- 1119 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
AKDENİZ ASLANLARI
AKDENİZ ASLANLARI
Bazen çekilirsiniz olayların göbeğine de , haberiniz bile olmaz. Başka değil , bambaşkadır benim milletim , illetim. Akıl almaz rüzğarlarla yaşar , bazen bir fırtınadan ılık duruluklar doğar da, ona bile aldırmaz gönüller. Dedikodu doludur üç günlük hayatımızda. Ne cahili, ne okumuşu, ne dindarı, ne dinsizi uzak duramaz hurafeler üretmekten. Allah dillere düşürmeye.
Antalya’da Zerdalilik Mahallesinde oturuyorum o zamanlar. Şansıma bakın ki , sokağın başında bir devlet kütüphanesi var. Sürekli kitap okuyorum, çok mutluyum. Karşı dairemde oturan Akın Demirci ile bazen bu kütüphanede kitaplar üzerine sohbetler yapıyoruz. Kendisi Akdeniz Aslanları Konut Yapı Kooperatifinin başkanı.
Bir gün bana balkondan sesleniyor; "Abi bizim eve gelebilir misin ? Bir şey konuşmam lazım seninle"
Çaylar kahveler içiliyor ve sonunda bakla çıkıyor ağzından. "Bizim kooperatifin genel kurulunda divan başkanı olur musun?"
Tüzükte aykırı bir madde yoksa olabileceğini söylüyorum. Üye sayısı 5000 kişi olan çok büyük bir kooperatif bu. Akın Bey’i her sabah şoförlü lüks bir araç alıyor . İhtişamı çok büyük ve dikkat çekici. Ama adamın üzerinde bir korku ve ürkeklik var sanki.
Nihayet bir pazar sabahı, birlikte genel kurulun yapılacağı sinema salonuna gidiyoruz . Öğreniyorum ki, olağan üstü genel kurul yapılacakmış. Üyeler yönetimi düşürmek için imza toplayarak birleşmişler. Yani durum Akın Bey’in korktuğu kadar var. Gömleği, kravatı, ayakkabıları bile dört çocuklu küçük bir memurun günlük hali gibi görünüyor. Her gün gran tuvalet giyinen bu insanın bir bildiği olmalı. Salona 100 m kala araçtan inip yürüyerek gidiyoruz.
Sinema salonuna yaklaşınca kalabalık bir grup insanın ;
"Hırsız, hırsız... Sapık herif , karılarla yedin ulan paraları, Bu salondan ellerin kelepçeli olarak çıkacaksın o.. çocuğu."
Vay canına , kollarımı iki yana açık hakaret edenlere engel olmaya çalışıyorum. Üzerimize pet şişe ile su döken bir kadının bileğini yakalamış olmama rağmen şişeyi öbür eline aktarıp yine de, ikimizi birden ıslatıyor. Gitti en güzel takım elbisem. Şu başıma gelene bakın , divan başkanı olabileceğim düşüncesi ile geldiğim yerde öncelikle ıslatıldım.
Akın Bey’in şoförü , ilk yumruğu bir genç üyeden yedi bile. Sıra bana mı geliyor yoksa . İçeriden kavga var diye çıkan bir kaç yaşlı adam,
" Yahu ayıptır , bize yakışıyor mu ? Akdeniz Aslanları lütfen kendinize gelin " diyerek araya giriyor. Şimdilik şiddet durdu ama küfürler devam ediyor. Üyeleri aidat ödemediler diye icraya vermesinin de, bu tepkide payı var galiba.
O da ne? Akın Bey’in iki kadın arasında içki içerken çekilmiş resimleri sinema girişine büyütülerek asılmış. İzmir Efes Otel yazısı nın altında içeri girerken çekilmiş , iki kolunda mincik etekleriyle iki kadının da resimleri var. Vay canına adamın ne zamparalıkları varmış meğerse . Salonun kapısında ikimiz kol kola içeriye,
"Yuuuh şerefsiz , ahlahsız adam . Hırsız pezevenk, yedin ulan paraları karılarla yedin . Haram olsun paralarımız. Hesap ver ulan , kime sordun o lüks arabayı alırken? Yuuuh o..çocuğu yuuuuh" bağırışları arasında giriyoruz.
