KENDİLERİNE YETKİ VERDİKLERİMİZ
FAKİR FUKARANIN, EMEKLİ VE EMEKÇİLERİN KAN VE CAN PAHASINA KAZANILAN NEMALARININ, HAK VE HUKUKLARININ, SÖMÜRGEN İKTİDARLARIN ÇIKAR ARACI YAPTIKLARI YANDAŞLARINA DAĞITMAK ESAS İŞLERİDİR. MİLLET BUNU GÖRDÜ VE HAKKININ ALINIP KENDİSİNE VERİLMESİ İÇİN, BU HAKKI ALIP TESLİM EDECEĞİNİ TAAHHÜT EDENLERE OYLARIYLA YETKİ VERDİ. ŞİMDİ GÖSTERSİN YETKİLİ KILINAN PARTİ VE MUHALEFET LİDERLERİ KENDİLERİNİ, KİMLERDEN YANA OLDUKLARINI, KANITLASINLAR, İKİ YÜZLÜ OLMADIKLARINI, KANITLASINLAR, TOPLUM SEVER, VATANSEVER OLDUKLARINI. BU SORUN, BİNLERCE YOLSUZLUKLARDAN SADECE BİR TANESİDİR. TÜRKİYE DE BU GÜNE KADAR BÖYLESİNE DAĞLAR BÜYÜKLÜĞÜNDE, İNSANLARINI HİÇE SAYARAK BÖYLE YOĞUN DEVASA YOLSUZLUK VE HIRSIZLIKLAR YAPILMADI. HALKIN TEPESİNDE BÖYLESİNE ZULÜM VE BASKI TERÖRÜ ESTİRİLMEDİ.
"Yerim dardır oynayamam" diyenlerin hesabı, hiç kimsenin kıvırtma şansı yoktur. Türk halkının yaşam şartları her geçen gün biraz daha ağırlaşıp dayanılmaz ve çekilmez hale geliyor. Ortam hiç bir zaman kendine "TÜRK" demeği yakıştıramamış, Osmanlı sultanlarının ve altı yüz yıllık imparatorluklarının çöküş yıllarını anımsatıyor. Bu günde israfta, yakıp yıkmakta, bozup parçalamakta, TÜRK halkının hakkı ve malı olan her nemayı, emteayı ve de olanakları vahşice sömürmüş bir egemen iktidar tepemizde hüküm yürütmektedir. Çoğunlukla seçim sandıklarında çıkan muhalefet liderleri harekete geçip, bir an önce yasama meclisinin en hızlı biçimde çalıştırılmasını sağlamalıdırlar. Çünkü ne yapacaklarsa, bundan böyle yasama meclisinin gücü ve yaptırımlarıyla yapacaklar. Bu yaptırım gücü de şimdi ellerindedir. 77 milyonun kaderi ve umudu bu yasama meclisindedir. Orası CUMHURİYETİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, TÜRK DEVRİMİNİN, ADALETİN, TÜM İNSAN HAK VE HUKUKLARININ TEMSİL EDİLDİĞİ, BÜTÜN BUNLARIN TÜRK HALKINA YANSITILDIĞI YERDİR. 13 YILDIR HAK - HUKUK İÇİN MÜCADELE ETTİĞİNİ HER FIRSATTA HAYKIRAN MUHALEFET LİDERLERİ ŞİMDİ VAR OLDUKLARINI, GERÇEĞİ GÖSTERMEK DURUMUNDADIRLAR. ÇOK HIZLI HAREKET EDİP, HALKIN YARARINA, HAK-HUKUK ADINA KALICI, ETKİN VE DE ÇOK ACİL KURALLAR OLUŞTURMAK ZORUNDALAR. AKSİ HALDE TÜRK YURDUNUN VE ULUSUNUN ÜZERİNE, ÜZERİNE HIZLA GELMEKTE OLANI "T U F A N I" GÖRMEDİKLERİNE İNANACAKTIR BU HALK. BU DURUM DA TOPYEKUN BİR HESABIN "ACI VE ŞİDDETLİ" DE OLSA GÖRÜLMESİNİ İSTEYEBİLİR. UMARIZ, DİLERİZ, BUNA GEREK KALMAZ. BUNU FIRSAT OLARAK KULLANMAK İSTEYEN FIRSATÇILIK YAPANLARA BU FIRSAT VERİLMEZ.
