- 1336 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YARA BANDI
Senden hiç ayrılmadım, ayrılmak için çeşitli gerekçelerle sürekli karşıma geliyordun. Bir önceki aşk hikâyende çok acılar çekmiştin bu yüzünden okunuyordu. Okunmasa da bunları bana anlatıyordun, bunları dinlemek hoşuma gitmese de yaralarının iyileşeceğini düşünerek, umut ederek dinliyordum. “Hepsi geçecek, seni mutlu edeceğim.” diyordum.
Yaralıydın ve seni sarmalamalıydım, sarmalanmalıydın.
Seni iyi edecektim, bunun için ne gerekiyorsa yapacaktım.
Ki yaptım da bunu da inkâr edemezsin, ki etmedin hiçbir zaman. Sarmaladım, sabırla… Yaranı yaram yaptım, kendi yaralarımı unutarak.
İlişkimizin içinde ve ilişkimiz bittikten sonra da hiç ayrılmadık, hep yanında durdum, tekrar bana dönmeni sabırla bekledim, beni sevmeni, iyileşmeni… Mücadeleyi hiç bırakmadım senin deyiminle.
Bir gün, parmak uçlarında halk arasında ‘şeytantırnağı’ diye tabir edilen deri parçaları çıkmıştı ve sen onları yolarak kanatmıştın, benden de yara bandı istemiştin, getirdim. Kanattığın parmağını sardım, tıpkı tüm yaralarını sarmaya çalıştığım gibi. Evden çıktığımızda yine seni sevmeyi başaramıyorum ayrılalım, dedin ve yine ayrıldık, ayrıldık diyorum kibarlığımdan, farkında mısın?
Oysa biz hiç ayrılamadık, hep sen beni terk ediyordun arkana bile bakmadan. Ben, bizli bir mutluluk için mücadele ediyordum, kazandığımı zannederken aslında hep kaybediyordum. Ben hep bekliyordum, sen usulca gözden kayboluyordun, gidiyordun. Söyler misin ben kaybederken sen kazanıyor muydun?
Gidiyordun da nereye ve kime gidiyordun?
Gidiyordun
Sahi sen kime gidiyordun?
Ya da gidiyor muydun?
Yoksa bekliyor muydun?
Bana, sadece duruyorum, diyordun.
Hiç bana gelmemişken
Ben seni benden gönderemiyordum
Ama sen bunu da bilmiyordun
Sadece gidiyorum, diyordun
17.07.2014-23.55-İstanbul
Aradan birkaç gün geçtiğinde fark ettim ki benden istediğin son şey bir yara bandıydı. Bu bir işaret miydi acaba, Tanrı fark etmemi mi istiyordu?
”Bak kulum bu kız seni yara bandı niyetine kullanıyor, iyileştiğinde söküp atacak.” mı diyordu. Orasını pek bilemiyorum ama işaretlere de inanıyorum.
Tam bunları düşünürken televizyonda Soner Sarıkabadayı’nın “Yara Bandı” klipi oynamaya başladı, ilk kez dinliyordum bu parçayı. Şarkının sözleri de ruh halimi özetler nitelikteydi, bu da ikinci bir işaret olabilir miydi?
Yar Sandım Yara Oldun..!
Yaralıydım, yaralıydın sen de.
Yaralarını iyileştirmek ümidiyle
Yaladım tüm yaralarını sağaltmak için.
İyileştikçe yaraların,
Ben de yaralar açmaya başladın.
Unuttun beni sağaltacağını.
Sevdin yaralarını açanını.
İyileşmeyi umarken ben sende
En büyük yarayı aldım bu tende
Beni yara bandı olarak kullandın mı, kullanmadın mı tartışmasına girmeyeceğim seninle, kullanmış da olabilirsin, kullanmamış da, bunun şimdi bir önemi de kalmadı artık.
Yaralarına iyi gelebildiysem ne mutlu bana… Fakat açtığın yaralara iyi gelebilecek bir insan çıkmadı karşıma benim hala, bilgine.
Şunu biliyorum seni iyileştirmeye çalışırken hastalandım, yaralarına bant olayım, derken yara aldım.
Şimdi yaralı bir yara bandıyım sadece.
Ben yaralarına bant olarak kalbimi bastım
Sonra sen iyileşir iyileşmez kalbimi fırlattın
Sana tenimi açtım, dedin
Oysa kalbin yeterliydi.
Her kadeh kaldırdığında
“Sana..!” diyordun
Ben de sana “Yarasın..!”
Hiç yar olamamışsın bana
Bende şimdi sadece bir yarasın…
İçin için kanıyordun, kendimi bastım yarana
Kan revan içinde kaldım, oysa sen
Beni sadece bir yara bandı sandın
2014-İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.