- 962 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KİMSİNİZ GERÇEKTEN...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Suçlu addedilmek nasıl bir külfetse bir parçam oldu kendimi bildim bileli. Yadsınamayacak kadar ağır ve yorucu bir miras atalarımdan.
Belki günün bitiminde belki ömrün kıyısında.
Belki gerçek belki yalan nice söylence içinde saklı iken ismim tıkış tıkış bir bavul darmadağın bir ömrün ilk ve son yolculuğu.
Yükümlülük kadar yorucu olsa da göremediğim yüzü üzüncün her nasılsa takılı bir maske yapışık ve sırıtık bir ifade ile rolümü çalan belki de hayattan aldığım intikam o somurtuk yanım.
Dinginliğini ömrün neye değişebilirim ki ya da ruhun eş güdümlü istikrarsızlığını ve suskunluğunu hatta suskunluğuma yol yordam bilmez iken kimi ne ile suçlayabilirim hele ki yakıştırılan sıfatlar ve mecazi onla anlatı ile saf tutmuşken en önde belki de tek mefta seneler evvel gömdüğüm ama her nasılsa dirilmeyi marifet sanan hayatla olan flörtüne aralıksız devam eden.
Korunaklı bir imge yığını şu çalıntı hayatlarımız.
Çalıntı sevinçler ve öfkeler ve o belirsizlik sureti kati anlam vermekte ve anlam bulmakta zorlandığım. Zorlandığım ne varsa vagonlar dizili peşim sıra bazen lokomotifin önderliğinde bazen yolda kalmış bir araba kadar zavallı ve çok yorgun.
Sığıntı bir tutarsızlık belki de düşen payıma korkunun kokusu kadar yakıcı ve acıtıcı acımamak ise canımın yanması belki de en sıradan.
Belirgin bir belirsizlik kadar dondurucu buzun üstünde yürümek kadar kırılgan ise hele ki o buz tutan kitle tam da gölün üzerinde oysaki ne güzeldi taş sektirmek kış öncesi. Kışı gönlün bitimsiz, hüznü biteviye ama yeniden kesişti mi yolum mutlak sevinçlerle hâsıl olan o güzellik boydan boya rengini değiştiriyor hatta ki odamın duvarları bile bulanıyor alacalı bulacalı renklere.
Ne var ki bunda… Çok şey var hem de izah edemeyeceğim kadar. Bir o kadar anlam yüklü bulmaya çalışırken yolumu. İşin kötüsü elinde fırça karaya çalıyor şu mavi gökyüzü. Durduk yerde çaldılar düşlerimi dememek olası değilken bu sefer evet, bu sefer yine bürünüyorum sessizliğime. Ola ki ses edeyim yok çaresi alamadığım cevapların küfü bulaşmışken yırtık yarınlara.
Dünlerin acısı yetmezmiş gibi çalınma ihtimaline karşın yarınlarımı da alıyorum kanatlarımın altına anaç bir tavuk gibi. Oysaki daha yeni çıktı yumurtadan o kuluçkadaki düşlerim. Gerçi içlerinde bin yaşında olan da var ama o yeni yetme hayallerim yok mu ne çok izlek taşımakta çalıntı mazimden. Geçmiş gitmiş bir sürü de üzünç bırakmış yetmezmiş gibi çala-kalem yazdığım bir şiirin mısralarına takılıyor gözüm. Benden düne uzanan ve koca bir boşlukla yol vermiş sevdiklerine kim varsa sırada…
Benden ya da bizden
Kılıfını yitirmiş tüm düşler
İhtimal dâhilinde ne çok üzünç
Kifayetsiz ve ramak kala sona.
Barınan heyula bir üzünç akabinde adımlarken yeni umutları.
Yordanası bir tutarsızlık çoğunda gözlenen aşka dair ya da dosta ve dostluğa.
Ne vardı şimdi ölecek
Daha dünkü çocuk
Bak biriktirdiğim cebimde nice kırıntı
Avaz avaz tutunmuşken o kırmızı topa
Aman ha sakın izin vermeyin
Annem bilir, kırmızıyı çok severim.
Çocuksu bir gülüş mü yoksa şuh dolu bir kahkaha mı cazip gelen ve sadece itiraf edin gerçekten kimsiniz…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
sevgimlesin...
Değerli şairem güne düşen duyarlı ve içten yazınızı kutluyorum. Kıymet verdiğiniz çocuksu gülüşünüz eksik olmasın.
Saygı ile esen kalınız.
