoş kalbimin bozuk olduğunu hep söylerler.
Ben, kalbim temiz sen benim namaz kılmadığıma bakma diyenlerinde doğru olduğunu düşünmüyorum.
Kalbi temiz olan Mevlana,Yunus Emre,Hoca Nasrettin Efendi,H.Bektaşı Veli Efendilerimiz namazda kılmışlar,bütün ibadetleride bi hakkın yerine getirmişlerdir.
Bunlar lafın çürüğü derdi rahmetli Babam.
***
’Bir kadın ile bir erkek bir çatı altında yalnız kaldıkları zaman ,üçüncü birisi daha vardır o da şeytandır.Birbiri arasında mekik dokur.’
Zinaya yaklaşmayın.’
Buyuran Allahın Rasülü değil mi?
Zina yapmayın emrinden önce yaklaşmayın buyurularak zina öncesinde flört,yalnız kalma,bakışma,göz zinasına dikkat çekilerek bunu yapanların sonunda zinayıda yapabileceklerine dikkat çekilmiştir.
Allahın kesin emirlerinden birisidir,farz-ı ayındır.
Bu konu toplumu çok yakından ilgilendirdiği için,toplumun temel direği aileyi dinamitlediği için Devletin müdahil olması en tabii hakkıdır.
Devlet olmak bunu gerektirir.
On altı defa Devlet kurup,Devlet yıkmak acaba hangi sebeplerden bu sonucu önümüze çıkarmıştır.
Aileleri güçlü,kanunları güçlü,suçluların cezaya çarptırıldıkları Devletler tarih sahnesinde devam edebilmişlerdir.
Hızla büyüyen,genç nufüsu hızla artan Türkiye Avrupa ve Abd için en büyük tehdittir.Türkiyenin içi alttan alttan oyularak bertaraf edilmek istenmektedir.
197O lerde alınan Siyonist kararlar maalesef adım adım hayata geçirilmiş,Türk aile hayatı,gençlik bundan en zararlı çıkan kurumlar olmuştur.
Devletimizin gençlerini korumak için her türlü tedbirleri alması için güçlü iradesini ortaya koyacağına inanıyorum.
Zinanın serbest olmasıyla özgürlük olarak algılanan bu duruma son vermek,Devletin imkansızlıklarından kaynaklanan Yurt,pansiyon sorununa el atıp en kısa zamanda bu işi çözmek,mevcut durumda ise kız ve erkeklerin denetim altında ayrı apart dairelerin olduğu binalarda barındırmak akla ilk gelen çözümler olarak düşünülebilir.
Bunu hürriyetlere müdahale olarak değil de ,zayıfın hakkını korumak,gençleri himaye olarak düşünürsek hadiseye daha güzel bakmış olacağız.
Hiç kimsenin kızının bir yabancı gençle tek başına veya çoklu olarak bir evde,dairede kalmasını düşüneceğini tahayyül edemiyorum.
Toplumumuz henüz bu cinnet geçirme derecesine inmemiştir diye düşünüyorum.
Allah cc. encamımızı hayreylesin.
Bu Ali milleti daima güçlü olarak muhafaza etsin.Amin...
10.01.2015//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.