- 1235 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
SENİ SEVİYORUM
“Beni hiç kimse, böyle senin sevdiğin gibi güzel sevemedi. ”derdin. Benden hep zaman isterdin, benim seni sevdiğim gibi, senin de beni sevebilmen için.
Defalarca “Seni seviyorum.” dedin. Bazen yazarak, bazen bakarak, bazen sağ pazıma sarılarak, bazen saçımı okşayarak, bazen elimi ellerinin arasına alarak, bazen severek bazen sevişerek bunu bana birçok kez hissettirdin.
Beni sensiz, seni bensiz bırakmamak için zaman verdim, kendimi verdim, kendimden verdim, aslında çoğu kez verdiğimi fark ediyorum şimdilerde, sen istemeden ben vermişim, hep vermişim.
Vermekten azalmadım hiçbir zaman bunu da bilmeni isterim. Verdikçe artıyordu sevgim, ben artıyordum; ama ben nasıl olur da sende azalıyordum, bunu anlayamıyordum.
“Beni seviyorsun değil mi?” diye sorardım, sen de susardın. Bu “susuşları” aşkının belirtisi zannederdim. Sukut ikrardan gelir. “Sevmese susar mı?” derdim.
Seni hala seviyorum, hala çok özledim derdim, her zamanki gibi yine anlamazdın.
Ben, seni bitmeyen sorularım kadar çok severdim.
İyi ki de anlamadın canım benim.
Canım benim, diyorum farkında mısın, gerçekten de seni, canımı sevdiğim kadar diyeceğim, çok az geldi kulağıma şimdi, o kadar az sevmedim ki seni, canımdan bile çok sevmiştim, bunu da bil istedim.
Sen gidince canım çekildi bedenimden, yaz sıcağında sıtma tuttu; ellerim, ayaklarım buza kesti. Benzetme değil, gerçekten tir tir titredim kavrulurken İstanbul.
Bu arada seni sevdiğim gibi yaz mevsimini de severim
Ve senle her hayâlim yaz mevsiminde geçerdi
Kış mevsimim benim, ne çok üşüttün beni.
Hatırlıyor musun bir gün film izliyorduk ve senin sevgisiz sözlerine maruz kalınca ellerim ve ayaklarım buza kesmişti.
Sana ”Dokun bak..!” dediğimi hatırlıyorum, “Evet, buz gibi olmuşsun.” dedin ve gülümseyerek ekledin “Bize bakkaldan buz gibi bir kola ve çekirdek sipariş eder misin?”
Ettim fakat gelen kola, benim kadar buza kesmemişti sevgisizliğinin karşısında… Buzluğa attım senin kadar sevgisizleşsin, diye. Oturduk sessizce filmimizi izledik, aslında en büyük film televizyonun karşısında çekiliyordu da bunu benden başka kimse bilmiyordu. Beni benden başka kimse de anlamıyordu. Ben de anlatmayı bıraktım böylece. Oturdum çevirdiğimiz filmi izledim. Ne oyuncuydum ne de yönetmen, ben de izleyiciydim bu kez senin filminin karşısında.
Sen, açtığım filmi izliyordun ben de yaşattığın dramı.
Ne kadar sabırlıymışım değil mi sevgisizliğin karşısında? Bir de bana “Çok sabırsızsın.” derdin hep. Bence ben bir sabır timsaliydim de sen bunu da fark edemedin, beni fark etmediğin gibi.
Sence ben nasılım?
Bir sor bakalım şimdi kendine
Sabırlı mıyım, sabırsız mıyım?
Bir karakter oyuncusu kadar iyisin, rolünde
Tek farkın sen oyuncu değilsin, peki kimsin?
Sen bendeki seni sevdin
Bense sendeki beni sevemedim
Sen, sendeki seni sevmezken bile
Ben sendeki seni sevdim
Sözlerimi süslü sanıyordun ya
Oysa aşkınla süslemiştim yüreğimi
“Ne kadar güzel seviyorsun.” demiştin ya bana
Bana yakışanı yaptım sadece, abartma..!
Benim yerimde olsan aynısını yapardın,
Ama sen hiçbir zaman benim yerimde olamazsın
Çünkü aşksızsın…
2014-İstanbul