- 675 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aslanlar, Ceylanlar Ve Tuzu Kurular
Sadece bahar aylarında mı böyle olur insan?
Her ferdi ayrı ülkede acılar içinde yaşayan Afrikalı bir mülteci mi sadece hüznü hak eder?
Yersizlik,yurtsuzluk nedir?
‘’Herkesin bir derdi var,kanar içerisinde.’’ Sözü sizi de bağlıyor mu?
Hayatın akışına kapılıp,hayatın içinde olmak ne kadar önemliymiş. Meğerse insan, sevdikleri kadar çokmuş.Kalabalıklarda olmak insanı çok kılmıyormuş.O kalabalıklar ki birbirine dokunmadan yuvarlanan çelik toplar gibi sadece çıkardığı sesler kadarmış.Sevginin birbirine değerek yine birbirinden kütle kopartan,acıtan veya sevindiren hali görülmez bu çelik topların kalabalığında.İnsan,insanı anladığı kadar insan olabiliyormuş meğer.
Çöplerden beslenen insanlara,çöplerden beslenen kediler kadar duyarlılık göstermemek cümlesini yazmak zorunda kalınca kedilerden de özür dilemek istiyorum.Hani tarla sürerken kabaran her toprak diliminin altında börte böcek arayan kuşlar takip eder ya sizi.Bu kuşların gözlerine çok bakardım ben.İleride buğdayı paylaşabilmemizin umudu parlardı gözlerinde bu kuşların.Bizde öyle değil miyiz?Ekerken umut ettiğimiz nedir,bir gün biçebilmekten gayrı?Oysa bunca kavuşturan araca,bunca hızlı haberleşmeye sahip bir dünyada insanın artık gurbet duygusunu yaşamaması gerekmez mi?
Sahi nedir gurbet ?
Bu soruyu yaşadıklarınıza sorabildiniz mi hiç?
Meğerse gurbet yoklukmuş,garibanlıkmış; sadece anadan,babadan,yardan ayrı düşmek değilmiş,cevabını mı aldınız acaba?
İnsanın midesinde durmaz ki hüzün.Onun konakladığı yer boğazıdır insanın.Hiçbir yutkunmanın aşağıya itemediği görünmez bir elin boğazınıza geçirdiği urgan gibidir hüzün.’Ah ulan ah’ deme derecesine gelebilmişseniz biraz aşağı itebilir hüznü,içinizdeki umut.Belki insan olmayı yeniden duyumsamanın da en güçlü halidir bu ‘ah ulan ah’ nidası.Hal bilmek,halden anlamak kime mahsustur?Hani derler ya :’İnsan evladısın yahu,halimden anla biraz.’İyi de en zor durumunda bile insan, karşısındakine ‘insan evladı olma’ koşulunu getirme serzenişiyle yaklaşabiliyorsa,demek ki insan olmak,insan evladı olmaya yetmiyor her zaman.Demek ki insan olmak bir süreklilik durumudur.Halden anlamak için ,halinden anlamamızı bekleyenlerin yaşadıklarını bizim de bir zamanlar yaşamış olmamız her zaman mümkün mü?Biz insan değimliyiz?Aslanların,maymunların hayatına bile senaryo yazma eşgüdümselliğini gösteriyoruz da,kendi insan türdeşimizi anlamaya bu kadar mı zorlanıyoruz?
İnsan evladısın yahu,demek zorunda kaldıklarımız da dahil,aslında her şeyin farkında insan. Çıkar sınırlarının kırmızı çizgilerini aşmaya çalışanları bertaraf ederken kim daha az zorluk çıkarıyorsa,onu daha çok seviyor insan.Evine giren bir fareyi öldürdüğünde hayvan sevgisini neden izlediği belgeseldeki ceylanı düşündüğü kadar düşünmüyor ?Unutmayalım,insan fareyi de sevebilir.Çünkü çıkar alanlarının kırmızı çizgilerini geçtiğinde öldürülen fare ona sorun çıkarmaz.Mahkemeye veremez.Kin gütmez,intikam peşinde koşamaz.Ama bu kırmızı çizgileri bir insan geçerse varın olacakları siz düşünün? Başı ezilirken çıkaracağı sorunlar daha pahalıya mal olmaz mı?
Kedileri,köpekleri ve kuşları ben de çok seviyorum.
Onları severken yaşadığım çevrede onların yaşam alanlarına ne kadar girdiğimi,kirlettiğim dünyada ki bu kirlilikte hiçbir katkıları yokken,bu kirlilikten alacakları payda ödeyecekleri bedelleri düşündükçe kahroluyorum.
Aslanları,ceylanları,filleri ve kumruları da çok seviyorum.Onları severken şunu da düşünüyorum:Yiyeceğimi çöplerden çıkarırken onları sevmeye devam edebilecek miyim?
Ne yazık ki evinin penceresinden çöpleri ayrıştıran perişan insanları izlerken kedisini okşayan birilerinin sevgideki sahicilğine kedi de inanmıyor.
Hüzün nedenlerimden biri de o kedinin üzerindeki tuzu kuruluğun ağır elleri değil mi?
Ey sömüren insan,kendi sevgini yıktın lütfen hayvanları rahat bırak!
--------------------------------------------------------------------------------
YORUMLAR
''Meğer insan sevdikleri kadar çokmuş''cümlenizdeki anlamı
düşündüğümde boğazıma bir yumruk gibi gurbetin ve gurbetteki yalnızlığın hüznü düğümlendi.Gözlerim doldu ve birkaç damla yaş yanaklarımdan süzüldü.Gözyaşlarımın sıcaklığında aradım eski dostlukları,beraber ağladığımız beraber güldüğümüz dostları düşündüm.Ne kadarda çok yalnızız,bu fani dünyada ne sevdiğimiz nede bizi sevenimiz
kalmamış bir kez daha anladım,insanı nefsinden başkasını düşünmeyecek hale getiren sistem ve uygulamalar devam ettiği sürece dahada berbat olacağını düşünüp bir kez daha kahroldum.Ne mutlu insanı insanca seven insana.
Yüreğine sağlık selam ve dua ile Allaha emanet ol.
Çok güzel yazmışsınız ,düşümcelerinize katılıyorum bunların nedeni ne biliyormusunuz eğitimsizlik eğitilmiyen o kadar çokki,yok olduğunu bildiği halde dünyaya çocuk getirmek niye ** hayat bu kadarmı ucuz anlıycanız balık baştan bozuk düzelmez eğitim olmadan düzelmezzz.AYŞEM LALE