- 442 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İttifakların Ön Girişmeleri
İttifaklar; iki sosyal konu uzlaşmazlığıyla, tarih boyunca önümüze çıkacaktılar. Bu çatışmacı oluşlar uğurunda, ittifaklar; ilerleyen süreçle hesap edemeyeceği, tahmin edemeyeceği; kültürler, uygarlıklar gelişip girişecektiler.
Konunun biri ittifak içinde olmakla katılımcı her bir grubun kendi totem ayrıklığı ve totem düzlemi içinde ayrışmalarıydı. Diğeri de yeni olan ittifakı düzlemde ittifak etmenin özü olan tevhit dediğimiz birlik düşüncesiydi. Bu ikili, sosyal yapıların çatışmacı ruhuydu.
Birlik ayrışmayı istemezdi. Ayrışma da, birliği istemezdi. İşte olay, oluş ve akış olan devinme; zıtlarla bir arada oluşu istemekle oluyordu. Ayrışma ve birlik; uzlaşmaz ama bir arada oluşun da dinamiğiydi.
İttifak fikri ağır basıyordu. Bu ağır basışla gruplar birliğe yöneliyordu. Ama mazi olan totem düzlem farklılığı da sosyal soya çekim genetikliği oluşuyla, grupların kendi totem farklılıklarını kendileri korumak istiyordular. Üstelik tevhitçi olan ön ittifak ta bu farklılığı istiyordu!
Bu iki uç çatışacaktı. Gruplar, ittifaktaki birlik akışlı yönün farkında olsalar da; olmasalar da; grupların üreten ekonomik zorunluluğu gruplar üzerinde kendisini duyurtuyordu. Bu duyumsatmalı nedenle iki zıtlığın bir arada tercihi bağlamında ittifakın zaman akış yönü, az biraz daha baskın geliyordu.
Akış yönü ileri zamandı. Grupların akış yönünde taraf olucu çatışmalar yapması, ileri yönlü olan gayretleri zaman zaman alt üst ediyordu. Yön dengeleri değişebiliyordu. Ama er veya geç, tarihin yönü hep akış yönünden taraf olmakla, zaman ileri doğru akacaktı. Her bir tevhitçi sosyo toplumsa bozulmalar sonrası, yeni; yepyeni tevhitler oluşacaktı.
Totem düzlem farklılığı birlik (tevhit) içinde korunuyordu. Totem düzlemli farklılıklar birlik düzlemi içinde çeşitli semboller üzerinde ayrı oluşunu im ve imgeleriyle dışa vurulup kendisini kodluyordu. İttifak imanına karşı grupta, geri düzlemli totem döneme doğru özneli eğim duyguları depreşiyordu.
Bu nedenle ittifak katılımcısı olan totem gruplar; ittifak imanı içinde, ittifakın imanı için yemin ediyorlardı. Bu yemin nedenle grupların ağzı, dili, sözle; “birlik-tevhit” diyordu. Ön ittifakın da kendi yararı için " totem düzlemli yasalar" korunan yasalar oluşla kullanıyordu. Buna “eski yasanın tekrarı” diyordu. Korunan yasalar nedenle grup kişileri kendi içinde başka duyguları (totem düzlemli oluş duygularını) da taşıyordular. Bu nedenle gruplar çift uyruklu (pasaportlu) çift imanlıydılar.
Bu içlerinde taşıdıkları farklı totem düzlemli sosyal duygular; yiyecek, içecek düzeniyle; giyim, kuşam düzeniyle; çeşitli renklerle; panteon içinde protokolde yer alma düzenlerine göre grup temsilciliği oluşla ittifaka (kalü belaya) karşı kendi içlerinde gizlediklerini (totem aitliği) dışa vuruyordular.
İçte gizlediklerini ya da içlerinde taşıdıklarını sembolize etme eşlemesiyle kendi totem düzlemli yalın farklılığını ortama ihale ediyordular. Bu durum da ister istemez ittifak katılımcılarının dışı başka içi başka olmak, türünden ittifak imanını ortaya koyuyordular.
Bu dışlama hem ittifaka aykırıydı, hem de ön ittifak için gerekliydi. İşte bu ön ittifakı sürecin hem tevhit olan, hem çoklaşışla ayrışmalı olan fosil kayıtları ileri süreçteki dinlerin münafıklık dediği süreci ortaya koyacaktı.
