kalaycı geldi hanım
Sucuğa ve kaşara çok alışık değildim.Bizim eve sucuğu pek hatırlamıyorum ama kaşar peynirinin kesinlikle girmediğini söyleye bilirim.Biz koyun besiciliği de yaptığımız için kendi yaptığımız koyun peyniri,çökelek,sünme penirinin yazın tazesini,kışında salamurasını tüketirdik. Bu peynirler o yöre insanlarınca çok tüketilir .Peynir ala bilmek için sıraya girerler,güz geldiğindede alıp götürürlerdi.Köyyerlerinde belki bazı şeylere ulaş-mak kolay değildi ama ne yiyip ne içtiğimizi bilirdik.Buğdayı eker,biçer,harman yapar,tanesini samanından ayırır ,yıkar ku-rutur ordan değirmene götürür öğütür çu-vallara doldurup eve getirirdik.Kalabalık ailelerde nerde ise hergün yufka ekmek yapılır,3 günde,en geç haftada bir de tandır ekmeği yapılırdı.Somun ekmek,yada halk arasındaki adı “şehir ekmeği”ancak ilçede kurulan pazara mal götürüp satanlar evlerine bu ekmekten alıp getirirler.Şehirde yaşayanalr bizim ekmeklere özenir,bizde bu şehir ekmeklerine özenirdik.Aradan çok uzun zaman geçmemesine rağmen tandır ekmeğini,sabah erkenden yapılan yufka ekmeği özlemiştim.Ayrıca köyde kilo,adet kavramı pek olmaz,sebze meyve yiyeceksin,tartı ölçü yokistediğin kadar yada bitene kadar yiyebilirsin.Çünkü sen üretiyorsun.Üzüm bağında üzümü,bostandan hıyarı,domatesi,kayısıdan kayısıyı,elma ağacından elmayı toplayıp yiyebilirsin.ne soran olur nede karışan.Öyle bir saatide yoktur.Ne zaman acıkırsan canın çekerse.Şehirlerde ekmek almak için fırında pişmesini,oradan bakkallara gelmesini,dolaplara yerleştirildikten sonra kapıcının eve getirmesini beklemek zorundasınız.Sadece ekmek için değil diğer tüm ürünler içide aynı.
Ekmeği alıp yere oturduğumda kendimi bir garip hissettim.Bakır kapları kalaylamak için köylere poşalar gelirdi.Yerleşim yerinden biraz uzağa çadırlarını kurar iş bölümünü yaptıktan sonra sırtlarında bohçalar,yanlarında yalın ayak esmer tenli gözleri fel fecir okuyan çocukları olduğu halde sokak sokak dolaşırlar,
Bohçacı geldi hanım .Diye bağırır eğer kapıyı açarsanız hemen içeri dalıp sohbete başlarlar,siz sohbet ederkende çocuklar çevrede ne bulurlarsa almaya çaılışrlerdı.O nedenlede bu kişilere kapıyı pek açmazdık.O zamanda Allah rızası için ekmek,bulgur,un yani Allah ne verdiyse onu isterlerdi.Bu kişiler hakkında bazı olumsuz hikayeler de anlatılırdı”.İşte falanca köye poşalar gelmiş,çocuğu kacırmışler,yok yaşlı bir kadını öldürmüşler,darp etmişler,parasını almışlar “gibi
Bütün bu anlatılanlara rağmen genelde kalay işlerini bu insanlar yaparlardı.Bu hizmetin karşılığı olarakda onlara bazan para bazan tahıl,bazanda yiyecek verirdik.Kendimi onlardan biri imişim gibi hissettim.Çok kötü bir duygu olduğunu söyleye bilirim.Ekmeği yedim üzerine gazozuda içtikten sonra şişesini kapı önündeki çöpe atacaktım ki dayım onlar depozitolu şu yandaki kasaya koy dedi.Dükkanın ön tarafında içinde boş meşrubat şişeleri ile dolu tahta kasalar vardı.Onlardan birinin içine koydum.Teşekkür ettim.Gün eğilmiş akşam üzeri olmuştu.Kapıcılar akşam ser-vislerine başladılar.Koluna sepeti takan geliyor siparişlerini alıp apartmanalra dağıt-mak üzere çıkıyorlardı.Apartmanın büyüklüğü ve ailelerin durumuna göre bir kaç kez gidip gelede vardı.Bazıları ise bir sepetle işi bitiriyorlardı.bir birleri ile karşılaştıklarında”bizimkiler yine yazlıktalar bir seferde iş bitiyor,öbürü bizde daha giden yok önümüzdek ay ayrılacaklar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.