Beni tüzüğe göre kooperatif üyesi olamadığım için divan başkanlığına kabul etmiyorlar. Biraz da seviniyorum bu karara. Konuşmalar , önergeler , ithamlar kürsüden Akın Bey’in aleyhine çınlıyor. En ön sırada yan yana oturuyoruz . İkide bir de kolumu sıkarak,
" Aman abi beni bu yamyamlara yem etme , sakın yanımdan ayrılma " diyor. Adam çaresiz ve bu lanet salondan nasıl kurtulacağımızı ben de bilmiyorum .
Akın Bey söz istiyor divandan . Divan Başkanı da muhaliflerden olduğu için yazılı olarak önerge verenlerden sonra konuşabileceğini adeta terslercesine sert bir ifade ile bildiriyor. Bizim Akın Bey , süklüm püklüm otururken , her kürsüye çıkan alehte , alkışlar alan konuşmalar yapıyorlar. Doğrusu Akın Bey’in artık bittiğine , mahkemeye verileceğine ben de inanıyorum. Bari iyi bir dayak yemeden kurtulabilsek , bu öfke selinin içinden.
OHH , nihayet söz sırası Akın Bey’e geldi. Yuh ve küfürler arasında gülerek , elleri ile insanlara selamlar yollayarak kürsüye doğru ilerliyor. Kadınlara bak, en çok onlar küfür etmekte. Üstelik analık falan vız geliyor ki;
"O...analı , o... doğurduğu ,o.. çocuğu " Yahu şu anaları katmayın , ayıp be, siz de ana değil misiniz?
O da ne?Akın Bey kürsüye kollarını dayamış, hakim bir duruşla salonu süzüyor. Küfürler , hakaretler kırla gitmekte. O ise gülümsemesini sürdürmekte.
"Selam size Akdeniz Aslanları Konut Yapı Kooperatifinin güzel insanları. Benim gelecekteki en iyi dostlarım , sevgili komşularım . Hepinize candan selamlar olsun . "
"Yuuuh ibne pezevenk, hırsız köpek . Paralarımızı sana yedirmeyeceğiz , yüzsüz herif , yuuuh"
Bizim ki, gülerek cevap veriyor;
"Sevgili üyelerim , bana pezevenk diyorsunuz. Öyle tensip buyurmuş olabilirsiniz. Ama ben ne yaptıysan sizin için yaptım . Ben sizin için pezevenk de olurum, kavat da olurum. Canlarım benim,can dostlarım benim"
Cevaplar durmuyor; " Kübana Pavyonu anlat , Kübana’yı"
" Anlatayım sayın üyelerim , hemen anlatayım. Ben kooperatifimize peyzaj mimarı bulabilmek ve iç yollarımıza asfalt attırabilmek için sizler adına İzmir Belediyesinden ricada bulunmak üzere o uzak şehre gitmiştim. "
"Antalya da yok mu mimar? Senin ne işin var İzmir’de. Yalancı adam"
"Evet sayın ağabeyim . Antalya’da mimar var ama koskoca Akdeniz Aslanları , yollarına asfalt için bize yalvardılar dedirtir miyim hiç? Bize işte bu yakışmaz dostlarım. Ben sizin için dilenci olurum , ben sizin için el açar yalvarırım"
Şuna da bakın, bu sözleri söylerken gözlerini de silmekte. Uğultu biraz olsun azaldı galiba . Antalya belediyesinin onlarla ilgilenmediğini, kamyonlara ceza bile kestiğini söyleyenler var.Konuşma devam ediyor.
"İşte ben , bu güzel amaçla İzmir’e gittim. O gece nerede kalabilirdim ki? Sizleri temsil eden adamın Basmane’de ucuz bir otelde yatmasını biliyorum ki sizler kabul etmezsiniz. Efes Oteli’ nin resepsiyonunda ’ Akdeniz Aslanları Kooperatifi’ nin Başkanı olduğumu söyleyince , saygı ile geri çekilerek birbirlerine baktıktan sonra bana en güzel suit odayı verdiğini söyleyen görevliye nasıl hayır diyebilirdim, lütfen söyler misiniz?"
Salon susmuş ,insanlar konuşmadan birbirlerine bakıyor. Hata mı yaptık dercesine bir pişmanlık bakışı sanki.
