- 1379 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ah Bu Sevdaluk (Cuma Yazıları)
"Oy Tırabizan Tırabizan, için kalaylı kazan
Habu sevdali günlerime geldi çatti remezan".
Biz hayatımızın tamamını dinimize endekslemişiz. Her şeyimizi ama her şeyimizi din kurallarına göre düzenleriz. Dine dayandırılan her kelimeyi itiraz etmeden emir sayarız. Bizim için din, aynı zamanda kültürdür, gelenektir, töredir, alışkanlıktır, tartışılması asla düşünülmez. Bu değerlendirme elbette Sünni İslam içindir. Zaten egemen olan ve diğerlerini de kendine çevirmekle görevli sanan da o’dur.
Şimdilerde devlet yönetim sistemimizi de Sünni İslam akaidine yani şeriatına uydurma azmi güçlendi. Böylece Müslümanlığımızın eksikliğini gidermiş olacağımız düşünülüyor herhalde.
Devletin ve bireyin din buyruklarına harfiyen uyarak yaşamasıdır şeriat.
Yani aynı zamanda bir siyaset biçimi oluyor din.
Öyle ya diğerlerinin suyu çıkmış:
Krallıklar insanı ezmiş.
Komünistler insanı uyuşturmuş.
Kapitalistler insanı soymuş.
Cumhuriyetler amorf çıkmış.
Demokrasi dediklerinin yanına yaklaşılmıyor. Bize uymuyor.
Geriye iyi bir seçenek olarak şeriat yani Allah yolu kalıyor devlet yönetim sistemi olarak. Oldukça akla da yatkın. Yönetenin işi kolay, yönetilenin kafası dinç olur. (Geçmişteki uygulamalarında bulaştığı yerden kan ve irin fışkırmış olsa da...)
Ama önce altyapısını hazırlamalı.
Yönetilecek halkların inançları-imanları-Allah korkuları-uysallıkları belli düzeye getirilmeli.
Yani önce iyi bir müminler toplumu oluşturmak zorunlu.
Sorunlar burada ortaya çıkıyor.
İyi müminler toplumu oluşturulamıyor.
Kur’an (30 fasikül, 114 başlık, 6226 cümlecik ile) herkese – her şeye yanıt veremiyor. Boşlukları başka kaynaklarla doldurmak gerekiyor. Yorum gerekiyor. Burada insan faktörü (ulema-din bilginleri) devreye giriyor. Din bilginlerinin dayanağı olan inanç, söylemler yumağı, mitoloji gibi kanıtlanamayan-sorgulanamayan- netliği olmayan bilgiler; içinde bulunduğumuz gelişmişliğin, pozitif bilimlerin ve hayatın hızlı akışı karşısında eziliyor.
Şeriatın kuramcısı yaratandır deniyor. Yaratan söyleyeceğini baştan söylemiştir, değişmez-değiştirilemez ve hatta insanlara başka söyleyeceği yoktur, gerekeni son peygamberi ile size ulaştırmıştır deniyor.
Nasıl olacak bu iş…
Kainat neyin nesiyse bizi aşar. Ama yeryüzünün hemen hemen tamamını bilir olduk.
Yeryüzüne yayılmış insanların temel eğilimlerinde bir nokta dikkatimizi çekiyor:
Sadece Ortadoğu halklarında din, en yoğun şekilde yaşamın merkezine oturmuş. İnançları yaşamlarına doğrudan ve etkili bir şekilde yön veriyor. Onbinlerce din önderi çıkartmış bölge. Bunlardan Musa Peygamber, İsa Peygamber ve Muhammet Peygamberin etkisi hala sürüyor.
Bu ne anlama gelir veya neyin sebebidir.
Ortadoğu eğer başarabilir de kürenin yani yeryüzünün tamamını kendisine benzetebilirse (–ki bütün insanları Müslüman yapma gayreti bunu çağrıştırıyor-) bilimi yok ederek homojen inançlı dünya insanlarını şeriat ile yönetmek mümkün olur. Başka türlü ne yaparsan yap, şeriat demek halkının toplu intiharı demek olur. Dünyanın baş döndüren hızına uyum sağlama zahmetine katlanmak yerine başını kuma gömüp serinletmek intihar da olsa kurtuluş gibi algılanıyor.
Ayrıca, Nuh tufanı efsanesinden daha keskin, kıyamet benzeri bir yıkımın ardından, yeniden türeyecek ilkel insanlar bugünkü seviyeye gelene kadar, birkaç milyon yıl şeriatın kolaylıkla uygulanma şansı olabilir (!)
Bekleyip görmek veya kıyameti hızlandırmak lazım.
Sağlıklı ve güçlü olup da oruç tutanların oruçları amaçlarına ersin.
*büyükharman*