UYANIKLIĞIMIZ, DİNAMİZMİMİZ, AKILCI DAVRANIŞ GÖSTERMEMİZ BU NEDENLERLE ACİLDİR VE ZORUNLUKTUR.
Kemal Polat 12.06.2015
YORUMLAR
Çok teşekkür ederim değerli ve sevgili mümin kardeşim Kadri Atmaca.
Allahın izni vatan ve toplumseverlik, halis inanç ve dinamizmlerimiz sayesinde bu ülke, bu aziz ve asil toplum üzerinde kurulmak istenen bu zulüm ve baskıların hakkında geleceği. Ne badireler atlattı bu toplum, bunu da atlatacak, hak yerini bulacak, adalet ve hukuk kuralları insana yaraşır biçimde, bir insan hakkı olarak toplumuzdaki haklı yerini alacaktır.
Bütün mesel inanmakta, cesaret ve dinamizm sahibi olmakta. Bu idealdeki insanlara, ALLAH yardım eder. Yeter ki insan, kendinden istenen olumlu ve yararlı davranışı gösterebilsin. İNSANA VERİLEN HAK VE GÖREVLERİN GEREĞİNİ DOĞRU ALGILASIN, CESARETİNİ SEFERBER EDEREK, İNSAN OLARAK VAROLDUĞUNU GÖSTERSİN.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla selamladım sizi değerli ve sevgili dost kardeşim. Kemal Polat
Çok ayıp ediyorsun ama Serhat Bingöl kardeşim. Yorumunuza yazdığınız dip notun gereğini bir talep kabul ettiğim için size cevap yazmak gereğini duydum bu defa. Yoksa yorumlarınızın hiç birisi cevaplandırılmağa değmez.El insaf, be kardeşim yazdığınız şu yorumla, tamamen gerçekleri ifade eden benim özet yazımın hiç bir ilgisi yok. Okudugunuzu mu anlamıyor, yoksa yazdıklarınızın mı farkında değilsiniz Serhat bey?
Ben yasama meclisinden, demokratik ilkelerden, adaletten, hak ve hukuktan bahsederken, yazımın neresinde bir darbe özlemini çağrıştıran sözcük var. Halkın seçim gibi, sandık gibi, demokratik davranış ve kavrayışından bahsederken; "darbe özlemciliği" ile suçlanmak doğru ve haklı değildir. Bunu bir dolu yanlışı ve korkusu olanlar dillendirir ancak.
Evet.... "toplum karışsın, kaos ve kargaşa süreçlerine girsin, bir birlerinin boğazına çöksün, sokaklarda her gün onlarca savunmasız kadınlar öldürülsün, insanlar "Bir lokma bir hırkaya" esir edilsin" diye bekleyenler var, bu konuda fırsat kollayanlar var,"TUFAN GİBİ GELİYOR"sözcükleri örneğini de bunun için verdim. Bunun bir yanlışı yok, ama emareleri çok, lütfen siz de görün bu ulus, bu asil ve mümin toplum için yaratılmak istenilen bu acıyı ve olumsuzlukları.
Hiç kimse, kimsenin inancını sorgulayamaz, tartışamaz, ona kendi inancını ve inandıklarını dayatamaz. Bu kulu ile ALLAH arasında olan bir husustur. Bu kuralı ihlal edenler şirke batar, bir anlamda da kendilerini Allah'ın yerine koymuş olurlar. Yüce yaratan onun muhasebesinin yapılıp hesabının görülmesi zamanını kendisi bilir, kula bu noktada, ancak samimiyete ve halis niyete dayanan "yumuşak ve munis UYARI" görevi düşer. Hikmet sahibi YARATANIN sevgili Peygamberimize yaptığı uyarı gibi . "ASLA ZORLAMAYACAK, DAYATMAYACAKSIN"
İnanç konusunun derinlerine girme ehliyetim ve yetkinlikiğim yoktur. Ama "İNANCIMDAN, ALLAH'IMA HALİS KALP İLE BAĞLI OLDUĞUMDAN KESİNLİKLE EMİNİM" Zaten iyi eğitilmiş, yanlış telkin ve dayatmaların dışında kalmış bir aklın da inanç konusunda başka türlü düşünmesi mümkün değildir.