"O akşam şöyle bir yürüyeyim derken , Fuar’a gelmişim dostlarım. Bütün gün balediyede aç susuz bekleyip , işim ertesi güne ertelenince çok da üzülmüştüm üstelik. Kübana Pavyon yazan bir yerin önüne gelmişim, farkında olmayarak. Aklımda kooperatifimizin iç yollarının asfaltlanması var.
Kelli felli bir adam ;
"Buyurun Beyim, belli ki canınız epey sıkkın. Sizi ağırlayalım, bir acı kahvemizi içer, üç beş laf edersiniz" deyince sizin , Akdeniz Aslanlarının başkanı olarak ne yapabilirdim ki? Uzattığı eli sıkarak kabul ettim teklifini. Yiğit, uzatılan eli geri çevirebilir mi dostlarım? "
"içkimi yudumluyordum ki; az ileride yalnız başlarına oturan iki genç hanımın işareti ile irkildim. Kadıncağızlar kenara itilmiş kedi yavruları gibi loş ışıkta birbirlerine sokulmuş , onlara bir yudum bir şey ısmarlamamı bekliyorlardı. Siz olsanız ne yapardınız sayın üyelerim? Akdeniz Aslanlarının her üyesi benim gibi düşünmez miydi acaba? Bizler mangal gibi yürekli, merhamet dolu , yediğini yoksulla paylaşmasını bilen, Toros Dağlarının yürekli yörük efeleri değil miyiz?"
Salona önceden dağıtılmış fotoğraflar her üyenin elindeydi. Birkaç tanesi yüksek sesle aralarında konuşuyorlardı.
"Bunlar mı garip hanımlar? Hani hiç garip görmesek"
"Mütevazi içkiye bak! Ulan shevas legal ’i açtırmışsın , Allahsız herif"
" Nasıl da kurulmuş en öndeki masaya . Ya sahnede patlattığın şampanyalara ne demeli utanmaz adam?"
"Yahu arkadaşlar bu mikrop adamın sözlerine inanmayın . Duygu sömürüsü yapıyor, yeminle"
Akın Bey , konuya hakimiyetini ses tonunu incelterek veya yükselterek yeniden kurmaya başlamıştı.
"İki güzel hanımı , sizin yüce topluluğunuzun ikramı olarak ağırlamak , size zor gelemez arkadaşlarım. Siz Akdeniz Aslanları, bilirim bonkörsünüzdür, sizler merhametlisinizdir, asilsinizdir"
"Akdeniz Aslanlarının baş temsilcisi masasına gelen hanımlara, çay mı içirecekti? Tabi ki en kaliteli viskiyi açtırdım dostlarım Sonra da, hiç alışkın olmadığım için başımı döndüren içkinin etkisiyle dans ederken sallandığımı gören bu iki bayan, çökertmeyi oynadıktan sonra beni odama götürüp yatırmayı teklif ettiler. Orkestra o kadar ısrar ederken, kalkıp nasıl zeybek oynanır salona göstermeyip kütük gibi otursa mıydım Akdeniz Aslanları? Ya da onlara siz gelmeyin deyip düşe kalka kendi başıma mı dönseydin otelime? "
"Bu iyiliklerine karşılık Akdeniz Aslanları nasıl davranırsa işte ben de öyle davrandım sevgili üyelerim. Ben, kendim için birşey yaptıysam namertim. Herşey Akdeniz Aslanlarının gururu içindir . Sizin için yapılan herşey sizin asil ruhunuz yakışır şekilde yapılmıştır. Biliyorum sizler de benim gibi düşünür benim yaptığımı yaparsınız. Lüks araba mı dedin genç dostum? Haklısın inşallah önümüzdeki sene modelini yenileyerek daha güzelini alırız. Bunlar gün gelecek sizlerin de gururla bineceğiniz, dostlarınızı gezdireceğiniz basit arabalar olacaktır. Biz büyük bir aileyiz sevgili dostlarım."
Homurtu epey azalmıştı ama daha bitmemişti. Bıçkın bir tip, "Odada ne oldu odada?"
"Ne olabilir ki sayın üyelerim? Bir erkek ve iki güzel hanımın kaldığı odada ne olması gerekiyorsa işte o oldu"
Üyelerden yaşlı bir bey ayağa kalkarak;
"Sana helal olsun Sayın Başkanım . Helal olsun sana. Ben de olsam aynı şeyi yapardım. Kolay mı İzmir’lerde yapayalnız kalmak , evinden uzak."
