- 427 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sır Kalmalı Mı Kalkmalı Mı?
Sır Kalmalı Mı Kalkmalı Mı?
Sır:
“1. isim Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
2. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
3. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
4. Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem”
Sır:
“1. isim Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
2. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka”
Şeffaf cam, arkası sırlanınca yani saydamlığı tek yönlü kapatınca arkasındaki nesneyi değil de önündeki nesneyi yansıtıyor gösteriyor. Bu anlamda sır kalkınca cam saydamlaşıyor! Yani bir cam ayna olarak kullanılacak ise sır kalkmamalı, kalmalı ki yansıma olsun!
“Sırrı mukaddes olsun” söylemindeki “Sır” neyi ifade ediyor?
Her insanın özü aslında onun sırrıdır! Sır perdesi kaldırılınca “Öz” açığa çıkar! Öz açığa çıkınca yani insanın hakikati açığa çıkınca herkesin insaniyet noktasında potansiyel olarak aynı olduğu görülür! Bir parça camı ikiye bölelim, bir parçasını sırlayalım, ayna olur; diğerine her hangi bir işlem yapmayalım! Sırlı olan, karşısındaki eşyayı geri yansıtır, arkasındakini gizler; şeffaf olan ise ardındakini yansıtır ama karşısındakini yansıtmaz, gizler! Yani bir sırlı cam (Ayna) ile bazı şeyleri saklamak mümkün, şeffaf olan ise kendisini saklar! Mutlak şeffaf olan cam görünmez ve orada bir cam olduğu bilinmediğinde çarpma riski, var! Cam üzerindeki lekeler ve çerçevesi orada bir cam olduğu hakkında fikir verir! Camcılar inşaatlara ilk cam taktıklarında üzerine bazı etiketler yapıştırır veya inşaattaki sıva artıklarını cama boya gibi sürerek leke yaparlar ki orada bir cam olduğu bilinsin!
Sırrın mukaddes olması, özün gizlenmesi manasında değil de özün mukaddes olması manasına dair diye düşünüyorum!
Özü yani sırrı gizlemek gerekir mi?
Gizlemek, korumak amacıyla yapılır! Bir hazine gizlenir ki başkalarının eline geçmesin! Hatta miktar da gizlenir ki hazinenin gücü belli olmasın! Güçlü krallar hazineleri olduğunu gizlemez ama miktarını gizler! Sırrını vermez yani!
“Akıllılar anlamaz, sırrımız bilinmesin.
Övülmüş olana ayna olsun Berrin.”
“Berrin” şiirimde böyle demişim! Demek ki başka akılların anlamaya çalışması sırrı etkileyecek ki “Sırrımız bilinmesin ayna olsun Berrin!” demişim! Yani Berrin, sırrı saklasın. Hani ayna ardındakini saklıyor ya şeffaf olmadığı için! “Berrin şeffaf olmasın, sırlı olsun!” demek istemişim! Şeffaf olan özü saklamaz, sırlı olanın özü saklı!
Öz, neden ve ne için gizlenmeli?
Evrense tüm işleyiş gözlemcinin gözlemine dair belirleniyor! Gözlemcinin etkisi olumlu ya da olumsuz var! Bu nedenle “Öz” sır olarak kalacak ve herkesin ulu orta gözleminden saklanacak ki nazar değmesin! “Nazar değmek” ilginç değil mi? Yani “Öz” gözleme açık olur ise gözlemcilerin nazarı onu Quantum alanda etkileyecek! Bu etki de bazı olumlu bazı da olumsuz olabilir bu nedenle “Öz” saklanır! Ya da saklanmış.