Bir ittifak katılımcısı grup, ittifakın ileri yönlü akışı olan tevhidi ya da birlik yönünde oluşu; tüm ittifak katılımcısını ağız ve dilce söz birliği ettiriyordu. Gruplar ittifakın tevhit imanı olan şahitlik dediğimiz bu şehadetini söylerler iken; "içlerinde kendi totem düzlem bilincini taşıyışla da ittifakın tevhidine karşı totem düzlemli bir ayrışma temsilciliğini içlerinde taşıyordular".
Unutmayınız ki ittifak yasası bu ilk totem yasalar üzerine geri bağlanım ve geri beslenim oluşuyla ancak meşruiyetlik devinmesi kazanıyorlardı. Aksi halde sosyal devinme ağırlığı çok büyük olan bu yapılara, ittifak yasalarını kabul ettirmeniz; olanaksız olurdu.
Yalın dönemli totem yasaları, evirilip çevrilip ittifak yasalarına dönüşüyordular. İttifak yasaları, totem yasalar üzerinden anlaşılabiliyordu. Yine kardeşlik ve aitlik; cinsel ilişki kuruşla kavranıyordu.
Ancak ittifakla, cinsel ilişki iştahının yönü değişmişti. İbrenin yönü, kendi totem eş kardeşlerinden; ilanen kardeş olduğu karşı grup olan ilahların aitlerine doğru yönelmişti. Cinsellik bir dokunma ve dokunmama tabusu oluşla ortaya konuyordu.
Totemi gruplar, dokunamadığı başka grupları yiyorlardı (yamyamlık). Ama cinsel olarak dokunduğunu yemeyip cinsel partneri kardeşi aittesi oluşla sorumlusu oluyordu. O, kendisi; kendisi de, o; oluyordu.
Bu cinsel bağlamda dokunucu yön değişme, akılda hayalde olmayan ahlak nedeniyle değildi. Bu türden ahlakı bilmiyorlardı bile. Bu türeden eğilim değişmesi, dokunabilme, temas edebilme ve bu nedenle ittifak edebilme zorunluluğu nedenleydi. İttifak etme gereği dokunulması gerekiyordu.
Dokunulan da cinsel partnerdi. Cinsel partnerler bu aşamalarda kardeşlerinizdi. O halde karşı grup hem kardeşiniz olmalıydı hem de böylece dokunulur yapılmalıydı. Bunun yolu, iç cinsel ortaklığı yasak (tabu) yapmaktı. Bu yasağa karşı, karşı grubu cinsel ortağınız (dokunulur-temas edilir) yapmaktı.
Bir "tabu yasası olan dokunma ve temas etmenin cinsellik oluşu" ittifaklar içinde de sürüyordu. Eğilim yönü değişmiş oluşla süren dokunma-temas etmenin böyle olması için cinselliğin yönü totem döneme göre tersine döndürülmüştü.
Bu totem yasa nereden ortaya çıkmıştı? Sosyal birlikler azami kontrol edilebilir bir bölge içinde beslenip korunuyordu. Bu nedenle bölge savunması ve bölgenin kıt yiyecek kaynakları oluşuyla; bölge sakinlerini kıt kanaat idare edip; belli sayıdaki grup aitlerinin beslenmesine olanak veriyordu.
Belli frekans aralığı içindeki sayı üzerinde artan azalan grup aitliği, böylece kendilikten bir korunum yasası oluşla ve kendilik bir özel bağıntı içinde oluşla ortaya çıkıyordu. Bu yasanın korunum yasası olmakla kendisini dayatması; grup sayısının artmasına karşı olmaydı.
Grup kendi içinde olası oldukça (verimli bolluk dönemlerinde) çoğalıp göç veriyordu. Ya da grup kıtlık döneminde açlıktan kırılıyordu. Her iki durumda da grup popülasyonu yine belli frekans değerlerine geliyordu. Burada bir şey grubun “kırmızıçizgisiydi”. Grubun kendi içinde çoğalması, beslenme verimliliğiyle artıp azalırken; bir grup, dışta başka bir gruplarla; asla katılım yapmıyordular.
Grubu ne kadar büyütürseniz büyütün; hareket yeteneği ve iletişme zorluğu ve sınırlığı yüzünden açlık başa belaydı. Ve zaten kıt olan avcılık toplayıcılık kaynakları, popülasyonu kontrol ediyordu. Başka gruplarla katılım yapmayıp grup salınımını büyütmemenin de bir tek yolu vardı.
Dıştaki gruplarla temas etmemek, onlara dokunmamakla bu katılımcı büyümenin önlenmesi olası olabilirdi. Yani dıştaki grupla cinsel ilişki kurmayacaktınız. Totem süreç olmanın en temel yasası budur. Dokunmama temas etmeme olan, tabudur.