"Sağ olun değerli abim , sağ olun. Yani bazılarımızın düşündüğü gibi yatağıma büzülüp uyusaydım ; ’Akdeniz Aslanlarının başındaki adam bu muymuş? Bu gay mıdır nedir ’ deselerdi daha mı iyi olurdu? Biz hiç bir zaman Akdeniz Aslanlarının şerefini, itibarını, gücünü düşürmeyiz sayın üyelerim."
"Yani kadınlarla yattığını itiraf mı ediyorsun?"
"İtiraf etmiyorum , yaptığımı söylüyorum. İtiraf bir pişmanlığın anlatımıdır. Ben gerekeni yaptım sayın dostum gerekeni."
"Bravo başkan , sana helal olsun be"
Başka bir üye ayağa kalkarak ;
"Arkadaşlar , başkanımızın davranışının dışında siz olsanız ne yapardınız? Bize , bu müzevir resimleri dağıtanlara yazıklar olsun. Akdeniz Aslanları sana helal olsun diyor sayın başkanım.
Salonda birden,
"En büyük başkan bizim başkan , başka büyük yok"
"Akdeniz Aslanları seninle gurur duyuyor"
"Akın Başkan çok yaşa"
Sloganlar atılmaya başlamaz mı? Korku ile polisleri kapıya yığmış olan Emniyet Müdür Yardımcısı ile göz göze geliyoruz . Kendisini tanırdım, inceden inceye bakışıp gülümsüyorduk. Son sözlerini söyleyen Akın Bey’i, birkaç kişi omuzlarına alıp alkış ve bravo larla yerine getirmişlerdi.
Tek aday oydu ve seçimi yine oy çokluğu ile kazanmıştı. Çıkarken yanıma gelip elimi tutarak teşekkür etmişti.
"Bu sefer biraz korktum ama güzel bitirdik. Bu millete beklediğini söyleyecek, hayal ettiklerini anlatacaksın. Bu yardımını hiç unutmayacağım . Hazırlan Abi, hafta sonu Kübana’dayız. Şu bizim kooperatifin asfalt işini İzmir’ de birlikte konuşalım"
E. Yaşar OVALI 30.05.2015
YORUMLAR
Güzel mizahi bir yazı. Algı saptırması ve birazcık gaz verme ile toplumun düşüncelerinin nasıl değiştiğine güzel bir örnek ki sanki yaşanmışlık da var gibi satırların arasında gezinince öyle hissediliyor. Tebrikler içtenlikle...
kukurikuu
Sayfamda oluşunuza ve yorumunuza çok teşekkür ederim.
Vefadını öğrendiğim öykü kahramanımın arkasından pek
konuşmak istemem ama
yalanlara muhtaç galiba demek geliyor içimden.
Saygılarımı sunarım
Bu yazı Aziz Nesİnin"ZÜBÜK" adlı romanından bir bölüm müydü ?
Emin olmak için yazarırın ismine tekrar baktım.
Hayır Aziz Nesin değil, yazılarını zevkle okuduğumuz Yaşar OVALI idi.
Evet...Evet... oydu.
Yazıda geçenler AKDENİZ ASLANLARI ise, bu yazarda Aziz Nesinin ölmeden önce
" benim yerimi sakın boş bırakma" diye vasiyet ettiği " EDEBİYAT DEFTERİNİN ASLANI" idi.
Tebrikler USTA...
Bedri Tokul tarafından 5/30/2015 11:41:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
kukurikuu
Rahmetli Aziz Nesin Ustayı anmak nasipmiş.
O milletin her
türlü sivrilerini çok güzel tesbit edebilen
muhteşem
bir yazardı.
Gerçekten benim yaşadığım bu öykü aynen onun
anlattıklarına benzedi.
O salonda bulunan iki üye beni arayarak Akın Bey'e
dua ettiklerini
evlerinde çok mutlu olarak oturduklarını söylediler.
Ama ne yazık ki Akın beyi geçen sene kaybetmişiz .
Çok üzüldüm.
Benim için kullandığınız çok nazik benzetmeler için
teşekkür ederim. Ama
bizler onun yanında sanırım okumaya yeni başlayan
çocuklar gibi kalırız.
Saygı ve sevgilerimle