Gözyaşı
Sana soruyorum ey göz yaşı ’Saklandıkça neden ortaya çıkmak istiyorsun, neden en olmadık anlarda süzülüyorsun elmacık kemiklerimizden, neden sen görünmeyesin diye gözlerimizi kırpmaktan çekiniyoruz,neden kaçıyoruz senden?’
En olmadık anlarda değişik bir duygu olarak saplıyorsun içimize. Sonra istemsiz olarak sen süzülüyorsun yanaklarımıza. Herkesten saklıyoruz seni.Çünkü seni eziklik olarak görüyoruz.
Sadece kırıldığımız zaman çalmıyorsun kapımızı,mutluyken de zorluyorsun gözlerimizi.Biz seni ellerimizle yok etmeye çalıştıkça sen daha çok üsteliyorsun. Ve insanlar sana değişik biçimde bakıyorlar.Mutlusun ya gülmen gerekiyor diye düşünüyorlar onlar, ama senin ağlayarak mutlu olduğunu bilmiyorlar
Kızgınsındır en yakın dostuna . O dostun düşmanın olmuştur onun ağzından çıkan sözlerle. Başındaki düşman yetmezken göz yaşı yine kapıyı çalar,bu sefer başkasının kalbini kırmamak için oradadır omu üzmemek için...
Bu davranışından ötürü seversin düşmanın olan göz yaşını.
Göz yaşının en çok bulunduğu anı yaşarsın bu sefer. Yani üzüntülüsündür. BU üzüntünden dolayı yakınlarında ağlar ve sorarsın göz yaşına ’ Onlara da mı uğradın ?’ O her zamanki gibi sessizliğiyle konuşur bilirsin ne dediğini ’Sen özelsin’ diye haykırıyordur sessizliğiyle. Bu sefer de seversin göz yaşını. Saklamazsın herkesten. Kendini özel olduğunu hissedersin. Ağlamayanları duygusuz olarak görürsün. Ama sende bilemezsin onların geceleri yanaklarındaki ıslaklıkları...
10/06/2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.