Yazarken, düşünürken ve de insanı eleştirirken daima insaf ve iz anlı olmalıyız Serhat bey kardeşim. Peşin hükümlerin, yanlış telkin ve zararlı ideolojilerin etkilerinden temizlenmiş olmalıyız. Allah'ın en harika varlık olarak yarattığı insana da bu yakışır. Bütün çabamız insanın eğitilip, iyiye yönlendirilmesine, geliştirilip, toplumuna, vatanına yararlı olmalarını sağlamak olmalıdır. Yaşam dünyasında her şey insanın "iyi", yada "kötü" olmasıyla şekillenir.
Bütün çabamız buna yöneliktir. Her insan bu görevi kendi çapında ve çevresinde Allah emri ve çağların gerektirdiği şarlar olarak yapacaktır.
Eleştiriyi ve ziyaretinizi saygıyla karşılıyorum. Ama yansıyan temel düşünce yapısını reddediyorum. Çünkü benim yansıttığım toplumsal ve vatanseverlik gibi halis ve iyi niyet unsurlarıyla hiç bir ilgisi yok. Zaten bunu size başka şair ve yazarlar da cevap yazılarında ifade ediyorlar, dost kardeşim.
(Size verilecek cevabı uzatmamak, ne kadar sınırlı tutmak istesem de ancak bu kadar kısaltabildim.)
Kemal Polat 13.06.2015
kempol tarafından 6/13/2015 9:52:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
‘’HALK BU DURUM DA TOPYEKÛN BİR HESABIN "ACI VE ŞİDDETLİ" DE OLSA GÖRÜLMESİNİ İSTEYEBİLİR.’’
Yazınızda geçen bu satırlarda doğru ‘’anladıysam’’ askerin darbe yapmasını ve eskiden olduğu gibi idam sehpalarını kurmasını ima ediyorsunuz. Öyle mi? Siz milliyetçi muhafazakâr kesimleri iyice koyun zannediyorsunuz herhalde. Şüphesiz ki silahlı kuvvetler her daim darbe yapacak güçtedir.Zaten yapabildiklri tek şeyde halkın iradesine saygısızlık etmek ve bu masum milletin gırtlagına çökmektir.Ancak öyle bir teşebbüste bulunursa kışlasına geri döne bilir mi! orası tartışılır.
Birincisi;''Halk tarih boyunca siyasal sorunların "ACI VE ŞİDDET" yoluyla çözülmesini hiçbir zaman istememiştir. Çünkü yüce Türk milleti Anadolu medeniyetinin zengin kültüründen beslenmiş yüce İslam dinin aydınlıkçı ve vicdanı öne çıkaran öğretileriyle insan olmanın erdemini benimsemiş soylu bir millettir. Dolayısıyla Türk siyasi tarihinde yaşanmış ''acı ve şiddet'' içeren uygulamalar Türk milleti istediği için değil. Aksine Türk oldukları şüpheli ama hasta ruhlu oldukları kesin insanların isteğiyle gerçekleştirilmiş acılardır.
İkincisi; Siyasi idam meselesine gelince bunu ancak halkın iradesini hiçe sayan demokrasi kültürü gelişmemiş hasta ruhlu insan müsvetteleri isteye bilir. Kaldı ki az sayıda da olsa toplumda o türde insanlarda vardır. Ama önemli olan öyle bir yüreğe sahip olmasıdır. Velev ki öyle birisi anasından çıkmış olsun bu imanlı millet onu çıktığı yere yeniden sokar hiç şüpheniz olmasın.
Sayılarımla.
Dip not; eğer size ait üsteki satırdan anladığım bu ise yorumum aynen geçerlidir. Sanmıyorum ama ben yanlış anladıysam bu yorumum yok hükmündedir.
Serhat BİNGÖL tarafından 6/13/2015 11:46:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
kempol
Ben yasama meclisinden, demokratik ilkelerden, adaletten, hak ve hukuktan bahsederken, yazımın neresinde bir darbe özlemini çağrıştıran sözcük var. Halkın seçim gibi, sandık gibi, demokratik davranış ve kavrayışından bahsederken; "darbe özlemciliği" ile suçlanmak doğru ve haklı değildir. Bunu bir dolu yanlışı ve korkusu olanlar dillendirir ancak.
Evet.... "toplum karışsın, kaos ve kargaşa süreçlerine girsin, bir birlerinin boğazına çöksün, sokaklarda her gün onlarca savunmasız kadınlar öldürülsün, insanlar "Bir lokma bir hırkaya" esir edilsin" diye bekleyenler var, bu konuda fırsat kollayanlar var,"TUFAN GİBİ GELİYOR"sözcüklşer örneğini de bunun için verdim. Bunun bir yanlışı yok, ama emareleri çok, lütfen siz de görün bu ulus, bu asil ve mümin toplum için yaratılmak istenilen bu acı ve olumsuzlukları.
