Kırılan Hevesler
Kırılan Hevesler
Son zamanlarda saman alevi edasıyla parlayıp sönen heveslerime, hayata geçirme kararı alıp, sonra aniden vazgeçtiğim bütün fikirlere, her gün bir parça daha kırgınlıkla bakıyorum. Bunlardan sonuncusunu bugün yaşadım; varlığını rencide ediyormuş gibi görünmemek için aslında kendisinin neyim olduğunu söylemeyeceğim; sevgili 1. derece akrabama bunu açtığımda: "Çok fazla yöne kendini bölüyorsun, iyi yaptıklarını yapmaya devam et yoksa onları da kaybedeceksin." diye biraz moralimi bozan ama gerçekçi bir tepki verdi.Kendimi durduramadığım, iflâh olmaz meraklarım mıydı başladığım her işin sonunda beni müthiş yorgunluklara sürükleyen? Yoksa bir sıfatı başımın üstüne yerleştirme kaygısı mı? İkincisinin olduğunu zannetmiyorum. Ama hepsine alternatif güzel bir örnek daha vereyim; kendini aramak denen haritası olmayan, rotası karışık, benzini(hayat enerjisi) yolun kendisine göre deposunda değişen bir eylem döngüsü. Bu eylem döngüsüne insan en çok, kaybettiği zamanın çoğaldığına inandığında kendini veriyor. Sanki yaşayabilme hakkın buna bağlıymışcasına, heveslerine kat be kat yenilerini ekleme mücadelesi. Bahsettiklerimin bütünü belki maymun iştahlılık gibi görünüyor fakat bundan oldukça farklı. Maymun iştahlılık deyiminin özünde heveslerinin bütününün altında ezilmiyorsun; bir dalgadan bir dalgaya kendini sıkmadan ilerliyorsun. Fakat bedenen ve ruhen çok farklı amaçlara kendini adama çabasında, kaybedilen her heves; ağır bir yük olarak geri dönüyor. Sonucunda kaybettiğin zamanı telafi etmeye çalışırken, bu telafinin kendisinden çok daha kahredici
oluyor.Şimdi de bütün bunların faturasını "detaycılık" denen melun niteliğe keserek bütünü görmeye çalışmak tek çare. Zira yenilgiler yol haritasını hep yanında getirir aslında.
Ece İslâmoğlu / 2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.