- 756 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AYNUR ENGİNDENİZ'İN YAZDIKLARI! (3)
Yaşlanmayı Dilemek! Anneye yazılan mektup. Mektup ama ne mektup. Öyle sıradan değil. " Beni soracak olursan iyiyim. Burada havalar gök gümbürtülü. Geçenlerde ineği sağarken dalağımı gakıverdi. Gonu komşu da bildiğin gibi işi olanlar işine,işi olmayanlar de dedikodu derdinde..” gibi yazılmış mektup değil.
Gerçi şimdi mektup yazmayı da toplum olarak unuttuk gerçi ya. Uzaktaki bir dostumuza içimizi dökmeye kalksak beyaz yaprağın üzerine ne yazacağımızı bilemeyiz. Ecüş bücüş şeylerle karalayıp dururuz. Zaten bu yüzden başparmağımız mesaj tıklamaktan boşuna azman gibi olmadı ya!
Neyse gelelim A. Engindeniz yazarımızın yazdıklarına. Şunu baştan itiraf etmeliyim ki eğer okumak için hiçbir şey bulamıyorsanız bence Aynur Engindeniz’in yazdıklarını karıştırın zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz hatta benim gibi terapi olursunuz ucuzundan…
Daha ilk satırlarla mest oluyorsunuz. Düz anlatımdan kaçarak mecaz, metafor, alegorik yaklaşımlarla estetiği (güzel duygular) yakalamış olmanın hazzıyla mutlu oluyorsunuz adeta.
“ Mevsimler insanın içindedir anne.. İlkbaharı sevdiğin için hep yeşiller giysen de bahar olmuyor. “ Buradaki seslenişte anneye duyulan hicran yarasının belirtilerini hissediyorsunuz.
“ Buradaki günler delirmiş. Yetişemiyorum artık. Yaşlanıyormuyum ne,vakitli vakitsiz aklıma geliyorsun,izlediğim filmlerde ağlamaya başlamalarım, delice kahkahalara boğulduğum Polis Akademisi filmlerine bile donuk bakışım…” Özlem duyguları öyle kabarmış ki Karadeniz’in hırçın dalgaları gibi köpürdükçe köpürmüş.
Mektubu soluksuz okumaya devam ettikçe içinizdeki çağlayan, şelaleyi dönüşüyor adeta…
Yazarımız, birden bire kendi içsel dünyasında yelken açmaya başlıyor, dalgalara inat.
Yaşlandığı zaman paspaslar dokuyup,halının üzerinde emekleyen torunlarını izleyeceğini, şu mükemmel cümleyle:
“ Romatizmalı ama hayatın ve ta ötelerde kalmış gençliğin tüm heyecanlarından arınmış,buruşuk, dingin, pak…”
Mektup, ortalara doğru bölgesel kültürle güç kazanıyor. “ Çarşambayı sel aldı ya da içinden hafif hüzün olan herhangi bir türküyü…"
” Sonra kızlarımla didişim, ben onları, onlar beni beğenmez.”
Burada ise kuşak çatışmasının toplum içindeki yansımalarını vurguluyor bize.
“ Anlayacağın yaşlanmayı özledim anne…Önceden primleri yatırıp uzayıp gitsek bilinmezlere…”
Yaşamdan erken pes ettiğini ya da kavgasız bir ortamın özlemini duyduğunu bu satırlarıyla bizlere fısıldıyor. O kadar yorgun ki yüreği…
Daudet’in Değirmenimden Mektuplar’ından didaktik yaklaşımlarla hayatın penceresini felsefi açıdan gözlerimizin önüne sergiliyor adeta…
“…Meğer en büyük değirmen bizimle dalga geçen hayatmış.” Bal tadında bir sesleniş anlayanlara tabi ki…
Mektup sonuca doğru farklı bir boyuta bürünerek düşünmeye sevk ediyor bizi. Adeta kapitalist sistem içerisinde nasıl dejenere olduğumuzu Keziban’ın üzerinden atıfta bulunuyor.
AVM.lerin bedava dağıtım günlerinden birinde tüketim çılgınlığı ile insanların özbenliklerinden uzaklaşıp basitleştiğini yazarak incitmeden kendine has üslubuyla toplumu irdeliyor.
Nasıl bir yaşama özlem duyduğuyla mektubunu noktalarken; bizi hem düşünmeye sevk ediyor hem de sanal dünyanın aldatıcı etkisinden uzaklaştırmayı ve kitaplarla kavuşmayı salık vererek yüreklerimize su serpiyor…
( Devam Edecek…)
YORUMLAR
Ayhan !
Bölümler ilerledikçe ;
" Ben Aynur kardeşimi okumuş geçmişim. Vay anasını..." duygusuna kapılmaya başladım
Tamam arkadaş senin iğnenin deliğinden geçecek kadar bu konularda hassas olduğunu biliyoruz.
Aynur kardeşimin dediği gibi bizi bu kadar da ezme...
Dizi devam ettiği sürece kendime aptallık belgesi hazırlayıp imza için Ankara ya geleceğim...
Şaka...Şaka... Sen devam et. Zevkle takip ediyor, oldukça da yararlanıyorum...
Selamlarımla...
ayhansarıkaya
Selamlar. Sevgilerimle...
Ayhan Abi, artık en diyeceğimi bilmiyorum. Susup bir kenardan seni izliyorum. Ne olur bu kadar ezme beni. Harcadığın emek ve zamanın altında ufaldım gittim kaç gündür. Allah sana senin gibi candan dostlar nasip etsin daima. Şimdi neneler gibi ardı bucağı gelmez duaya tutuşurum bak.
Ne diyeyim ki...
ayhansarıkaya
Selamlar.
Arkası yarın gibi dizilere cevap yazacaksam eğer, önce başa dönmek isterim.
Yazının yayınlandığını gördüğüm zaman, önce başa döndüm. Böyle güzel bir dostluğu alkışlamak gerek.
Ne mutlu sizlere. İnanın en az Aynur Hanım kadar mutlu oldum.
*
Sizi her ne kadar tanımasam bile doğru dostluğu olan bir insan zaten düzgün bir insan demektir. Hele ki arkadaşını doğru seçmişse, yolu açıktır.
Her iki tarafı da kutlarım.
Aynur Engindeniz
Sana da gönülden teşekkürler. Sen de daima beni destekleyen çok ama çok sağlam bir yazarsın. İyi ki de varsın. Şükür.
Davidoff
Ne mutlu kendisine.
Çok insanlar gördüm varlıklı babalarının paralarını kumar masalarında harcayıp tüketen.
O insanların emekli maaşları bile şimdi ipotek altında olup konu komşunun yardımına muhtaçlar.
Bırakın kitap okumayı,
yazar isimlerini sorsanız kendilerine hangi takımda oynuyor diye sorarlar.
Ayhan Beyi takdir ve tebrik ediyorum. Allah kendisine ve ailesine zeval getirmesin dilerim.