- 919 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GİZEMLİ BİR KADIN
Kala kaldı öylesine bakınca kahverengi gözlerinde. Ne alemler yüklüydü kim bilir... Alıp götürdü bir anafor gibi derinliklerine. Nefessiz kalmış gibi, irkilerek belki de mahcubiyet içinde sıyırdı kendini o manalar yüklü gözlerden. Ve bakışlarını gezdirdi cemalinde. Beyaz tenli ama solgundu nedense. Yorgun belki de. Egzotik bir gizemlilik bürümüştü her yanını. Ne idi onda ki bu giz ?
Çok bakımlı ve mahir bir elden çıktığı belli idi saçlarının. Hafif makyajı modern giyimi ile mütenasipti. Oldukça çekici bir güzelliğe sahipti; farklıydı ... Konuşması dinlenir; etkileyici, akıcı, ses tonundaki o berraklık ve vurgunun mükemmeliyeti çok duru idi. Kültürlü biri olduğu, sohbeti ve tavırlarından belli idi. Kimdi bu kadın ?
İsmini, işini öğrenmişti tanıştırılırken. Ama yeterli değildi adam için. Öğrenmeli, tanımalıydı. Ve o istekle daha çok alaka göstermeye, sorular sormaya başlamıştı işte. Aldığı cevaplar sathi olduğundan, merakı bir türlü izale olmadı.
Keşke o kadar merak etmese idi, keşke o gizemli dünyasına hiç adım atmasaydı. Ama olan olmuştu. Adam çoktan kahırlara mahkumdu artık.
" Size çok büyük bir saygı duyuyor ve seviyorum da. Ancak söylemeliyim ki yaklaşımınızdan hiç hoşlanmıyorum. " dedi telefonda kadın; aniden. Şaşırmıştı adam ve öyle sessizce kaldı uzun bir süre.
Belli belirsiz,; telaşla kendini, yaklaşımını anlattı galiba. " Özür dilerim. Yanlış anlamışım sizi. Kırılmayın, üzülmeyin ne olur." dedi kadın. Henüz 3-5 gün olmuştu tanışalı oysa. Kulağının çekilmiş olması onuruna dokunmuştu. Ne olmuştu ki ? Yüreğini büyük bir hüzün ve kırılmışlık kaplamıştı bile.
Saygıya dayalı bir sevgi çerçevesinde idi görüşmeleri. Daha dün " sizi tanımaktan mutlu oldum. Sohbetinizden feyz ve tat aldım. Teşekkür ederim" diyen kendisi idi. Olup biten veya ima edilen bir şey de yoktu. Karşı iki cinsin karşılıklı oturup sohbet etmeleri, maalesef hala bacak arası çağrışımını yapan bir çevrenin eseri idi aslında ve anlaşılan uyarılmıştı. Belki de kendine öz güveni olmayan veya geçmişinde yaşamış olabileceği yakıştırmaların etkisi vardı. Oysa bunları aşmış olması gereken yaşta idi. Kendisini hep göz hapsinde hissediyor da olabilirdi. Ama bütün bunlar; sadece insan sevgisi ile dolu, gönül adamını yargılamasına ve kendince varsayımlara dayalı yorumlara girerek aşağılama ve suçlama hakkı vermemeliydi. Kültürü, olgun yaşı, toplumdaki statüsü bu neticeye varmasıyla çok çelişkiliydi.
Gönlü kırılmış, leke ve töhmet altında kalmış adam sustu."Asıl olan sizin huzurunuzdur, madem öyle görüşmemek en doğru yoldur " diyebildi usulca.
" Hayır. Görüşeceğiz. Arayacağım sizi" dedi kadın.
Ne kadın aradı, ne de adamın kırgınlığı bitti.
Adeta uykudan uyanır gibi irkildi ve heyecanlandı adam, uzunca çalan telefonun zil sesiyle... O olmalıydı ! Bir kaç gündür merak ve özlemle beklediği kadın. Hızlıca kalkıp telefona ulaştı. Yorgun yüreği nasılda çırpınıyordu göğüs kafesinde. Güçlükle bastı kabul tuşuna. Ve işte o idi nihayet !. O hep özlediği, beklediği yumuşacık ses... " Merhaba. Nasılsınız ? " diye sordu, her zaman ki olağanüstü ve değişik gülüşü ile. Rahatlamıştı adam , endişeleri zail olmuş sesinin tonundaki vurgu ile huzur duyarak şükretti kavuşturana. " İyi değildim; ama sesinizi duyunca şu an çok iyiyim. " diye yanıt verdi. " Ne yani henüz bir kaç gün oldu konuşmayalı. Her gün arayacak, haber verecek halim yok ya ! Hem neden o kadar sık arayacağım ki ? " dedi kadın.
Haklıydı elbette . Öyle ya o kadar yoğun meşgaleleri varken, neden zaman ayırmalıydı ki ? Ama o söyleyişindeki müstehzi ve tahrik edici gülüşü sezen adam; her şeyi göze alarak, belki de kulağı çekilmeye alışmış olmasından olsa gerek " Kimsem kim !!! Arayacaksınız. Günlük bilgim olacak sizden " demekten alıkoyamadı kendini. Kadın " Ben günlük gazetemiyim ya ! " dedi kahkahalarla. " Evet günlük gazetemsiniz. Siz arayacak, yazacak ve ben sizi her gün okuyacağım. Bunu unutmayın sakın ha !"... Adam; kafasına koymuştu bir kere, bütün yaşantısı bilmek, onu tanımak ve o gizemli, etkileyici, efsunlu kadını çözmek istiyordu.
Amacı farklı, saygın ve sevilen bu harikulade kadını bedensel olarak sarmak değildi. Hala anlayamadığı ve her gün daha da büyüyen duru ve emsalsiz sevgisinin onun ruhunu sarıp sarmalamasıydı tüm gayesi ve uğraşı.
Yüksek hasletlerine meftun kalan adam; şimdi onun zihin ve gönül rotatifinden çıkacak günlük özel gazetesini dört gözle beklemeye başlamıştı bile. Çünkü o gazetenin ömürlük yegane abonesi idi artık.
YORUMLAR
İhtiyarların aşkı böyle oluşuyormuş demek ki... Ben genç olduğum için pek anlamıyorum böylesi yavan aşklardan, onun için daha ikinci buluşmada yatakta debelenen aşklardan yana oyumu kullanıyorum... Tabii ki, latife bir yana, yazının içeriği anlamlıydı. Ve, yazım kurallarına uygun, düzgün bir yazı olduğundan ötürü de kendini keyfettirerek okuttu. Sadece bir hususu hoşgörünüzle tenkit edeceğim. Böylesine güzel bir öyküyü niçin kaynakçalara dayalı bilimsel yazılar kategorisinde kaydedersiniz, anlamam mümkün değil. Bunu yapanlar, genelde, yazılarım bir başlık altında kayıtlı dursun diye, diyerek çok saçma bir mazerete sığınmaktalar. Sizin gibi bilinçli bir yazarın böylesine bir mazereti olmamalı ve her yazıyı ilgili olduğu başlık altında kaydetmeli. Buna şunun için önem veriyorum. Ben genelde 'öykü' kategorisinde kayıtlı yazılardan başkasını okumam ve bugün sitede paylaşılan yazı sayısı düşük olduğu için yazınızı okumuş oldum, yoksa okumaktan mahrum kalmış olacaktım. Tebriklerimle.Saygıyla