- 439 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİNİ BEĞENMEYEN AĞAÇ
Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarların ötesinde, kervanlar konaklamazmış yöresinde, küçük bir gölün kenarında boynu bükük bir söğüt ağacı varmış. Bu ağaç suya düşen aksini gördükçe üzülürmüş.
“Ben ne kadar çirkin bir ağacım. Hangi kuş gelir de benim dalıma yuva yapar ki?” diye ağlarmış.
Su içmek için göle gelen kuşlar ne zaman dallarına konsa, ağacın üzüntüsü dağılırmış. Dallarının her zaman kuşlarla dolmasını istermiş. Bunun için gece gündüz Allah’a hep dua edermiş:
“Güzel Allah’ım; bana, dallarımda yuva yapacak, sabah akşam cikcik ötecek kuşlar gönder. Her gece onların seslerini dinleyerek uyuyayım. Sabah yine onların tatlı sesleriyle güne başlayayım.”
Günlerce yağmur yağmış, sonra güneş açmış. Yemyeşil kırlar, gelincik ve papatyalarla süslenmiş. Derelerde sular çağlamış, neşeli balıklar suyun içinde hoplayıp zıplamış. Derken göçmen kuşlar dağlar, tepeler aşıp yurda geri dönmüş. Bir kırlangıç sürüsü de gelip söğüt ağacının dallarına konmuş.
Yaşlı bir kırlangıç diğerlerine şöyle seslenmiş:
-O kadar yer gezip gördük ama bu söğüt ağacı gibi yuva yapacağımız uygun bir yer bulamadık. Bir an önce işe koyulup yuva yapmaya başlayalım. Ayrıca bu güzel ağacı börtü böcekten temizleyip bakımını yapalım.
Duyduklarına inanamayan söğüt ağacı heyecanlanmış. Kekeleyerek söze girmiş:
“Be bebe, ben mi güzelim?
Yanlış duymadım değil mi?”
Yaşlı kırlangıç başını ağacın gövdesine çevirmiş:
“Bu civardaki en güzel ve en büyük ağaç sensin. Köklerini topraktan çıkarıp gezebilseydin, bana hak verirdin. ” demiş.
“Oysa ben…” diye duraksamış söğüt ağacı;
“Suya yansıyan görüntüme bakıp çok çirkin olduğumu sanıyordum, meğer yanılıyormuşum” demiş kısık bir sesle. İçten içe bayram sevinciyle dolup taşıyormuş.
Yaşlı kırlangıç daldan aşağı sarkıp söğüt ağacına “bak” demiş;
“Bu yükseklikten bakınca ben de çirkin görünüyorum. Küçük ve sevimli yüzüm eğilip bükülüyor ve çok şişman gözüküyor.”
Söğüt ağacı kırlangıcın sudaki aksine bakınca gülmeye başlamış. Sonra, dallarda konaklayan diğer kırlangıçlar da gölün yüzeyindeki görüntülerine bakıp gülmüşler… Daha sonra hep birlikte yuvalarını yapmaya başlamışlar.
Söğüt ağacı:
“Güzel Allah’ım; bana, dallarımda yuva yapacak, sabah akşam cikcik ötecek kuşlar gönderdin. Artık her gece onların seslerini dinleyerek uyuyacağım. Sabah yine onların tatlı sesleriyle güne başlayacağım.” diyerek, dualarını kabul eden Allah’a şükretmiş. Yeni komşularıyla gül gibi geçinmiş…
Kırlangıçlar, söğüt ağacını temizleyip süslemek için var güçleriyle çalışmışlar. Ağacın üstüne o kadar güzel yuvalar kurmuşlar ki başka kuşlar yuvaya bakmaktan gözlerini alamamış.
Sabah olmuş, akşam olmuş,
Bütün kuşlar yuva kurmuş, mutlu olmuş.
Bizim Söğüt ağacı da
Hep bayram sevinciyle yaşar olmuş.