Hazinesini koruyabilen güçlü krallar, hazinesini saklama gereği duymayabilir! Gözlemcilerin olumsuz etkilemesinden bir endişesi yok ise hazinesini koruyabileceğini düşünüyor ise fazlaca gizlemez! Gösteriş meraklısı olanlar da hazinelerini, servetlerini gizlemek istemez ki gözlemcilerin gıpta ve kıskançlıklarından bir etki oluşsun. Kimileri çatlasın, patlasın ya da gıpta edip övgüler yağdırsın ister! Bazı da aslında olmayan saklanıyor gibi yapılarak etki oluşturulur! “Mal ile imanın kimde olduğu bilinmez!” gibi. Bazısı olan malını saklar, bazısı malının olmadığını saklar! İki durumda da saklamak güvenlik amaçlı! Bu “Gizli silah” olarak çok işe yarar! “Elinde gizli bir silah var!” dendiğinde bile caydırıcı etki alınır!
“Sır” bilinir ise Quantum durum belirlenmiş olur! Yani “Öz” sınırlanmış olur! Kendi sırrımız bile kendimizden saklanmalı ki Quantum belirleme yüzünden sınırlı bir tercih alanına hapsolmayalım. Mesela bazılarına sorulur; “Şu durumda olsan neyi tercih ederdin?” genelde iki seçenek ortaya konur birini seçmesi istenir muhataptan. Bu genelde olumsuz durumdur! Alınan cevap ise durumu Quantum alanda belirler! “Issız adaya düşsen, yanına iki şey alacak olsan ne alırdın?” Genelde bu ve benzeri sorulara beklenen cevaplar verilir! Ve aslında soruyu cevaplayan muhatap, kendi Quantum durum tercihini de belirlemiş oluyor! Bu ve benzeri sorular bana sorulduğuna mesela “Issız adaya düşsen yanına ne alırdın?” Cevabım şudur; “Issız adaya düşmek istemem!” Yani hiç karşılaşmayacağım bir durumu evrenden istemem! İşte sır da burada saklanmalı! “Fazlaca paran olsa ne yapardın?” Hemen atlarlar; kimi yardım eder, kimi Dünya’yı gezer say say bitmez! Ben çok fazla param olsa ne yapardım inanın kendim daha henüz belirlemedim! Belki çok fazla param vardır, ya da olduğunda ne yapacağıma dair bir sınırı şimdiden koymak istemem! Yani “Öz” parayla belirlenmiyor ya da belirlenmemeli! Buna benzer çok şey var!
Son tahlilde; “Sırrın bilinmemesi”, “Öz” ün saklanmasına dair! Özün saklanması da Quantum alandaki tercihlerin belirlenip, sınırlanmamasına dair! O halde hiçbir konuda ne yapacağımız ve nasıl davranacağımız bilinmemeli ki “Sır” işlesin! Buradaki ayrıntı umarım anlaşılmıştır çünkü hangi durumda nasıl davranacağı bir kişinin ya da toplumun bilinir ise o toplum ya da kişi, o durumları oluşturanlarca kolayca etkilenir! Hatta hiçbir konuda geleceğe dair durum belirlemesi de yapılmamalı! “Söz vermek!” sözünde durmayı gerektirecektir! Bu nedenle kişinin kendine veya başkalarına geleceğe dair hiçbir işaret ve söz ve beklenti vermemesi gerek! “Sır” önce kendimizden saklanmalı ki kendi tercihlerimizi kendimiz sınırlamayalım. “Kendine nazarı değdi!” denir toplumda. Hedeflere dair beklentiler de bir çeşit sınırlamadır! Unutmayalım ki evren sınırsız ve bizim tercihlerimiz de sınırsız! Sınırlı şeyleri, hayale hedef olarak koymak bile kişinin kendini o sınırlı hayallerle sınırlaması olur, geniş manada!
“Tanrı zar atmaz!” diyen Anştayn’a meslektaşı diyor; “Tanrıya ne yapması gerektiğini söylemeyi kes!” Evet, önce kendimize ve sonra başkalarına ne yapması ya da yapmaması gerektiğini söylemeyi bırakmalıyız! Bize de ne yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini söyleyenlerin, bunu kesmesi gerektiği açıktır!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.