Hiç kimse, kimsenin inancını sorgulayamaz, tartışamaz, ona kendi inancını ve inandıklarını dayatamaz. Bu kulu ile ALLAH'ı arasında olan bir husustur. Bu kuralı ihlal edenler şirke batar, bir anlamda da kendilerini Allah'ın yerine koymuş olurlar. Yüce yaratan onun muhasebesinin yapılıp hesabının görülmesi zamanını kendisi bilir, kula bu noktada, ancak samimiyete ve halis niyete dayanan "yumuşak ve munis UYARI" görevi düşer, Hikmet sahibi YARATANIN sevgili Peygamberimize yaptığı uyarı gibi . "ASLA ZORLAMAYACAK, DAYATMAYACAKSIN"
İnanç konusunun derinlerine girme ehliyetim ve yetkinlikiğim yoktur. Ama "İNANCIMDAN, ALLAH'IMA HALİS KALP İLE BAĞLI OLDUĞUMDAN KESİNLİKLE EMİNİM" Zaten iyi eğitilmiş, yanlış telkin ve dayatmaların dışında kalmış bir aklın da inanç konusunda başka türlü düşünmesi mümkün değildir.
Yazarken, düşünürken ve de insanı eleştirirken daima insaf ve izanlı olmalıyız Serhat bey kardeşim. Peşin hükümlerin, yanlış telkin ve zararlı ideolojilerin etkilerinden temizlenmiş olmalıyız. Allah'ın en harika yarattığı insana bu yakışır. Bütün çabamız insanın eğitilip, iyiye yönlendirilmesine, geliştirilip, toplumuna, vatanına yararlı olmalarını sağlamak olmalıdır. Yaşam dünyasında her şey insanın "iyi", yada "kötü" olmasıyla şekillenir.
Bütün çabamız buna yöneliktir. Her insan bu görevi kendi çapında ve çevresinde Allah emri ve çağların gerektirdiyi şarlar olarak yapacaktır.
Eleştiriyi ve ziyaretinizi saygıyla karşılıyorum. Ama yansıyan temel düşünce yapısını reddediyorum. Çünkü benim yansıttığım toplumsal ve vatanseverlik gibi halis ve iyi niyet unsurlarıyla hiç bir ilgisi yol. Zaten bunu size başka şair ve yazarlar da cevap yazılarında ifade ediyorlar, dost kardeşim.
(Size verilecek cevabı uzatmamak, ne kadar sınırlı tutmak istesem de ancak bu kadar kısaltabildim.)
Kemal Polat 13.06.2015
duygularını ve düşüncelerini güzel yürekte gerçeklerin elinde yoğurmuş dost ama ne yaparsak yapalım güç onlarda etrafımız dönme kaynıyor her köşede her makamda onlar bizler uşak edildik (bu vatan evlatları) yinede farkında değiliz bu işin sağı solu mezhebi dini yok kardeş çıkar güdümünde soyuluyor ülkeler dünyadaki yedi sekiz Yahudi aile tarafından harikaydın bravo kutlar sevgiler sunarım...
kempol
Allahın izni vatan ve toplumseverlik, halis inanç ve dinamizmlerimiz sayesinde bu ülke, bu aziz ve asil toplum üzerinde kurulmak istenen bu zulüm ve baskıların hakkında geleceği. Ne badireler atlattı bu toplum, bunu da atlatacak, hak yerini bulacak, adalet ve hukuk kuralları insana yaraşır biçimde, bir insan hakkı olarak toplumuzdaki haklı yerini alacaktır.
Bütün mesel inanmakta, cesaret ve dinamizm sahibi olmakta. Bu idealdeki insanlara, ALLAH yardım eder. Yeter ki insan, kendinden istenen olumlu ve yararlı davranışı gösterebilsin. İNSANA VERİLEN HAK VE GÖREVLERİN GEREĞİNİ DOĞRU ALGILASIN, CESARETİNİ SEFERBER EDEREK, İNSAN OLARAK VAROLDUĞUNU GÖSTERSİN.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla selamladım sizi değerli ve sevgili dost kardeşim. Kemal Polat