- 1989 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
Kara Sevda
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
şerefsiz.
Adam yüzüne yayılan gülümseme, biraz kıstığı davudi sesiyle ardımdan yetiştirdi.
- Psikopat değil baba, şerefsiz hiç değil. Bunun adı aşk, kara sevda. Seviyoruz be.
*Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.
YORUMLAR
Çok beğendim. Teşekkürler!
Çok beğendim. Teşekkürler!
Çok beğendim. Teşekkürler!
Öylesi ucuz hayatların içini dolduran ,öylesi yazılamayan sevdalar. Buruşturulup bir kenara atılan yığınla figürler. Bir müzede heykele bürünmüş bedenlerin çığlık atarcasına inlemesi. Benim hayatım bir roman diyen bir çingenenin kalabalık sokaklarda gürültülere karışan cılız sesi.
Yap bozlarla değişen sokakların köşe başlarında ,kaldırımlarında bir yağmur sonrasında kalan gözyaşları. İmkansız aşlara şahitlik eden İstanbul gece-kondu mahalleleri…
Bir ara bir kaç şairin geçtiği ama hep kalmak istediği İstanbul’un taşralı arka sokakları. Kara Sevdanın akıl almaz işkencelerine şahit olduğu yığınla hikayelerinin geçtiği büyük İstanbul, sen çok yaşa ve yaşat bu güzel duyguyu..
Tebrikler Tebrikler
Saygılar
nitemtran
Saygılarımla
Bazen genç çingene kızların kaçak sigara sattığı yerlere giderim. Her biri ayrı bir hikaye, film gibi bakarlar. O filmlerden birkaç kare vardı bu yazıda da... İstanbul tabi meselenin damarı gibi, tüm hayat ondan akıp, başka başka şehirlere, bedenlere akıyormuş hissi veriyor..
Saygılar.
nitemtran
biraz ahmet muhip'ten, ne güzel komşumuzdun sen fahriye abla,
biraz soner arıca'dan, hatırlıyorum adın bahardı,
biraz anlat istanbul tadında yine istanbul'a dair, yine hayatın içinden, çok güzel bir öykü.
gündüz okudum, şimdi tekrar okudum, elinize sağlık. gerçekten o dönemleri yaşatıyorsunuz bize.
nitemtran
Gözlerimi açmakla kapalı tutmak arasında gidip geldim yatakta. Bedenim onca yük taşımış sanki. Hele uykuya dalma öncesi öyle hayaller kuruyordum ki, tamamı geçmişe dönmek, hep orada kalmaktı.
Bugün hiç birşey okumayacaktım. Hatta deftere girip ne var ne yok diye merak etmeyecektim. Sadece uyku öncesi kurduğum hayallerin sarhoşluğunu yaşayarak , ayyaş halsizliğimi sürdürecektim.
Olmadı. Önce gözlerim bir türlü bitiremediğim, bir cezaevi mahkumu gibi davrandığım, sürekli elimde tuttuğum kitaba gitti. Bir iki sayfa sonra bir yemek masasında yemek sonrası kahve kefi yaparlarken ayrıldım roman kahramanlarından.
Bu kez tableti elime aldım, defteri açtım. Önce Devrim Denizleri'nin ''Hayal bu ya '' yazısını okudum, ardından uzun zamandır aramızda göremediğimiz , siz ve sizin yazınız Kara Sevda'yı okudum. Her iki yazının ortak duygusu tamda benim yaşadığım an'nın hikayesi gibi. Hayallerle dolu her anımızı biraz hikayelere, geçmişe şekerleme yapar gibi dökmek geldi içimden. Hayalleri çoğu geçmişe kurulurarız öyle ki, orada bizi bekleyen hep geçliğimiz var , ondan olsa gerek.
Sizin yazınız, Kara sevda insanın içini yakandan çok yırtan cinsten. İki ruhun arasına sıkışan aşk kendini kapalı bir ceza evinde sanır. Kaçarken ya yaralanır, uzun bir iz bırakır, ya da ölür ardında dedikodu bırakır. Yazınız, konuyu anlatmanız, kelimeleri günlük konuşmalar gibi tutmanız çok güzel. Bu yazı türünde Kemnur, siz ve Davidoff bu defterde favorimsiniz.
Tebrikler
Aramıza tekrar hoşgeldiniz.
Saygılar, Sevgiler
nitemtran
Saygılarımla
nitemtran
Saygılarımla...
Harika bir öyküydü... bir roman gibi, ustalıkla işlenmiş bir kurguydu... tam da hayatın içinden yaşanmışlıklar... yaşadığını bildiğimiz Gülnihallerin ve psikopatlarının hayatına yeniden şahit olduk... benim için 10 puanı hakeden bugünün kurdeleli yazısıydı... tebriklerimle...saygılar
nitemtran
Selamlar
Güzel bir hikaye.
Yazarı,
hoş ve akıcı cümlelerle,
gerçekten sevilesi hale sokmuş hikayeyi.
Bir tutuyorsunuz cümlelerin ucundan,
akıp gidiyor zaman,
bakıyorsunuz son noktaya gelmişsiniz.
Hayatımızdan enteresan bir kesitti sunulan.
Güzeldi güzel.