Gülüm Çamlısoy
O çocuğu çok seviyorum en az sizleri sevdiğim kadar.
Varlığınız ve yüreklerinizdir beni mutlu kılan ve yazdıklarıma anlam yükleyen.
Güzel yüreğiniz dert görmesin.
En içten sevgimle ve en iyi dileklerimle...
Deniz kabukları gibi, martı çığlıkları içim, kıyıya vuran dalgalar ,o seslerin içindedir … Somutlaştıramadığım ruhum, demoralize olmuş kadar ölü şairim….
Bir çığlığı hiç kimse göremez, lakin ağırdan ağırdan gelen ağrıların isyankar insanları gibidir ömür. Tut ki aydınlık, düşün ki karanlık, her adım bir ölüm kadar, bir yaşamdır ömür.
Derin bir kuyu derin bir ruhu yaratır, onun içine sığamayan insan dünyada mevta, toprağa zülümdür. Hani mecaz, hani kervandı, insan her gününü Araf’a taşıyandır.
.her vagon çalıntı sevinçlerle dolu, o son trenin son vagonuna , neden bütün insanlar konuldu, zoraki nefes alış-verişlerimiz ,zoraki bir doğum, oysa hepimizin tek dostu ölüm korkusu…
Tutsaklıktan kurtardık sığıntıları, yıkıcı ne varsa birazda acı….Görmedim-duymadım itirafında insan, her aynanın yansıması biraz gölgeyken, ölmeden öldürüyor ruhunu insan…
‘’ Benden ya da bizden
Kılıfını yitirmiş tüm düşler
İhtimal dâhilinde ne çok üzünç
Kifayetsiz ve ramak kala sona.’’
Unutamadığınız kadar cümle, uyutamadığınız kadar hayal ve ulaşamadığımız kadar ''Us'' siz-biz hepimiz, birer düşten ibaretiz…
Güzel ve içten duygularınız, bana bunları yazdırdı… Her nefes, yenilerinin doğmasına hayat verecek…
Tebrikler
Saygılar , sevgiler değerli Dostuma..
Gülüm Çamlısoy
Derin bir kuyu gerçekten ruh dediğimiz ve hayatı yaşanır kılan belki de bu derinlikte saklı olanlar. Ve her yeni gün yeni keşiflerle şükretmek, pay etmek ve akabinde ortak paydada buluştuğum siz değerli dostlarımın varlığı.
Tutsak mıyız dünyaya yoksa tutsak kılan yine biz miyiz ve çoğalıyoruz mütemadiyen eşliğinde sevginin. Evet, sevgili arkadaşım sihirli kelime işte bu: SEVGİ VE İNANÇ...
İnanmak ve sevmek sanırım gerisi geliyor.
Sizleri gerçekten çok seviyorum tüm yüreğimle ve sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.
Evet, dünya hala yaşanılır bir mekan çünkü merkezinde sevgi denen mefhum var.
Sonsuz sevgilerimle ve saygılarımla değerli dostum...
Güne düşen yüreği, emeği, kalemi kutluyorum değerli hocam.
Kısa, öz, duru anlatım
Dizayn, estetik mükemmel
Şiir de şık durmuş, yazıyı kanatlandırmış, taçlandırmış, gönülden gönüle köprü kurmuş
Nice eserlere İnşallah.
Gülüm Çamlısoy
Ben de değerli şahsınızı tüm yüreğimle kutluyorum. Dostluk denen kavram gerçekten çok değerli çok özel ve çok güzel.
Var olun.
Ve tüm güzellikler sizinle olsun kıymetli kalem.
En derin saygılarımla...
Ne vardı şimdi ölecek
Daha dünkü çocuk
Bak biriktirdiğim cebimde nice kırıntı
Avaz avaz tutunmuşken o kırmızı topa
Aman ha sakın izin vermeyin
Annem bilir, kırmızıyı çok severim.
Çocuksu bir gülüş mü yoksa şuh dolu bir kahkaha mı cazip gelen ve sadece itiraf edin gerçekten kimsiniz…
Kutluyorum canım güne düşen yazınız için sizi .saygılar.
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim.
O çocuksu gülüş belki de en kıymet verdiğim ve hayatı yaşanılır kılan da o çocuğun cebindeki umutları ve hayalleri...
Güzel yüreğiniz dert görmesin.
En içten sevgilerimi ve sonsuz selamlarımı gönderiyorum. Kabul buyurun lütfen.
Allah'a emanet olun.