Ölüm....
sırlardan bir sır: ölüm...
ürkütücü değil mi?...
buz gibi, soğuk...
korkutucu ve can sıkıcı bir mesele...
hep kaçılması gereken,
asla yakalanmamak icab eden bir ebe...
tehlikeli bir oyun yani...
ona düşüncelerde yer vermemek için,
verilmesi gereken ne varsa verilmeli...
bütün ödünler göz kırpmadan verilmeli...
tereddüt etmeden...
müslüman için değil elbet, kullandığımız bu ifadeler...
müslümanın lügatında ölüm, bir diriliş, bir merhabadır...
üstad n. fazıl`a göre perde ardından haberi verilen `güzel şeydir`.
hz mevlana onu `en güzel gecelerden bir gece, belki en güzeli` diyerek karşılar, ve sevinçle koynuna girer...
müslüman ölümü sever, evet temenni etmez belki amma...
ölümü sevişi ile temenni etmeyişi aynı şeydir...
ölümü sevgili için sever ve sevgili için temenni etmez...
ölümde O`ndan değil mi ki hem...
O`na dair ne varsa güzeldir...
O`nun için yaşanmış bir hayat güzel bir ölümle taçlanır...
ve dirilince varlık ikinci bir sur ile o tâca alem hayran kalır...
iyi ama ölüm hayatımızda ne kadar yer kaplamakta?
onu ne kadar düşünmekteyiz?...
tefekkür aleminde ölüm sahillerinde yürümekte miyiz?
ölümü günde 20 defa hatırlayan kimsenin hayırlı bir ölümle öleceğini ve şehid sevabını alacağını müjdelelerken ilahi bir nefes -sav-...
biz ölümü ne kadar düşlemekteyiz...
paramız yok belki, halife de değiliz ki...
bir adam tutalım da bize ölümü unuttuğumuz da hatırlatsın...
ama her an, her saniye binlerce ölümün yaşandığı ahir zamanda buna zaten gerek yok gibi..
bağdat da intihar saldırısı: 33 ölü
pkk`dan pusu: 7 şehid
amerikan uçakları sivil köyü vurdu: 151 can kaybı
evladı annesini bilezikleri için öldürdü...
kendini kaybeden aşık, sevgilisini silahla vurdu ve intihar etti...
yani ölüm hep hatırlatılmakta...
biz ise bu haberleri yalnızca dinlemekte miyiz?
yoksa???...
evet...
akıllı kimsenin alametlerinden biri de ölümü düşünmek olduğu söyler bir ses -sav-...
peki biz ne kadar akıllıyız...
amenna...
kalbinde zerre kadar iman olan kimse dünyanın en zeki insanından dahi daha akıllıdır..
akıl imana tabiidir çünkü, ama zeka iman bilmez...
iyi ama ne kadar akıllıyız?
kaç defa hatırımıza düşmekte ölüm?...
kaç defa tüylerimiz diken diken olmakta...
eyvahhh...
diyebilmektemiyiz mesela...
aklınıza gelebilir...
iyi ama hani bizim içim ölüm güzeldi?...
evet haklısınız..
ama müslümanı korkutan ölüm değildir...
ölümün sahibi ile karşı karşıya geldiğinde düşüceği durumdur...
içine düşüceği ahvaldir...
O`nsuz bir hayatın zor olan savunması, asla verilemeyecek olan hesabı, huzurda yerden kalkmayacak gözlerin agırlıdır...
evet, ölümü düşünmek gerek...
yarın birgün çıkacağı bir yolculuğa hazırlıksız olarak başlamak yolcuya zahmet verir...
halbuki biliyordu da bu yaz bir yerlere tatile gideceğini...
ne diye bir kaç ay, bir kaç gün, bir kaç saat öncesinden gerekli hazırlıgını yapmayarak, kendini telaşa soktu ki...
herhangi bir tatil bekleyebilir...
sonra ki haftaya sarkar,
uçak, otobüs tehir edilir...
amma..
her canlının kapısını çalacak olan misafir beklemez...
ölüm takdir edilen anda gelir ve gider...
ama bir başına değil, unutmayın...
Ankara, Kasım 2007