- 809 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdi, körsem, öldüysem...
Bazen içimde bir ötekiyle konuşuyorum.
Cevaplayamayacağım sorular soruyor bana. Cümleler kuruyor, tuzağına düşüyorum. Rüyalar görüyorum karanlığı zifir siyahına çeviren. Geceler biliyorum arkası kabus, sahneler görüyorum dört duvarı zindan, demir kelepçeler ellerimde.
Ne zaman uyansam iki kolumu birbirine kenetlenmiş buluyorum. Birkaç damla öfke kusuyor gözlerim peçete kağıtlarına…
Sonra kocaman bir kız oluveriyorum gün doğumuyla. Kimse görmesin diye ikinci bir yüz yaratıyorum zoraki. Sormasın diye kimse dinlemiyorum en acılı türküleri.
En çok uyku haliyle uğruyorum yanına. Seni öldürdüğüm yerde dua okuyorum sessiz sedasız, ardımda bıraktığım cehennem günlerini anıyorum, günlükler yakıyorum her yıl dönümü. Kimliğimi bıraktığım sokaklarda, sileler atıyorum boşluğa, tekmeler savuruyorum isabetsiz.
Ben öldürdüğün yerden kanıyorum her seferinde. Birlik olduklarınla yıktığınız binanın duvarlarını örmeye çalışıyorum günden güne. En büyük depremlere bile dayanacak kadar güçlü temellerim şimdi. Ne fotoğraf karelerinde bıraktığınız tebessümler, ne yalancı, günahkar yüzünle kurduğun cümleler,
Yıkmayacak beni.
Ben aylar önce o durmak bilmez yağmurun altında öldüm. Ben o gecenin sabahına doğru teslim ettim canımı. Ben o gün son yeminimi ettim , son sözümü söyledim. Bin kere tövbe bıraktım secde ederken.
Ben aylar önce, hatta senesi dolmuştu değil mi?
Öldüm…
O en temiz halimi de sen götürdün giderken. Kötü dilek dilemesini de sen öğrettin, lanet etmesini de. En kötü alışkanlıklarımı senden aldım ben.
Şimdi , körsem, duymuyorsam sesini, öldüysem.
Senin yüzünden.
n.k-2015
Boşluğa...
YORUMLAR
Oy!...
Fırtına oldu esti hüzün bulutları cümleler arasından.
Bu sayfanın yazarı,
eskiden tebessümler dağıtan yazılar kaleme alırdı.
Canlı-cansız, genç-yaşlı, güzel-çirkin her bir şeyi,
mutluluğun sihirli atmosferi gölgesinde sunardı okuyucusuna.
Ne zaman ki yolu Van'a düştü,
duygu ufuklarından hep hüzün rüzgarları esip gelmeye başladı.
Ne demeli?
Edebi açıdan bu da çok güzel ama,
ne bileyim, biz hiç böyle alıştırılmamıştık.