Sevgili Konti
Evimize geldiğin ilk günü hatırlıyorum da gerçi çok uzak bir hatıra değil nasılda merakla tüm odaları gezmeye başlamıştın, senin keşif heyecanın vardı bende de evde yeni bir canlının heyecanı. Seninle yapabileceklerimizi düşündükçe mutlu oluyordum. Sen oradan oraya koşuyordun bense kirli ayaklarına bakıyordum.
Aslında ilk günden seni yıkayıp korkutmak istemiyordum ama böylede dolaşmazdın en iyisi ayaklarını yıkamaktı o niyetle banyoya soktum seni ama elim değmişken komple Yıkamaktan da geri kalmadım. Banyo kapısına çaresiz bakışın gözümün önünden gitmiyor. Sonra kurutma makinesinden korktun diye kurutmadım seni kendi haline bıraktım ama güzel bahar gününün hafif esintisini hesap edemedim. İlk gece yatağımın üzerine geldiğinde seni istememiştim Çok ses çıkartıyordun seninle uyuyamazdım, sonra sabaha kadar kumunla oynadın diye bana inat yaptığını düşünerek kızmıştım içimden sabah halini görünce ne kadar kötü hissettiğimi anlatmam, ishal olmuştun odayla tuvalet arasında gidip geliyordun. Her halde kedisi ishal oldu diye sabahın yedisinde arkadaşını arayıp ağlayan, ağlamaktan ne olduğunu anlatamayan benden başkası yoktur. Çok üzülmüş, vicdan azabını çekmiş keşke yıkamasaymışım diye çok pişman olmuştum.
Neyse birkaç gün sonra yaşadığımız tabii ki bu durumu gölgede bıraktı nasılsa üçüncü kattan atlayamazsın diyerek camı açarak mermerde gezmene izin vermiştim. Ama sen oradan dönüş yaparken düştün hem de ikinci katın balkon demirine çarparak. O an aşağıya bakamadım öldün bir yerin kırıldı ya da o üzerinden bir araba geçti diye çok korkmuştum sadece yoldan geçen birine abi’cim kedimi tutar mısın? diye seslenmiştim merdivenleri hızlıca inerken bu olasılıkları düşünüyordum adam seni tutmadıysa kaçtıysan* indiğimde abının kucağında karşı caddeden geldiğinizi gördüm. Adama bütün dilenci dualarını etmiştim Allah ne muradınız varsa versin vs.
Hadi dört ayak üzerine düştün! seni camdan düşürdüm ama sokağa düşürmedim, ya sokak kedisi olsaydın!
iyi ki evdesin!
Korkmuştun normal olarak köşelere çekilip sessiz sessiz oturuyordun. Sonra sana balık aldım pazardan bütün verdiğim için oynayıp yemedin sonra ince ince kesmem gerektiğini öğrendim. Ben nasıl balık kesecektim acaba komşu sevim ablaya kestirsem çok güler miydi? bana ama evde yoktu mecburen iş başa düştü maman bitmişti ve benim aldığımı yememiştin. Bir elimle gözümü kapayıp diğer elimle balıkla cebelleşiyordum. Sanırım hayatımda biri için yaptığım en büyük fedakârlık bu olsa gerek ama kesilen parçaları yemeye başladığında çok mutlu olmuştum. Pazar kahvaltısına kadar her şey normaldi bir iki kere tırmalayıp gizlice bir yerlerden çıkıp üzerime atlaman dışında. Sen saklambaç oynamayı seviyordun sakladığımda bulunmaktan korkuyordum bulma işini çok abartıyordun. Sen saklanınca ben saatlerce bulamıyordum. Kahvaltı etmek için masaya oturmuştuk ki bir tütsülenmiş saç kokusu geldi. Annem kalk bir kedine bak dedi hızla mutfağa koştum ocağa baktım açık bırakmışım, sende yerde yatıyorsun ilk bakışta anlamamıştım ama fark ettim ki o kocaman kuyruğunun yarısı yoktu artık bak bu kötü oldu işte.
Saçım kesildiğinde babaannem kökü sende diye teselli etmişti bende sana söylesem kedicik kökü sende.
Son yaşadığımız bu olayın ardından sana veda etmeye karar verdim. Ben seni çok sevdim ama niye sevmedin beni, kalmak ister miydin keşke cevap verebilseydin sorularıma, özleyecek te olsam doğru olanın bu olduğunu düşünüyorum.
Seni kaç candan ettim bilmiyorum ama en azından kalanları selameti için hoşçakal…
İmza
Bir Kedi Sever
İLKNUR BULUT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.