Ağaç Yaşken Eğen Analar

• 25 Mayıs 2015 Pazartesi 01:42:01

Çocuğu yetiştirmede en büyük görev kadına (anneye) düştüğüne/yüklendiğine göre, kadının haklarını yok sayan bir canavarın tek sorumlusu/suçlusu kadındır demek geliyor insanın aklına.

Kadını ezen, canavarı yetiştiren de bir kadın, o canavarı suçlayanlar da kadın.
Kadını yok sayan erkek kadar, kendini yok saydıran kadın da suçludur.
Kadına şiddet uygulayan erkek kadar, kadınına el kaldırmakta mahsur görmeyen erkekler yetiştiren analar da suçludur.

Gördüğü şiddetten kaçıp baba evine sığınan kızını; “dost var, düşman var, el alemi sevindirme” ya da “baban, ağabeyin duymasın, onlar da gider kocanı döver, kan dökülür” diyerek kocasıyla barıştırıp o cehennemin ortasına geri gönderen (kızının şiddet görmesine göz yuman) bir anne ne kadar masumdur.

Annesini arayıp “artık dayanamıyorum kurtarın beni” diyen kızına, “tamam kızım sen çık gel, ama o şerefsizin çocuklarını getirme. Biz karnımızı zor doyuruyoruz, bir de onun piçlerini mi bakacağız” diyen (dayakçı kocanın yanında kalmasına mecbur eden) bir anne ne kadar masumdur.

Sırf zengin olduğu için, etrafına topladığı aynı zihniyetteki kadınlarla “aşkmış, sevdaymış, bunlar karın doyurmuyor kızım, oğlan zengin, git prensesler gibi hayatını yaşa. Sen bakma öyle deli dolu olduğuna, o evlenince değişir, kuzu gibi olur” deyip kızını bir psikopatla evlenmeye ikna eden anneler ne kadar masumdur.

Daha ağzı süt kokan kız çocuğunun eline hamuru verip “aaa babası bak kızım büyüdü sana mantı açıyor.” Ya da sandalye tepesine çıkarıp eline birkaç tabak verip “ aaa abisi bak kardeşin büyüdü bulaşık yıkıyor” diyen bir anne, neden kızının eline kitap tutuşturup, “ aaa babası, abisi bak kızım okuyacak, alim olacak, bilim adamı olacak” demiyor.

Nice kadınlar gördüm;
--kocasına haremlik selamlık oturmakta direten.
--kızına “okuyup orospu mu olacaksın” deyip istikbalini söndüren.
--kızını baskı altına alması için kocasını gizli gizli fitilleyen.
--küçücük kızının başını kapaması için kocasıyla kavga eden, dolduruşa getiren.
--oğluna gelinini kötüleyerek dövdüren.
--gelini kız evlat doğurdu diye küçümseyen.
--kavga ettiği hemcinsine “eteğine erkek evlat sidiği değmesin” şeklinde beddua eden.
--bakımlı kadının arkasından “kokoş-kokana” diyerek dalga geçen.
--erkeklerle sohbet edeni “kaşar” diyerek fişleyen.
--kocaları tarafından dövülen kadınlara “kim bilir ne halt ediyorlar da kocaları dövüyor, ben niye dayak yemiyorum” diyerek “ohh” çeken.
--okuyamayan, meslek sahibi olamayan hemcinsleriyle görüşmeyen/ küçümseyen.
--malıyla, mülküyle, kocasının mesleğiyle övünen, hemcinsine nispet eden.
--perde arkasından komşunun evine girip çıkanı dikizleyen, dedikodu biriktiren.
--aşık olan oğluna “biz muhafazakar bir aileyiz, o kız çok serbest yetişmiş bize ayak uyduramaz” diyen.
--çağdaşlığı elinin tersiyle iten, medeniyet istemeyen.
--sosyal aktivitelere katılanı, direneni, mücadele edeni iftiralarla lekeleyen.
Nice kadınlar gördüm, beni kadın olduğuma pişman ettiren.

Kadın erkek ayrımında yobaz kadınların (eğitimli-eğitimsiz) büyük payı var. Böyle toplumlarda kadın haklarını ilk önce kadınlar yok sayıyor. Dolayısıyla kadının birinci düşmanı da yine kadın oluyor.
Kendisi şiddet görmüyor diye, hemcinsinin şiddet görmesine göz yuman kadınlar ne kadar masumdur.

Kadın erkek ayrımında yobaz kadınların (eğitimli-eğitimsiz) büyük payı var. Böyle toplumlarda kadın haklarını ilk önce kadınlar yok sayıyor. Dolayısıyla kadının birinci düşmanı da yine kadın oluyor.
Kendisi şiddet görmüyor diye, hemcinsinin şiddet görmesine göz yuman kadınlar ne kadar masumdur.

Erkekler kendilerini yenilmez, bileği bükülmez, hatta daha ileri gidip kendilerini bir peygamber gibi görüyorlarsa tek suçlusu/sorumlusu kesinlikle onları yetiştiren «erkek evlat delisi» bilinçsiz kadınlardır.
Sen kalkıp oğlunu “aslanım, tosunum, koçum” diye seversen; o da büyüyünce senin iltifatlarının hakkını verecektir elbette. Önce en yakınından başlar saldırmaya, yok saymaya.

İnsan kılıklı canavarlar yetiştirmiş olmasaydı bazı kadınlar; bu kadar kadın canlı ceset gibi yaşamazdı, bu kadar kadın harcanmazdı, bu kadar acı ve gözyaşı da olmazdı.