Edebiyat, Beşir Fuat ve Özgünlük !
"İnsan gözlerinin başardığı en yüksek şeyi
yaptım ben. İmkansızı denedim.
Her şeyimi şansa bıraktım.
Sonucu belirleyen zar, duruyor, duruyor
anlamıyorum bunu- ve kaybettiğimi."
Beşir Fuad
Keşke :
dünyanın bütün dillerini bilebilseydim… Keşke bir edebiyatçının romanında, hikayesinde, şiirinde ya da veciz bir sözünde var olabilseydim. Keşke Ölümsüzlüğe karşı ihtilalimi onların eserleri sayesinde gerçekleştirebilseydim . Öğrenebileceğim her dilin yazarıyla tokalaşmak, onlarla aynı masada her ihtilale karışmak, sessiz bağrışmalarını sokak aralarından köşe başlarına kadar taşımak, özgürlük naralarını her dilde dünyaya anlatmak, bağırmak ne güzel bir duygu değil mi ?
Bu duygu sayesinde:
hiç kimsenin olmayan edebiyat, hepimizin ortak değeri değil mi? Onların dünyasını , kendi dünyamıza ne kadar var edebilirsek, bu ihtillalişuur dünyayı anlamamıza, onu yorumlamanıza ve ona yapacağımız katkıyı bize ilk itiraf eden ayna olacaktır.! Mutlaka o aynaya bakın. Çünkü, o aynadaki kişi , kesinlikle sizsiniz !
‘’ötekini arıyor ben ; kendine’’ … ‘’ daha yaşayacağız,-çiçek tozlarının bilgisinde,- değişiyor sesim yalnızlıkta.,zengin us bekliyor bahçesinde gölgesini ‘’ Dünyayı başkalaştıran-ona başkaldıran şiir , güneşin doğuşuyla yeryüzünde insana eşlik eden gölgelerin ,ey ötesi ve hiç duygusu kadar ; gece ay ışığının öteki ben ve yitik tin’lerin uyuyan duygu’ları kadar, kendini okuyucusuna hissettirecektir. Öyle ki, yaşadığımız hayatın ardındaki gizemi sergileyen şiir, duygu ve düşünceyi ne deşifre edecek ; ne de inkara gidecek …Böylece elimizi-avucumuzu dolduran sözcükler, sessiz çığlıklara dönüşerek , önce ben duygusunu , sonra sen ve ardından yavaş yavaş şairin şiiri(duygusu) olmaktan çıkarak ,an an aitlik duygusunu yenecektir. Artık şiir çağını aşmış ve edebiyatın ortak kültürü olma yoluna girmiştir. Elbette şiir şairinden doğarken, önce esin kaynağına ihtiyaç duyacak. Bu ortam oluşunca , şiiri ( eser) yapacak –imgeler , esaret ile özgürlük arasındaki o ince çizgiyi kesin bir biçimde belirleyecektir. Bu özellik şiire ,kalıcılığı getireceği gibi zamanla şiir edebiyat dünyası için esin kaynağı olma yolunda ilerleyecektir.
Düşüncenin önünde- ardında felsefe ne kadar yoğunsa, onun okuyucusuna geçireceği duyguda o denli derindir. Peki şairler kadar yazar-ve düşünürler bu derinliğin neresinden bakarak sözü söyler ? .Nietzsche ‘’En bilge insan, çelişkilerle en zengin olan insandır.. Kafka ‘’ benim yalnızlığım insanlarla doludur’’. Düşünerek şiirin içine düşürülen duygu, şairin ölümsüzlük umudunu ölümlü bir varlığa sunması , onun yeni bir intihar girişimini ( içsel dünyaya dönüş) körüklemiş olacak. Garip ama Beşir Fuat’ın esin kaynağını oluşturan, insan hayatı dışındaki dünya ve o dünyaya ulaşma azmi, ona imge yolculuğunda öyle farklı ayrıcalıklar kazandırmış ki , özgünlük ile özgürlük arasında sınır kaybolmuştur... O düşünce ve imgelerin varlığı şiir ve yazılarında okuyucusunu derin düşüncelere sürükler. Onu şiirlerinden, yazılarından etkilenenler , Beşir Fuat’ın bilinmeyen , anlaşılması zor, derin dünyasında kendi özgün eserlerini yaratamadan orada boğulmuşlardır. Özgünlük Beşir Fuat’ın şiirlerine, yazılarına ayrı bir değer kattığı gibi ; esin kaynağı görenleri ,dünyasında yormuş, ve boğucu duygu yaşatmıştır. Öyle ki yarattığı bu dünyayı açık edecek, Beşir Fuat’ın anlamsızlığına gölge düşürecek –en ufak imge-söz-duygu, düşüncesine karşı ‘intihar Anını ‘hepsine -herkese karşı her an tehdit olarak kullanacaktır…
Onun ardından kendi dünyalarını yaratabilen Cemal Süreyya, Ece Ayhan ve İsmet Özel bu türün özgün şairleridir. Her seferinde eserlerini yorumlamaya çalışanları kendi derinliklerinde boğmaya devam etmektedirler. Bu karşı özgünlük alanında çağının coğrafyasında kendilerine yer eden diğer şairler Nazım Hikmet, Melih Cevdet ,Oktay Rıfat, Turgut Uyar, İlhan Berk aynı değerde ve derinlikte eserler edebiyat dünyasına kazandırmışlardır.
Son Sözüm !
