- 488 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ben Boyutu
Ben Boyutu
3. boyuttaki insan, Quantum sıçramayla 2. Boyuta ve sonrası 1. Boyuta geçtiğinde; "Ben" birinci boyut, orada “Ben” hizmet istiyor! 3. Boyut, bildiğimiz madde boyutu, 2. Boyut, mana, ruhsal boyut 1. Boyut, “Ben” boyutu; şimdi 1. "Ben” boyutuna hizmet eden bir evren modelini düşünelim; “Ben” boyutu, aynı zamanda “İlah” boyutu. Yani "La ilahe illallah" (İlah değil Allah) diyerek kaçınılan boyut! Bu boyutun “İlah” iddiası “Ben” üzerinden olacaktır! “Ben” boyutunun “İlah” iddiası ve bunun üzerinden başa sardığı belalar bilinen çıkar ve egemenlik kavgalarıdır! Bu egemenlik ve çıkar kavgaları için de “İlah” menşei üzerinden kavgalar, “Seçilmiş olmak” iddiaları, “İlah vaadi olan topraklar” ve “Verimli, stratejik yerlerin fethinin övülmesi!” olarak yansır!
“İlahlar kurban ister!” mi?
Aslında kurban isteyen ilahlar değil, ilahlar adına kendi aralarında egemenlik kurmak isteyen “Ben” boyutundaki insanlar! Egemenlik savaşlarında birbirlerini “Kurban” ederler! Bunu meşrulaştırmak için de egzersiz mahiyetinde alt yaşam formlarından seçtikleri canlılar üzerinde alıştırma yaparlar! Bu insanlar “Ben” boyutuna gelene dek iki kere Quantum sıçrama gerçekleştirenlerdir! Yani her kavgacı veya çıkarcı bu boyuta sıçramış değildir! Çoğu kavgacı ve çıkarcılar “Ben” boyutuna sıçramış olanların yancısıdır! Firavunların çalışma prensibi! Bazısını korkutarak, bazısını da yemleyerek kendi egemenlik iddiasında kullanırlar! Duruma göre korkudan anlayanı korkutmak, yemden anlayanı da yemlemek! Firavunlar “Ben” boyutuna ulaştıkları için “İlah” iddiaları vardır! Yoksa onlar da alt boyutta yancı olmaya devam edecek idi. “Ben” boyutunun ne kadar önemli olduğunu anlamamız gerekir! İnsanın ilk yaratıldığı boyut “Ben” boyutu! Hani şu meleklerin itaat etmesi gereken “İnsan” aslen “Ben” boyutunda yaratılmış! Sonra ruh verildiğinde 2. Boyuta, bedenlendiğinde de 3. Boyuta düşmüş! Aslına dönmesi için önce 2. Boyutu sonra da 1. Boyutu bilmesi gerekecek! Zaten “İlim kendin bilmek!” aşaması böyle olacak! Nihai olarak hiçlik yani boyutsuzluk söz konusu!
Neden bu böyle?
İnsan “Ben” üzerinden Allah’ı bilir! Yani insan benliği olmaz ise “Tanrı” bilinmez! Bu bilince dair “Ben” kullanılacak! Yunus ne demişti ; “Bir ben var benden içeri!” İşte ikincil “Ben” şirk olan ve kişinin bilincinde gayri ihtiyari oluşan “Ben”! Sıkça “Ben” yazınca akıllar karışmasın! Aslen bir “Ben” var! O da zaten Tanrı’nın ta kendisi! İşte o bilince dair akıl işletilirken bir ikincil “Ben” var sanılır! Bu ikincil “Ben” “İlah” iddiasını güder! Bu işleyişin gereğidir! İlahların isteklerinden kurtulmak için ise bu ikinci “Ben” oluşumuna dikkat etmeliyiz!
"İnsanın yapacağı olabilirlik dairesinde her ne var ise bu Allah’tan bağımsız işlemez!" böyle inanıldığında insanın gerçek manada şirk işlemesi mümkün olmaz! Yani şirk aslında sanal bir kabuldür! Aslen şirk yapılamaz! O halde insan ne yapar ise yapsın bu aslen şirk olamayacak! Zaten insanın yaptıkları değil kabullerine verilen addır şirk. Yaptıkları ister iyi, ister kötü olsun şirk olamaz sadece işleyişe ya da gözlemine ikincil bir varlık ya da ben kabulü şirk olur! Sonuçta tercih eğer ikincil bir "Ben" veya O oluşturuyor ise şirk olur yoksa insan günah işlese bile hakikatte şirke giremez! Vahdet, ikinci bir şirke zaten kapı açmaz bu sadece düşüncede kabulde olabilir!
Ben boyutunun vahdete dair açtığı kapı kapatılıp ikinci bir "Ben" üzerine şirk oluşuyor! Bu o kadar gizli ki tek olan "Ben", milyarlarca insanda ayrı ayrı gözlemleniyor! Bir insan, tüm insanlığı temsil ediyor ve bir insan, başka saydığı diğer insanı parçalarken aslında kendini parçalıyor.
Şimdi meseleyi açayım; “Ben” boyutunun ilah istekleri neler; kan, kurban, savaş ve mücadele! İnsanlar, bu boyuttaki ilah olarak yansıyan “Ben” istediği için geçmiş dönemde kurbanlar verip kanlar dökmüş ve ilahlar için savaşmış ve dahi ilahlar adına işlemiş. Bu işleyiş, “Ben” boyutuna dair olmuş. Asıl kaynağa, yani boyutsuz olan hiçliğe dair işlemek ise şöyle olacak; "Ben" boyutuna olan hizmet kesilecek! Yani savaşlar ve kan dökmeler, “Seçilmiş ırk, vaat edilmiş toprak ve övülmüş fetihler” üzerinden yapılan kavgalara “Dur” denecek. Bu aşama, ilk aşama; sonrası bireydeki “Ben” hizmeti de kaldırılacak yani ikincil şirk “Ben” den bahsediyorum. Şahsi kin ve nefretler ve bunlar üzerinden menfaat mücadelesi kalkacak. Adalet gereği, herkese çalışmasının kazancı söz konusu olacak. Bu durumda boyutsuzluğa yani asıla, ideal insanın hedefine ulaşması mümkün!
Bu başarı genel olarak gözlenemeyebilir ama bireysel olarak mümkün. Bireysel "Miraç" ya da Quantum sıçrama gibi! Yani insan aslına doğru sıçrarken “Ben” boyutunda ilahlara takılacak ve orada gereksiz istekler ve heveslere çok zaman ve değer kaptıracak! Bu kaçınılmaz olabilir ama kurtulmak da mümkün olacak! Hatta eski zamandan kalma “İlah” ve “Ben” istekleri de bu kapsamdadır! Kurtul ve hazineyi bul!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Dramatizasyonlarda karşımıza çıkan bir sahne geliyor göz önüne...
Aslında o ana kadar sevdiği, saydığı, belki anası, babası, kardeşi, eşi, hatta çocuğunu öldüren veya buna sebep olan figür, birden kendine gelir ve "Allahım! Ne yaptım ben!..." diye, kolayca tarif edilemeyecek bir haleti ruhiyeyi canlandırır...
Yani, 3. boyuttan 2. boyuta, belki de 1. boyuta dönmesi...
Üstadım, insanca bir aydınlanmanın yazılarına değerli katkınız olmuş yine...
Selam ve saygılarımla.