- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İYİLİKSEVER AYI
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, iyiliksever bir ayı yaşarmış büyük bir orman içinde. Bu ayı ormanda gördüğü yaralı hayvanları tedavi edermiş. Ormandaki şifalı otların yerini tek tek bilirmiş. Bu otların yerini ondan başka da kimseler bilmezmiş.
Gel zaman git zaman. Ormana bir avcı gelmiş. Önüne çıkan her hayvana ateş edip duruyormuş. Avcı, tavşanı kulağından, sincabı bacağından, tilkiyi de kuyruğundan yaralamış. İyiliksever ayıya da ateş etmiş ama vuramamış. Ormandaki hayvanlar bu avcının korkusundan evlerinden çıkamaz olmuşlar. Gönüllerince, gezip eğlenemez olmuşlar.
Avcı günlerce ormanda gezip tüfeğiyle sağa sola ateş etmeye devam etmiş. Attığı kurşunlardan biri ağaç dalına isabet edince dal, avcının başına düşmüş. Avcı bayılıp yere yığılmış. Saatlerce kendine gelememiş.
İyiliksever ayı ormanda gezerken yerde yatan avcıyı fark etmiş. Önce onun pusuya yattığını zannetmiş. Bir çalılığın içine gizlenip avcıyı izlemekle yetinmiş. Epey zaman sonra çalılıktan çıkıp avcının yanına gitmiş.
Avcının başındaki kanı ve hemen yanı başındaki büyük dalı görünce onun neden yerde yattığını anlamış. Avcıyı alıp doğruca evine götürmüş, onu tedavi etmeye başlamış.
Ormandaki hayvanlar:
“Neden, hayvanları öldürmek isteyen bir insanoğluna yardım ediyorsun?” diyerek onu azarlamışlar.
İyiliksever ayı gayet sakin,
“Niçin, kötülüğe karşı kötülükle karşılık verelim ki?” demiş.
Bu sırada avcı da gözlerini açmış. Başına toplanan hayvanları görünce bu kez de korkudan bayılmış. Ayı onu uyandırmak için yüzüne biraz su serpmiş. Gözlerini açan avcıya, korkmaması gerektiğini, kendisine bir zarar vermeyeceklerini söylemiş. Avcı, biraz olsun rahatlamış. Ancak birkaç gün sonra ayağa kalkabilmiş. Yaptığı bu iyilik için ayıya çok teşekkür etmiş ve evinin yolunu tutmuş.
Gel zaman git zaman, o avcı ormana tekrar gelmiş. Mevsim kışmış ve lapa lapa kar yağıyormuş. Avcıyı gören hayvanlar önce paniklemişler, ama bu kez avcının elinde tüfek yokmuş. Bunun yerine içinde çeşit çeşit yiyecekler olan bir sepet varmış.
Avcı, sepetten çıkardığı yiyecekleri ağaç diplerine bırakarak ayının evine kadar gelmiş. Sepetteki son yiyecekleri de horlaya horlaya kış uykusunu geçirmekte olan ayının yanına bırakıp gitmiş. Kışın yiyecek bulmakta zorlanan hayvanlar, avcının getirdiği yiyeceklerle karınlarını doyurmuşlar. Onlar da iyilik yapmaktan geri durmamışlar…
Avcı bize de küçük bir sepet göndermiş.
Sepetin içinden üç elma çıkmış.
Biri senin, biri benim, biri de iyiliksever ayının olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.