- 1054 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yansımalarım
Ben seni bekledim
ben ömrümce bekledim
sen gittin
ikimizde kaybettik..
Düşünmek yordu beni,
yapmamız gereken şeyi belkide yapmaya cesaretimiz olmadığından vuslatın gelmeyişi
anlayamadık..
Fakat bir gerçek var göz ardı ettiğimiz yada kabullenmekten korktuğumuz bilmiyorum bir günahtan bir sevap beklemek saçma vuslata giden yol bu değil sende bende biliyoruz.
Senin yokluğun bana varlığın başkasına dokunuyorsa eğer yüreğindeki yerimi bir kere daha düşün..işte bu yüzden seviyor sanıp sevmeyen çok aslında..
Bütün bunların ana nedeni kendimi sevmemem, değer vermemem, sevilecek, değer verilecek biri olduğuma inanmamamdı. Uzun yıllar sonra, kendimi yenilemeyi başarmanın ardından özüme ulaşmayı, özümü sevmeyi, ona değer vermeyi başardım. Hakkım yok diye söylediğim şarkının sözünü ’Herkes gibi bende kendi bildiğim, görebildiğim doğrularım ışığında, önceliklerime, ihtiyaçlarıma, amaçlarıma göre yaşıyorum.’ a çevirebildim. Ve senin de söylediğin gibi hayat dolu birine dönüşebildim.
Kendini yok etme çabasında olan, kendine değer vermeyen biri canının yandığı durumları yaratan kişilere kızmayı bile beceremez. Ortada kırılabilecek bir şey yoktur ki, kırana kırdığı için kızmayı bilsin. Ancak ne kadar yok etmeye çalışsa da kişi enerjiyi, maddeyi, vücudunu, kalbini gerçekte yok edemediği gibi acıyı da yok etmeyi beceremez. Bedenin, kalbin ve ruhunun kırıldığı anlarda da kendini gösteren duygu bu sebeple kızgınlık yerine üzüntü olacaktır. Ve üzüntü duygusundan kaçamasa da onun ifadesini bile sevdiklerinden onları üzmemek adına saklayacak, gözlerinin ardında saklanan hüznü sadece dikkatli ruhlar yakalayacaktır.
Yaşama sevincini kaybedersen gözlerinde, Bilesin ki; çare bulamazsın aşkın sözlerinde.
Bir şeyi değiştirebilmek için önce onun var olduğunu kabul edebilmeli. Suçu, sorumluluğu başkalarına atıp kurban rolünü oynamak yerine kendi gücünü eline alıp bunu değiştirmek için çaba sarf etmeli.
Yazılarımız üzerinden yansımalarla konuşmaya, dertleşmeye devam ediyorum. Büyünün bozulmasından korkuyorduk sanırım bu mektupla aramızdaki büyüyü bozuyorum. Sana aşıkken huzurla dolmayı başarabilmişken, ayrılık rolünü oynamak bana ağır geldi. Bu sefer zamanında durmayı başarmış olmanın huzurunu yaşamaya ihtiyacım var. Hem bir yanardağ gibi patlayarak seni lavlarla tanıştırdım hem de kanatlarımı açıp uçmak istiyorum ve kanatlarıma seni sarıyorum.
Sınırsızlığa sanırım sadece yüreğimdekiler için hazırım diye düşünürken belki onun için bile sınırlarım vardır düşüncesi aklıma takıldı. Sonunda bende ne istediğimi söyleyebildim isteklerimiz çakıştı.
’İstediğin zaman dağılabilir istediğin zaman açılabilirsin sanırım bende öyle yapacağım içimizdeki çocuklar bizi toplayacaklar’ demiştim. Bu sefer beni toplayan aşka olan saygım onun elini tutup gülümsüyorum ve sanırım oda benim sırtımı sıvazlıyor.
Ben artık hayatımı birleştirdiğim, yüreğimde ki bir aşkın yangınıyla kendimi yakmayı da bildim. Aynı acıyı tekrardan yaşamakta, yaşatmakta istemiyorum. Korktum, kaçıyorum böyle de söyleyebilirsin. Ancak bu benim doğrum, gerçeğim. Ruhunun istediğini yapmak güzel ve ben ruhumun gerçekte sadece kimi istediğini biliyorum. Asıl yapmak istediğim ona giden yoldaki taşları temizlemek.
Ey kağıt, kalem ve hislerim bana eskimeyen aşkıma konuşabilecek cesareti bulmamda yardımcı oldun. Hatta biliyorum o da benim gibi yazıyor ve eşek sıpası yazdıklarını benden saklıyor. Bir gün bende onu okuyacağım.
20.05.2015
Rasim Yılmaz