Ölümün büyük bir haksızlık olduğuna inanıyorum. Öyle ki ,giderek büyüyen ,bedenimi saran kronik bir hastalığın acımasızlığı karşısında, amansız acılarımı ancak sanat ve edebiyat sayesinde dindirebiliyorum. Umutsuzluk bedenim ile ruhum arasında gidip-geldiğimde yorgunluğumu dindiren şiir ve nesir .içimde yeşerttiği ormanlarda kaybolup gitmeme en güzel neden.
Nurhan Doğrul ( Berşah )
YORUMLAR
"Umutsuzluk bedenim ile ruhum arasında gidip-geldiğimde yorgunluğumu dindiren şiir ve nesir .içimde yeşerttiği ormanlarda kaybolup gitmeme en güzel neden."
Yazmak eşittir yaşamak diyebilir miyiz acep?
Güne aday güzellikte gördüğüm yüreği, emeği, kalemi tebrik ederim
Sağlıklı, güzel günlerin bir güneş misali dünyanıza ışıklarını saçması dileğimdir.
levent taner tarafından 6/10/2015 8:03:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
berşah
Güzel yorumunuz ve sayfamı onurlandırmanızdan ötürü çok teşekkürler değerli dostum.
saygılar
berşah
Güzel yorumunuz ve ziyaretiniz onurlandırdı. Daha güzel yazılarda buluşmak dileğiyle
saygılar
Yazarların gözüyle göremeyiz ama anlayabiliriz,başka dunyaların insanlarıymış gibi farklı gelir bana
ve etkileyici etkili dilleri var, tanımak istediğim ve geneli yaşamıyor olan yazarların kitapları
daha kıymetliymiş gibi gelsede,aslında dikkat ediyorum birçoğu çokgenç vefat etmişler.bizler o dönemlere ait değildik fakat onlar bu dönemi yaşatan kitaplar yazdılar ..
berşah
Belki de onları ölümsüz kılan bizlere bıraktıkları dünya ve o dünya içine girmeye cesaret eden bizleriz... Yaşadığımız sürece hayata ve hayatımıza anlam katan bütün sözler,cümleler,kitap ve şiirler değerlidir.
Güzel yorumunuz için teşekkürler
saygılar
Beşir Fuat’ın bilinmeyen , anlaşılması zor, derin dünyasında kendi özgün eserlerini yaratamadan orada boğulmuşlardır. Özgünlük Beşir Fuat’ın şiirlerine, yazılarına ayrı bir değer kattığı gibi ; esin kaynağı görenleri ,dünyasında yormuş, ve boğucu duygu yaşatmıştır. Öyle ki yarattığı bu dünyayı açık edecek, Beşir Fuat’ın anlamsızlığına gölge düşürecek –en ufak imge-söz-duygu, düşüncesine karşı ‘intihar Anını ‘hepsine -herkese karşı her an tehdit olarak kullanacaktır…
Onun ardından kendi dünyalarını yaratabilen Cemal Süreyya, Ece Ayhan ve İsmet Özel bu türün özgün şairleridir. Her seferinde eserlerini yorumlamaya çalışanları kendi derinliklerinde boğmaya devam etmektedirler. Bu karşı özgünlük alanında çağının coğrafyasında kendilerine yer eden diğer şairler Nazım Hikmet, Melih Cevdet ,Oktay Rıfat, Turgut Uyar, İlhan Berk aynı değerde ve derinlikte eserler edebiyat dünyasına kazandırmışlardır.
Edebiyatta sıradışı bir çizgi oluşturmak ve olağandışılığı yazılarına şiirlerine yansıtmak böylesi insanların gerçekleştirdiği bir güzellik olmalı....
Kaliteli ve özgün yazılar yazmak isteyenlerin takip edeceği çağdaş yazarlardır bunlar...Sizi kutluyorum değerli yazınız için.Sağlıkla ve saygıyla efendim...
berşah
Güzel sözleriniz,güzel ve yüreklendiren yorumunuz için çok çok teşekkürler değerli dostum.
saygılar
Bütün sözleri yeryüzünden gökyüzüne ellerini açtığında Beşir Fuad, yalan dünya ile hayal dünyası arasında gidip gelmiştir...
Beşir Fuad’ın terk ettiği hayata, ölümü yazarak vedası. Önce ben, sonra ben, hep ben .Benden öncesi de ben, benden sonrası da ben.
Ölüm bir tesadüftür. Duyguların kendine sağır olduğu bir beden ,ve yüzünü evvelden hep inkara çeviren beden. Akıl dünyasının kayıtsız tek ittifakını yapan ölüm.
.....................................
Şimdi onun tarifi üzerinden dünyayı algılamak, onun gözleriyle dünden çaldığı kelimelerle yarını anlatmak bizlere kaldı.... Ölüm iki kapı arasında sıkışan ruhunu, her şeye rağmen zincire vuran bedeninden kurtarmıştır. Özgünlüğü ölümü hala yok edememiş ender yazarlardan birisi...
.....Bence öteki o...Sonraki;'ler ondan çoğalarak yeniden özgünlüğün özgürlüğüne kavuşacak ...
Tebrikler....
Saygılar ve kocaman sevgiler....
berşah
''..Bence öteki o...Sonraki;'ler ondan çoğalarak yeniden özgünlüğün özgürlüğüne kavuşacak ...'' Kavuşacağımız güzelliklerin yakın olması dileğiyle
Yorumun ve ziyaretinden ötürü çok çok çok teşekkürler CaNMaYBuLL
Sevgiler benden...