Bu tabu; "totem grubun dışındakiyle yatmayacaksın, ona dokunmayacaksın" yasa tabusuydu. Bu tabu besin kıtlığı olan; grupça kontrol edilen çevrenin tekrar besin sağlama alanı oluşuyla grup nüfusunu artırıp eksiltir olması, çevrenin; gerisin geri grubu kontrol etme oluşuyla yansımasıydı.
“Çevrenin grup popülasyonunu ayarlamaya yönelik, otomatik işleyişi baskı ve basıncı; geri bağlanım ve geri beslenim yasasıydı”. Grup bu yasayı bilmese de, yasa onu dıştan cinsel karantinaya alıyordu. Cinsel tabu, gruba dıştan katılım yapacak olanlarla grup nüfusun büyütülmesini önlüyordu. Grup kişisi bu zorunluluğu "tabu" oluşla anlayıp davranıyordu.
Bunu ona grup deneyimi olan atalar söylüyordu. Atalar ortada yoktu. Bu nedenle atalar onlara totem oluşla gözetmesini yapıyordu. Totem, atalar tüzelin ligiydi. Atalar tüzelini olan totem; haldeki gruba ve grup tüze linine bilgiyi aktarıyordu.
Çevrenin grup üzerine olan baskı ve basıncının alan eğimi ne şekil ifade edilmiş olursa olsun; bu ifade totem yasası oluşla söylenip tabu oluyordu. Kolu kırılırsa, kırılsındı; kendisine atılan taşa; kalkan icat edilene kadar kolunu siper edecekti.
Yani totemin söyleyişi bir zorunluluğa nesneli neden sel bir cevap olsun olmasın; o zorunluluğa karşılık oluşla grubun özneli bir karşılık cevabını oluşuyordu. Ayağınızı yere vurmanın su fışkırmasıyla doğrudan bir ilişkisi yoktu.
Zaman zaman kesilen gayzerin belli aralıklarla yeniden fışkırdığı bir ortamda fışkırmanın zamanında ayağınızı yere vurmakla gayzer fışkırmışsa ve bu günün belli vaktinde gayzerin fışkırma zamanını gözetleyişle birkaç kez ayak vurma gayzer fışkırması eşletmesi tekrarlanması böyle olmuşsa grup nazarında ayağınızı yere vurma, o gayzerin fışkırması için bir cevap teşkil edecektir.
Tabii ki yanıt olanın da bir öznel yansıma karşılığı oluyordu. Yansımanın yansıması şimdilik konumuz değil. İşte geri bağlanım ve geri beslenim yasalarının basıncına böylesi denk düşen ve doğru olan ya da birkaç gözlem ve deneyle doğru gibi eşleşen kurallar tabu ediliyordu.
İttifakın oluşması, ittifakın başlayabilme ve devam edebilme şartları gereği oluşla desteklediği tevhit ve ayrışma gibi ikili süreçleri destekleyen şartlarının ortadan kalkacak olduğu ileride, bu kabil karşılığı ortada kalkan ikililer süreç içine münafıklık, ikiyüzlülük oluşla yansıyacaktı. Dinlerin baş belası olacaktı.
Birlik girişmesi altında, kendi totem düzlem farklılığını ortama açık edişler, kimi sosyo toplumsa girişme bağlamında önemliydi. Bu bakımdan da ittifaklar bu farklılığı amacı doğrultusunda olmak kaydıyla kısmen destekliyordu.
Söz gelimi ittifakın birliği ve dirliği için "totem eşinden başkasına dokunmayacaksın" tabusu olan eski totem yasanın, ittifak içinde ters yüz edilmesi için yalın totem kardeşlerinizi bilmeniz gerekiyordu.
Yeni ittifak yasası karşı totemlerin bir araya gelebilmeleri ve birbirine dokunup kendinden saymaları için; "totem eşleriniz olan kardeşinle yatmayacaksınız" diyordu. Bu yasaya göre bu ilişki o aşamada evlilik değilse de; yalın totem eş kardeşinizle cinsel birlik yapmama bağlamında zorlamaydı.
Karşı gruplarla olan ittifakın birliği ve dirliği için totem düzlemli farklılığı bilmek ve korumak gerekliydi. Bu da farklılıkları koruma yönünde olan akışa; ittifakın bir katkısıydı. Ama birlik ve farklılık çatışan bir karşıtlıktı. İşte zıtların varlığını ve birliğini bir arada tutmanın şartlarını oluşturmak gerekiyordu.
Sürer
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.